Toplantı No:
Toplantı Tarihi:
Karar No:
Şerh Konusu: Üst Kurulun 06.10.2022 tarih, 2022/39 sayılı toplantısında alınan 10 No’lu karara karşı oy yazısı.
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 03.10.2022 tarih ve 1506 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda "H HALK" logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 28.09.2022 tarihinde saat 21:00’da yayınlanan ve sunuculuğunu Şirin Payzın’ın yaptığı, "Sözüm Var" isimli programda geçen diyaloglarda yer alan;
"...Şimdi burada biz AKP'nin neler yapabileceğini, normal sistem içinde neler yapabileceğini konuşuyoruz. Ancak mesela bazı muhalefet partilerinin milletvekillerinin birtakım iddiaları var. Bunlardan bir tanesi Rusya'dan uçaklarla nakit özellikle oligarkların ve şu anda bütün dünyada yasaklı olan birtakım iş insanlarının Türkiye'ye nakit para getirdikleri ve bir şekilde bu gelen nakit paranın piyasada dolaştığı, aynı şekilde tahıl taşıyan gemilerle de nakit para geldiği konusunda bazı muhalefet milletvekilleri iddiada bulunuyorlar. Dolayısıyla ortada dönen önemli miktarda bir para var. Bu sistem dışı bir para ama daha öncede konuştuk zaten. Birtakım para girişlerini bütün bankacılar söylüyorlar, borsacılar.... Devletin hesaplarında var. Devletin hesaplarında görülmeyen ama bankacıların, finans çevrelerinin, borsanın bildiği ya da muhalefetin gözlemlediği müthiş bir cash-nakit, sıcak para var. Şimdi bunun AKP tarafından seçimler için kullanılıp kullanılmayacağı önemli bir soru işareti?! Muhalefet için de öyle. Böyle bir parayı kullanarak seçmene; "Ya evet bu AKP problemli, çok da sorun ve mesele var ama günün sonunda bizi yine kuyudan çıkaracak olan, bak sağdan soldan para da buluyor AKP'dir" dedirtir mi bu sıcak para? Böyle bir potansiyel görüyor musunuz? Her ikinize de soracağım. - Türkiye'ye Rusya'dan ya da diğer farklı belki körfez ülkelerinden getirilen sıcak para; sistem dışından da ekonomiye servis edilirse, yardım şeklinde dağıtılırsa, destek olarak topluma verilirse ya da kendi seçmenine doğru bir şekilde harcanırsa bu, evet AKP ile ilgili sorunlar var ama yine de 'Türkiye'yi çıkartırsa AKP çıkartır'ı güçlendirir mi?...- Ekonomist gözüyle hayır. Rakamlar üzerinden konuşayım. Yılın ilk 7 ayında 37 milyar dolar cari açık var. Bunun yaklaşık 24 küsur milyar doları zaten net hata noksanla geldi. Bunun bir kısmı uyuşturucu parası olsa bir kısmı kayıt dışı olsa bir kısmı da dediğiniz şekilde gelen dövizlerle geldi Türkiye'ye.... Sonuçta bu paralar gelirken ne oldu? Merkez Bankası; sene başından beri işte ihracatçıların döviziydi, işte kur korumalı mevduatla gelendi ve bu şekilde gelen yaklaşık 80 milyar dolara yakın daha döviz rezervi satışı yaptı..."şeklindeki ifadeler nedeniyle 6112 sayılı Yasanın 8. Maddesinin birinci paragrafı (ı) bendinde yer alan "…Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz” hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle idari yaptırım uygulanmasına “oy çokluğuyla” karar verildi.
İfade özgürlüğü; çoğulcu ve anayasal demokrasilerin temel taşlarındandır. Farklı tanımlara yer verilmekle birlikte genel kabule göre, ifade özgürlüğü; insanın serbestçe haber, bilgi ve başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği fikir ve kanaatlerden dolayı kınanmaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte meşru yöntemlerle dışa vurabilme imkan ve serbestisidir. İfade özgürlüğü, sadece “düşünce ve kanaat sahibi olmayı” değil, “düşünce ve kanaatlere ulaşma” ve “düşünce ve kanaatleri açıklama, yayma” özgürlüklerini de kapsamaktadır. Ayrıca ifade tarzları, biçimleri ve araçları da bu özgürlük kapsamındadır.
İfade özgürlüğü demokratik toplumların vazgeçilmez ana unsurlarından en önemlisidir. İfade özgürlüğü, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası hukuk, Anayasamız, çeşitli yasalar, Yargıtay içtihatları ve AİHM kararları ile güvence altına alınmıştır.
AİHM’ye göre ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun en önemli temellerinden olup, toplumsal ilerlemenin ve her kişinin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. AİHS'nin 10. maddesinin 2. fıkrası saklı kalmak koşuluyla, ifade özgürlüğü, yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran “bilgiler” ya da “düşünceler” için de geçerlidir. Çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın “demokratik bir toplum” olamaz. (Handyside/Birleşik Krallık, 5493/72, 07.12.1976).
Yine AİHM’ne göre hükümete karşı eleştirinin sınırları, bir vatandaşa hatta bir politikacıya göre daha geniştir. Demokratik bir sistemde, Hükümetin eylemleri ve ihmalleri sadece yasama ve yargı makamlarının değil aynı zamanda basın ve kamuoyunun da yakın incelemesine tabi tutulmalıdır.(AİHM Castells/İspanya, Başvuru No: 11798/85, Para. 46)
Bir başka AİHM kararına göre; ifade özgürlüğünün, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için AİHM’nin de ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında sıkça belirttiği gibi yalnızca toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü haber ve düşüncelerin değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın demokratik toplumdan bahsedilemez (AİHM Handyside/Birleşik Krallık, Başvuru No: 5493/72, Para. 49).
Demokratik toplumların olmazsa olmazı düşünce ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğünün, gerek uluslararası hukukta gerekse iç hukukta güvence altına alınması göz önüne alındığında H HALK logolu yayın kuruluşunda yer alan ve ifade özgürlüğünün sınırlandığı hakaret, aşağılama, tehdit ve küfrün yer almadığı programa yaptırım uygulanmasının hukuki olmadığı görüşünde olduğum için katılmadım.


