İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 25.12.2024 tarih ve 119 sayılı yazısına konu NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 15, 22.12.2024 tarihlerinde 20:00 ve 21:00 saatlerinde yayınlanan “Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar” adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 15, 22.12.2024 tarihlerinde 20:00 ve 21:00 saatlerinde yayınladığı, Halikarnas Balıkçısı adıyla Bodrum’u bugünkü ününe kavuşturan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın İtalyan eşiyle beraber Büyükada’ya ailesinin evine dönmesi sonucu gelişen olayları konu edinen “Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar” adlı dizi filmin,
15.12.2024 tarihinde yayınlanan bölümde, dizi film karakterleri arasında geçen diyaloglarda; “Aliye ve Fahrünisa tavan arasında kilitli duran sandığın içinde ne olduğunu merak eder ve sandığı açarlar. Orası neden siyah? Tüy onlar. Ne tüyü? İnsan tüyü, kıl işte. Iyy! Iyy deme, büyünce sende de olacak. Sende var mı? Alyoşa! Böyle sorular sorulmaz. Ben sorarım. O zaman da deli derler işte. Bunları gördüğümüzü sakın kimseye söyleme tamam mı? Söylemem. Sahnenin devamında Aliye abisine sandıkta ne gördüklerini anlatır. Cevat abim hep çıplak kadınların resmini çizmiş. Aniesi yengemi de çizmiş. Hem de anadan üryan. Biz gördük Nisa ile. Nerede gördünüz? Sandığın içinde. Sandık mı? Nerede? Tavan arasında. Şakir Paşa köpeği ile yolda yürümektedir. O sırada üst tarafı çıplak bir kadının denize girdiğini görür. Bu da kim yahu? (Kıyafetlerini bir köpeğin aldığını görünce bağırmaya başlar) Hayır! Getir onu. (Köpeğinin ağzından kıyafetleri alamaya çalışır) Bırak. Ver şunu. Fahrünisa, babasının ve Aniesi'nin birlikte fotoğrafını çekmek ister. Babacım, ben de sizin fotoğraflarınızı çekebilir miyim? Benim fotoğrafımı mı çekmek istiyorsun? Nasıl çekildiğini biliyor musun? (Fahrünisa başıyla onaylar) Hımm.Çek bakalım. Şurada durursanız sera daha güzel görünür. (Şakir Paşa Aniesi'yi görür ve onu izlemeye başlar) Baba! Şurada durursanız sera daha güzel görünür. Ah yengecim gelin, gelin. (Aniesi Şakir Paşa ve Fahrünisa'ya doğru yürümeye başlar) Yengemle Mutara'nın da fotoğraflarını çekebilir miyim? Olur, olur. (Yengesinin yanına giderek) Mutara ile footğraflarınızı çekmemi ister misiniz? Aa, çok isterim ama uyuyor. Aa! O zaman ben de sizin fotoğraflarınızı çekeyim babamla. Olur mu? Olur. Olur, olur. Yaşasın! (Aniesi ve Şakir Paşa bakışır) Babacım biraz birbirinize yaklaşın. Şöyle…Baba biraz daha yaklaşın. Evet. (Şakir Paşa'nın köpeği yanlarından geçince Aniesi denizdeyken kıyafetlerini alan köpeğin Şakir Paşa'nın köpeği olduğunu ve onu gören kişinin de Şakir Paşa olduğunu anlar ve bakışırlar) Çekiyorum... Çektim.”,
22.12.2024 tarihinde yayınlanan bölümde ise; “Aniesi ve eşi Cevat yatakta konuşmaktadır: Yok istemiyorum. Ama ben çok istiyorum. Hayır. Ama haklısın fazla tepki verdim. Korkuttum seni, özür dilerim. Ama bana neler söylediğini duysan sen de hak verirdin. Hakaret etti bana. Benim yerimde kim olsa delirirdi Aniesi. Hayır, ben delirmezdim, sevinirdim. Ben babamla hiç kavga yapmadım, hiç. Hiç kızmadı bana, karışmadı bile. Ben ne istersem yaptım çünkü babam yok. Ben bebekken gitti ve bir daha da dönmedi. Sen bilmiyorsun ne kadar şanslısın. Tamam ben okulu bırakacağım. İşe