İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 03.10.2022 tarih ve 1506 sayılı yazısına konu h halk logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 28.09.2022 tarihinde saat 21:00’da yayınladığı "Sözüm Var" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; h halk logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 28.09.2022 tarihinde saat 21:00’da yayınlanan, sunuculuğunu Şirin Payzın'ın yaptığı, gündemle ilgili çeşitli siyasi ve sosyal meselelerin konuşulduğu, "Sözüm Var" adlı programda, geçen diyaloglarda; "...Şimdi burada biz AKP'nin neler yapabileceğini, normal sistem içinde neler yapabileceğini konuşuyoruz. Ancak mesela bazı muhalefet partilerinin milletvekillerinin birtakım iddiaları var. Bunlardan bir tanesi Rusya'dan uçaklarla nakit özellikle oligarkların ve şu anda bütün dünyada yasaklı olan birtakım iş insanlarının Türkiye'ye nakit para getirdikleri ve bir şekilde bu gelen nakit paranın piyasada dolaştığı, aynı şekilde tahıl taşıyan gemilerle de nakit para geldiği konusunda bazı muhalefet milletvekilleri iddiada bulunuyorlar. Dolayısıyla ortada dönen önemli miktarda bir para var. Bu sistem dışı bir para ama daha öncede konuştuk zaten. Birtakım para girişlerini bütün bankacılar söylüyorlar, borsacılar.... Devletin hesaplarında var. Devletin hesaplarında görülmeyen ama bankacıların, finans çevrelerinin, borsanın bildiği ya da muhalefetin gözlemlediği müthiş bir cash-nakit, sıcak para var. Şimdi bunun AKP tarafından seçimler için kullanılıp kullanılmayacağı önemli bir soru işareti?! Muhalefet için de öyle. Böyle bir parayı kullanarak seçmene; "Ya evet bu AKP problemli, çok da sorun ve mesele var ama günün sonunda bizi yine kuyudan çıkaracak olan, bak sağdan soldan para da buluyor AKP'dir" dedirtir mi bu sıcak para? Böyle bir potansiyel görüyor musunuz? Her ikinize de soracağım. - Türkiye'ye Rusya'dan ya da diğer farklı belki körfez ülkelerinden getirilen sıcak para; sistem dışından da ekonomiye servis edilirse, yardım şeklinde dağıtılırsa, destek olarak topluma verilirse ya da kendi seçmenine doğru bir şekilde harcanırsa bu, evet AKP ile ilgili sorunlar var ama yine de 'Türkiye'yi çıkartırsa AKP çıkartır'ı güçlendirir mi?...- Ekonomist gözüyle hayır. Rakamlar üzerinden konuşayım. Yılın ilk 7 ayında 37 milyar dolar cari açık var. Bunun yaklaşık 24 küsur milyar doları zaten net hata noksanla geldi. Bunun bir kısmı uyuşturucu parası olsa bir kısmı kayıt dışı olsa bir kısmı da dediğiniz şekilde gelen dövizlerle geldi Türkiye'ye.... Sonuçta bu paralar gelirken ne oldu? Merkez Bankası; sene başından beri işte ihracatçıların döviziydi, işte kur korumalı mevduatla gelendi ve bu şekilde gelen yaklaşık 80 milyar dolara yakın daha döviz rezervi satışı yaptı..." şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, demokrasinin en temel önceliklerinden biri halkın haber alma özgürlüğü olduğundan demokratik rejimlerde medya, kamuoyu oluşumunda hayati derecede öneme sahip bir aktördür. Öyle ki; medyanın yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen dördüncü güç olduğu çoğu otorite tarafından kabul edilmektedir: "Basın; yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen dördüncü kuvvettir. Genel olarak dördüncü güç unsuru olduğu kabul edilen medyanın vatandaşlara bilgilerin ulaşmasında önemli bir rol üstlendiği de dikkat çekilmesi gereken bir husustur." Medyanın dördüncü güç rolüne ilişkin klasik değerlendirme, hükûmet hakkında enformasyon toplayan ve tüm yurttaşlara hükûmet hakkında enformasyon dağıtan bağımsız medyanın, bir denge unsuru ve hayati önem taşıyan bir kontrol mekanizması olarak hizmet ettiği yönündedir.
