RTÜK’teki Konferansta Korku Kültürü ve Medya Tartışıldı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından "Aylık RTÜK Toplantıları" adı altında her ay yapılmakta olan konferansların on ikincisi 28 Nisan 2010 Çarşamba günü Ankara’da düzenlendi. “Korku Kültürü ve Medya”konulu konferansa Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu konuşmacı olarak katıldı.
Konferansın açış konuşmasını yapan RTÜK Başkan Vekili Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, bu konferansların geleneksel hale geldiğini ve her ay farklı konularla yapıldığını söyledi.
Konferansın Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu tarafından verileceğini belirten Yerlikaya, demokrasi ve toplum açısından medyanın önemine değindi. Prof. Dr. Yerlikaya, yayıncılığın çok dikkat gerektiren bir iş olduğunu hatırlatarak medya mensuplarının zaman zaman hatalar yaptıklarını söyledi. Bazen bu hataları kendilerinin gördüklerini, göremedikleri zaman da RTÜK’ün devreye girerek onları uyardığını ifade etti.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu, insanın muhteşem bir potansiyeli olduğunu söyledi. İnsanın donanımı ve yazılımının çok önemli olduğunu vurgulayan Cüceloğlu, toplumların bunun farkında olup olmamasının da çok fark yarattığını belirtti.
Toplumca paylaşılan anlam verme sürecine kültür denildiğini ifade eden Cüceloğlu, insanın anlam dünyasında yaşadığını söyledi.
Olayların zeminin algılamayı belirlediğini, zemin değişmeden algının da değişmediğini anlatan Cüceloğlu, ''Paylaşılan zeminler iletişimin temelidir. Paylaşılan zeminler kültürü oluşturur'' dedi.
Çocuk, anne ve baba ilişkilerinden örnekler veren Cüceloğlu, ilişkilerin korkuyla ya da anlamla yönetilebileceğini, anlam verme sisteminin çok önemli olduğunu vurguladı.
''Sen'', ''Ben'' ve ''Biz'' olmak üzere üç tür ilişki olduğunu ifade eden Cüceloğlu, her ilişkinin belirli türden değerler ve duygularla beslendiğini söyledi.Korku kültürünün içinde gücün temel değer olduğunu vurgulayan Cüceloğlu, korku kültürü içinde gücün tanımlandığını belirtti.
Gerçek ekip anlayışının ''biz'' bilincinde oluştuğunu belirten Cüceloğlu, evrenin temelinde de biz bilincinin yattığını kaydetti.
İki insanın birbirinin farkına varmasıyla iletişimin başladığını söyleyen Cüceloğlu, ''Saygı kültürü korku kültürüyle karşı karşıya geldiğinde birbirlerine 'Burada kim güçlü?' diye sorar. İnsan ilişkisinde saygı kültürü çok önemli'' dedi.
Yaşamı yöneten değerlerin de önemine işaret eden Doğan Cüceloğlu, sen bilincinde değersizliğin, ben bilincinde bencilliğin, biz bilincinde dayanışmanın olduğunu anlattı.
''Korku kültüründe istismar bir sanattır'' diyen Cüceloğlu, RTÜK'ün görevlerinden birisinin de bu istismarın farkına vararak önlemek olduğunu belirtti.
Cüceloğlu, hakkaniyet duygusunun anlamını kaybetmesiyle her şeyin anlamını kaybedeceğini vurgulayarak, Türkiye'de yaşanan temel sorunun ailede yaşanan değerler olduğunu söyledi.
Medyanın her türlü yaşama girdiğini anlatan Cüceloğlu, ''Medya, aileyi, eğitim ortamını, iş hayatını ve tüm toplumu etkileme potansiyeline sahip bir güçtür. Medyanın yaşattığı değerler bilinçli olarak izlenmeli ve süreçlenmelidir'' diye konuştu. Bu nedenle medyanın yaşattığı değerlerin izlenmesi gerektiğini hatırlatan Cüceloğlu, RTÜK’ün değerler konusunda açık seçik bilinçli olması gerektiğini ve hangi değerleri koruduğunun farkında olması gerektiğini söyledi. Adalet ve hakkaniyet duygusunu kaybeden toplumların anlam zeminlerini kaybedeceğini söyleyen Cüceloğlu, “RTÜK’ün görevlerinden biri de istismarın farkına varıp önlemektir” diye konuştu.
Cüceloğlu, RTÜK'ün değerler sistemi konusunda açık bir bilincinin ve hangi değerleri ayakta tutmaya çalıştığının farkında olması gerektiğini de sözlerine ekledi.