başlayacağım, tamam? Ne, doğru mu söylüyorsun? Başka çarem mi var? Söz mü? Söz. Hadi kalk o zaman. Ne? Hadi, hemen hemen söyle babaya. Hadi...Niye? Çok sevinecek. Anne de çok sevinecek. Herkes çok sevinecek, hadi...Acelen ne? işimiz bitmedi daha. Ama söyleyeceksin değil mi? Tamam, söyleyeceğim. Ne zaman? Müsait bir zamanda söylerim. Ne zaman? Yakında. Ne zaman, ne zaman? Bugün. Tamam o zaman gelini öpebilirsin. Aniesi ve Cevat, Cevat'ın akşam eve geç gelmesi ile ilgili tartışırlar. Sen neredeydin? Ya çok, çok güzel bir şey oldu. Kolejden arkadaşım Orhan'la karşılaştım. Çok bahsetmiştim, hatırladın mı Orhan'ı? Hayır! Neyse sınıfa bir girdim bir baktım Orhan köşede ağzı açık bana bakıyor. Çok sevindik tabii, öpüştük koklaştık. Dedik şöyle bir özlem giderelim, bir meyhaneye gidelim oturalım dedik. Ee tabii konu konuyu açtı. Meğer o da Sana-i Nefise'de resim tahsiline başla...Yine surat asıyorsun değil mi? Hemen surat as. Ne var yani? Ne var ya? Kaç senelik arkadaşımı görmemişim. senelerdir ben onun dostluk sohbetinden mahrum kalmışım. Ne var yani birazcık muhabbet ettiysem? Sen eskiden çok çapkın değil mi? Nereden çıkıyor bu? Ben duydum. Allah'ım yarabbim! Öyle değil mi? Şimdi resim bitti, balık bitti, arkadaş bitti, kadın mevzu mu başladı şimdi? Bir erkek eskiden çapkın, hep çapkın. Sesini yükseltme bana. Yükseltiyorum ne yapacaksın, ha? Sen başka kadın bulacak beni atacak değil mi? O gelecek burda, o yaşayacak bu köşkte. Bağırma herkesi uyandıracaksın. Uyansınlar, uyansınlar. Bağırıyorum işte! Bağırmak istiyorum. Ee o zaman ben daha çok bağırırım. Senin terbiyesizliğinden mi korkacağım? (Evde yaşayan diğer kişilerin kendi odasında Aniesi ve Cevat çiftinin kavgalarını dinlediği sahnelere yer verilmekte olup arka fonda çiftin birbirlerine bağırarak kavga etmeye devam ettiği de görülmektedir) Sen başka kadınlarla geziyor. Başka kadınlarla gezdiğim yok. Orhanlaydım dedim ya! Ben inanmıyorum. Sen zaten hep yalan, hep yalan. Delisin sen! Gece gece yaptığın şeye bak, şu haline bak Aniesi. (...) Sen zaten deliydin. (Tekrar çiftin odası ekrana gelmektedir) Öyle mi? O zaman benimle neden evlendin? Çünkü çok güzelsin. Çünkü aşığım sana. Aptal! Çünkü bayılıyorum sana. Ben nefret ediyorum senden. Ben de senden nefret ediyorum. İyi. Hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın. Eğer bu kadınla evlenmezsem kendimi öldürürüm dedim. (Öpüşmeye başlarlar) Yoksa bir deliyle niye evlenir ki insan? Aniesi ve Cevat çifti şiddetli bir kavga ederler. Bunun üzerine Aniesi sinirle evden çıkarak serada bağırmaya ve etrafındaki şeyleri yıkmaya başlar. Aptal! Aptal! Aptal! Çirkin! (Sinirle kendisini tokatlar, saçlarını dağıtır ve üzerindeki kıyafeti yırtar. Sahnenin devamında seranın girişinde Şakir Paşa görünür ve Aniesi üzerini düzeltmeye ve örtmeye çalışır) Özür dilerim, ben pardon...İyi misin? (Aniesi başını iki yana sallayarak hayır işareti yapar) Ne oldu? Ben ve Cevat çok, çok...Çok kötü...Çok kötü...pardon, pardon ben şimdi konuşamıyorum. Türkçe...yapamıyorum…(Aniesi ağlamaya başlar). (İtalyanca konuşarak) O zaman İtalyanca anlat...(Bir süre bakıştıktan sonra Aniesi Şakir Paşa'ya sarılır) (İtalyanca konuşarak) Korkuyorum. (İtalyanca konuşarak) Neden? Unuttum. (Şakir Paşa, Aniesi'nin sarılmasına karşılık verir)” şeklinde sahnelere yer verildiği görülmüştür.