Bu açıdan bakıldığında medyanın gücü ne kadar fazlaysa medya mensuplarının sorumluluğunun da o ölçüde arttığını söylemek mümkündür. Muhakkak ki medya mensuplarının halka karşı sorumlulukları bulunan kişi veya kuruluşları eleştirme ve onların gerçekleştirdikleri eylemler hakkında kamuoyunu bilgilendirme hakkı bulunmaktadır. Ancak bu hak kullanılırken tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerinden ödün verilerek kamuoyunu yanlış yönlendirebilecek yayınlardan sakınılması; kişi, kurum ve kuruluşların haklarının da gözetilmesi gerekmektedir. Medya hizmet sağlayıcılar, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla kanunlarda yer alan ilkelere ve basın meslek ilkelerine uygun olarak sunmalıdır. Ayrıca, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin gazetecilik mesleğiyle ilgili işaret ettiği ahlaki sorumluluk kapsamında, toplum bilincinin gelişmesini
sağlama, haber ve yorumların kişisel yargılar içermemesi ya da gerçekleri çarpıtmaması ve gizlememesi gibi gazeteciliğin topluma borçlu olduğu etik ilkelere uygun davranılmalıdır. Buna göre tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerinden ödün vererek kamuoyunu yanlış yönlendirebilecek yayınlardan sakınılmalı, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanmamalıdır.
Gazeteciler ve yayıncılar genellikle haberin gerektirdiği bilgi ve sorumluluğu haberin veya yorumlanacak iletinin yapılış aşamalarında araştırma ve yayınlama süreçlerinde nesnel verilere, dengeli habercilik ilkesine değil, hedef kitlenin beklentisine göre şekillendirebilmektedirler. Haberde veya yorumlanan iletide tarafsızlık kavramını uygulayabilmek için tartışılan konuyla ilgili tüm bilgiler aktarılmalı, tartışmalı konularda tarafların görüşleri bildirilmeli, konuyla ilgili güncellenen bir durum varsa ortaya konmalı, haber kaynağının sözleri veya görüntüleri özünü kaybetmeden maddi gerçekliğe dayalı olarak aktarılmalıdır.
Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların sorumlu yayıncılık ilkesiyle ve azami ölçüde dikkatle hareket etmesi etik haberciliğin birincil gereklerindendir. Bir yayıncı kuruluş, doğruluk ve gerçeklikten ödün vermesi durumunda ilk amacı olması gereken “doğru bilgi aktarma” ilkesine aykırı bir tutum ortaya koyduğunu ve beraberinde kaçınılmaz olarak etik sorunların doğacağını dikkate almalıdır. Gazeteciler seçtikleri haberleri topluma ileterek, bireylerin hem yakın çevrelerinde hem de ulusal ve uluslararası düzeyde yaşanılan olaylar hakkında toplumun bilgi edinmesini sağlar. Toplumun bağımsız temsilcileri olarak isimlendirilen gazeteciler, toplum içindeki grupların kanaatlerini birbirlerine ileterek toplumsal iletişimin gerçekleşmesine yardımcı olurlar. Gerçeklerin değiştirilerek aktarılması; kişinin yanlış bilgilendirilmesine, toplum içinde yanlış anlaşılmalara dolayısıyla dezenformasyona sebep olabilir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda yer verilen; “...Devletin hesaplarında görülmeyen ama bankacıların, finans çevrelerinin, borsanın bildiği ya da muhalefetin gözlemlediği müthiş bir cash-nakit, sıcak para var. ... Bunun bir kısmı uyuşturucu parası olsa bir kısmı kayıt dışı olsa bir kısmı da dediğiniz şekilde gelen dövizlerle geldi Türkiye'ye...” şeklindeki taraflı kişisel görüşlerin kamuoyunda özgür kanaat oluşumunu engelleyebilecek, toplumu yanlış yönlendirebilecek ve toplumda farklı değerlendirmelere sebebiyet verebilecek nitelikte olduğu; bu türden bir yayın içeriğinin siyasi yorum olarak değerlendirilse de kamusal sorumluluk gereği yayıncı kuruluşun aktarımına aracılık ettiği, henüz sonuca ulaşmamış ve araştırılması istenen konuyla ilgili olarak kesin yargılar ve suçlayıcı ifadelerle yapılan bu açıklamaların kamusal sorumluluk anlayışıyla bağdaşmadığı gibi tarafsızlık, gerçeklik, doğruluk ilkeleriyle bağdaşmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan; "Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2022 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.909.869,57 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 117.296,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “(…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Okan KONURALP ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 06.10.2022 tarih, 2022/39 sayılı toplantısında alınan 10 No’lu karara karşı oy yazısı.
İlhan TAŞCI Şerhidir.


