“Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı” Sona Erdi
Bilkent Otel’de düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı”, medyanın rolünü tartışmak ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla gerçekleştirildi.
Çalıştayda, şiddetle mücadelede karşılaşılan engeller ve çözüm yolları ele alındı, katılımcılar medya sektörünün toplumsal sorumluluklarını nasıl yerine getirebileceğini tartıştı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) himayesinde, Cumhuriyet Kadınları Derneği iş birliğinde yapılan çalıştaya, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, CKD Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, RTÜK Üyesi Dr. Deniz Güçer, RTÜK Başkan Yardımcıları Deniz Güler, Dr. Feyzullah Tecirli ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan uzmanlar başta olmak üzere, çok sayıda sivil toplum kuruluşu, medya profesyoneli ve akademisyen katıldı.
Çalıştay, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” başlığı altında beş ana başlıkta şekillendi. Katılımcılar, “Toplumsal Farkındalık,” “Şiddet Algısı,” “RTÜK ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeledeki Görev ve Sorumlulukları Çerçevesinde İlgili Mevzuat,” “TV Programlarında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye Katkı Verilmesi” ve “Gençlik, Aile ve Kadın Sorunlarında Medyanın Rolü” başlıkları altında ayrıldıkları gruplarda görüşlerini paylaştılar. Bu başlıklar, medyanın kadına yönelik şiddetle mücadelede üstlenmesi gereken sorumlulukları ve medya sektörünün toplumsal değişimdeki kritik rolünü ortaya koydu.
Çalıştayın açılış konuşmalarında, kadına yönelik şiddetle mücadelede medyaya samimi çağrılarda bulunularak, medyanın gücünün şiddet algısını değiştirmedeki potansiyeli vurgulandı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, medyada kadının güçlü yönlerinin öne çıkarılmasının, toplumsal zihniyetin değişmesine katkı sağlayacağına dikkat çekti. Aile Yılı kapsamında devlet, sivil toplum ve toplumun birlikte hareket edeceğini belirten Şahin, RTÜK’ün, şiddet özendiren içeriklere karşı sıfır tolerans politikası güttüğünü açıkladı.
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, medyanın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki katkılarını takdir ederken, ayrıca, medya organlarının şiddet imgelerinin toplumda rahatsızlık yaratığını ve bu sorunun sürdürülemez olduğunu dile getirdi.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Gücü: Toplumsal Farkındalık Yaratma Stratejileri
Çalıştayda, medyanın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki rolü ve kadın-erkek fırsat eşitliği üzerine tartışmalar yapıldı. Katılımcılar, medya sektörünün şiddeti normalleştiren içeriklerle toplumda olumsuz algılar yarattığını belirtti. Özellikle reyting kaygısının, şiddet içerikli yapımları ve suçları dramatize etme eğilimini artırdığı ifade edildi. Bu durumun, şiddetle mücadelede nasıl bir engel oluşturduğuna dikkat çekildi.
Medyanın, kadın hakları ve şiddetle mücadele konusunda toplumsal farkındalık yaratma adına daha çözüm odaklı içerikler üretmesinin önemi vurgulandı. Kamu spotları ve ödüllü diziler gibi yaratıcı içeriklerin bu amaçla kullanılabileceği belirtildi. Ayrıca, çözüm odaklı iletişim stratejilerinin etkili olacağı vurgulandı.
Şiddet Algısı: Toplumun Medyada Kadına Yönelik Şiddet Algısı
Medyadaki şiddet algısının, özellikle yerli diziler, gündüz kuşağı programları ve haberlerde sürekli işlenen kadına yönelik şiddet içerikleriyle pekiştirildiği ifade edildi. Katılımcılar, bu tür içeriklerin kadına yönelik şiddetle mücadelede topluma olumsuz mesajlar verdiğini belirtti. Yerli dizilerdeki kadın karakterlerin toplumu ne kadar temsil ettiğini sorgulayan katılımcılar, bu karakterlerin çoğu zaman gerçekçi olmadığını ve toplumun çeşitli kesimlerini doğru şekilde yansıtmadığını dile getirdi.
RTÜK ve Mevzuat: Şiddet İçeren Yayınlar Üzerine Denetim
‘RTÜK ve Mevzuat’ masasında, medyanın kadına yönelik şiddetle mücadeledeki sorumlulukları tartışıldı. RTÜK’ün, şiddet içerikli yayınlara karşı aldığı önlemler ve uyguladığı etik ilkeler ele alındı. “Mağduru değil, faili göster” yaklaşımı benimsenerek, kadınları aciz gösterecek dil kullanımının engellenmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, kadın-erkek fırsat eşitliği vurgusunun yapılması ve şiddet mağdurlarının kişisel verilerinin korunması gerektiği ifade edildi. Masadan medyadaki olumsuz içeriklere ilişkin bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, medya okuryazarlığı eğitimlerinin ve farkındalık çalışmalarının artırılması gerektiği yönünde kararlar çıktı.
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Rolü Artmalı
Çalıştayda, medya kuruluşlarının kadına yönelik şiddetle mücadelede daha aktif bir rol oynaması gerektiği ifade edildi. Özellikle özel televizyon kuruluşlarının, reyting kaygısının ötesine geçerek kadınların toplumdaki yerine ve aile kurumunun güçlendirilmesine odaklanmaları gerektiği belirtildi. Kadına yönelik şiddet ve kadın-erkek fırsat eşitsizliği gibi konuların, reyting odaklı yapımlar yerine toplumsal faydayı önceleyen senaryolarla ele alınması gerektiği ifade edildi.
Medya sektörü, kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal farkındalık yaratma, şiddet algısını değiştirme ve kadın hakları konusunda duyarlı içerikler üretme sorumluluğunu üstlenmeli. Bu çalıştay, medyanın bu sorumluluğu yerine getirmedeki potansiyelini ve zorluklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Gençlik ve Aile: Medyanın Gençlere Yönelik Etkisi
Çalıştayda, medya sektörünün gençlerin kadın sorunlarına ve kadına yönelik şiddetle mücadeleye duyarlılığını artıracak içerikler üretmesinin önemine değinildi. Katılımcılar, medyanın, gençleri değerlerine ve toplumsal sorumluluklarına yabancılaştıran içeriklerden uzak durarak, aile kurumunu ve kadın haklarını savunan yapımları teşvik etmeleri gerektiğini söyledi. Küresel kültürel yozlaşmanın etkilerine karşı, yerli yapımların desteklenmesi gerektiği vurgulandı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulunu aşağıdaki sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz.