Ülkemizde ve tüm dünyada radyo ve televizyon yayınları çeşitli kanunlarla düzenlenmekte ve denetlenmektedir. Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi’nin “Yayıncının Sorumlulukları” başlıklı 7. maddesinde “Program hizmetleri sunu ve içeriği bakımından tüm unsurları insan onuruna ve diğer insanların temel haklarına saygılı olacaktır.” ifadesi ile aynı maddenin 1. fıkrasında belirtilen “Program hizmetleri, özellikle edebe aykırı olmayacak …” ifadesi ve 2. fıkrasında belirtilen “Çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini zedeleyebilecek türden program hizmetleri, bunların seyredilebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmayacaktır.” şeklindeki hükümler yer almaktadır.
Aile, bireyin sosyalleşmesi, kişisel ve kültürel kimliğini kazanmasında; toplumsal değerlerin ve kültürel kodların benimsenmesi ve aktarılmasında oynadığı rol bakımından idealize edilen sosyo-kültürel bir yapıdır. Bu sebeple aile devlet politikalarıyla korunmaktadır. Anayasamızın 41. maddesi "Aile, Türk toplumunun temelidir." ifadesiyle aileyi toplumun yeri doldurulamaz bir kurumu olarak nitelemektedir. Maddenin gerekçesine bakıldığında sosyal yaşamın sağlıklı bir şekilde kurulması ve korunmasının önemine vurgu yapılarak, ailenin korunmasının anayasal düzenlemeye konu olması, buna ek olarak evlilik birliğinin kurulmasının yaygınlaştırılması ve kolaylaştırılması gerektiğinden söz edilmiştir. Gerekçede yer verilen "Aile ahlaki bir çerçevedir. Aile, toplu yaşamanın ilk modeli olarak eğitim, yardımlaşma ve şefkat kaynağıdır." ifadeleri yasa yapıcının perspektifinin ortaya konulması yönünden kayda değer önemdedir. Bu bakış açısının kaynağı İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 16. maddesinde yer alan "...Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve devlet tarafından korunma hakkını haizdir." ifadeleridir. Aileyi korumaya yönelen pek çok ulusal ve uluslararası düzeyde yazılı-yazısız norm bulunmakla birlikte ailenin korunması kültürümüzün değerler hiyerarşisinde en üst sıralarda yer almaktadır. Ailenin zarar görmesi ya da yok olması ihtimali kabul edilemez bir durumdur. Bugün modern yaşamda da sağlıklı bir toplumun ön şartı sağlıklı aile olarak kabul edilmekte; aile yasalarla korunup güçlendirilmeye, refah düzeyi artırılmaya çalışılmaktadır.
Televizyonlarda yayınlanan dizi filmlerde aile içi çarpık ilişkiler, evlilik dışı ilişkiler, aldatma, cinsellik vb. konular zaman zaman işlenebilmektedir. Herhangi bir kültürel üründe; roman, tiyatro, ya da sinemada tek bir sahnede yaşanıp biten bu ilişkiler, televizyonun ve dizi filmlerin parçalı ve sürekli yapısı ile günlük hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Ülkemizde televizyon, kültürümüzün bir parçasıdır ve hâkim kitle iletişim aracı olması sebebiyle diğer iletişim araçlarınca da sürekli olarak beslenmektedir. Bu durum da televizyon dizilerini aylarca gündemde tutmakta, her bir bölüm hafta boyunca diğer iletişim araçlarınca da işlenmektedir.
Bununla birlikte her ne kadar televizyon dizileri belli saat aralıklarında yayınlansa da yer verilen içerikler, içinde bulunduğumuz çağın dijital iletişim çağı olması sebebiyle farklı iletişim kanallarında her yaştan kullanıcının izlemesine açık hale geldiği de unutulmamalıdır. Bu sebeple de medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar, her ne kadar hedef kitleleri belli bir yaşı geçmiş, muhakeme yeteneğini kazanmış bireylerden oluşsa da dizi ve filmlerde yer verilen içeriklerin farklı platformlarda hedeflenenin dışında kitlelere, henüz muhakeme yeteneğini tam kazanamamış çocuklara da ulaşabileceğinin farkında olarak içerik üretiminde bulunmalıdır. Medya araçları arasındaki bu etkileşimin gücü ise azımsanamayacak kadar yüksektir. Bu bağlamda özellikle çocukları ve gençleri olumsuz etkileyebilecek içeriklerin daha dikkatle seçilerek ekranlarda işlenmesi noktasında medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara büyük sorumluluklar düşmektedir.
Medya ailenin korunmasına en fazla etki edecek olan kanalların başında gelmektedir. Şiddeti, bölünmeyi ve bireysel hazzı ön plana çıkaran programların ve yapımların yerine, aile değerlerini korumaya yönelik, hem kadını hem de erkeği geliştirebilecek bir perspektifle, günlük hayata pratik faydalar sunabilecek programlar hazırlanmalıdır. Özellikle son yıllarda televizyonlarda yürütülen çeşitli programların hem toplumsal hem de ailevi değerlerimizle örtüşmemesi ve gerçek bir aile yapısını oluşturamaması açısından sakıncalı olduğu ve arzu edilmeyen zarar verici sonuçlar doğurduğu görülmüştür.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu dizi filmde küçük çocukların yengelerinin çıplak çizimlerine bakmaları, bu çizimlerin mahrem detaylarını yorumlamaları gibi çıplaklık ve cinsellik içeren ifade ve davranışların çocuk ve gençlere olumsuz örnek oluşturduğu, bununla birlikte dizide resmedilen Cevat ve Aniesi evliliğinin, ya güven ve iletişim problemlerinin olduğu sahnelerle ya da hazzın ve karı-koca mahremiyetinin gerektiği sahnelerle izleyici karşısına getirildiği görülmekte olup; hem Türk toplumunun genel ahlak kavramı ve manevi değerleriyle bağdaşmayacak bir biçimde izleyicilere aktarıldığı hem de aile birliğinin göz ardı edildiği, bu duruma ek olarak; Şakir Paşa ve Aniesi (kayınpeder-gelin) arasında geçen birçok sahnede gerek kullanılan müzikler gerek Şakir Paşa'nın Aniesi'yi uzaktan seyretmeleri gerekse de uzun bakışmalar ile aralarındaki ilişkinin kayınpeder ve gelin ilişkisinden ziyade romantik bir zemine çekilerek çarpık ilişkilerin ortaya çıkarıldığı, dolayısıyla mezkur yayınlarda resmedilen aile tablosunun çarpık ilişkiler, kaoslar, çıplaklık ve cinsellik gibi temeller üzerine oturtulduğu ve bu sebeple de henüz fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimini tamamlamamış çocuk ve gençler ile toplumsal değerleri bilhassa da aile kavramını olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %3 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; "Toplumun millî ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Kasım 2024 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 328.665.210,09 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 9.859.956,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, aynı maddenin 11’inci fıkrası uyarınca 1 ay içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ, Tuncay KESER ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.