RTÜK Başkanı Dursun: “Kamuoyu araştırmalarının künye bilgileriyle detaylı olarak verilmesi önemlidir"
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından seçim dönemi yayın ilkeleriyle ilgili olarak düzenlenen Medya Hizmet Sağlayıcıları Bilgilendirme Toplantısı İstanbul, İzmir, Ankara ve Samsun'dan sonra son olarak Diyarbakır'da gerçekleştirildi.
7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için medya hizmet sağlayıcı kuruluşların seçim döneminde uyması gereken yayın usul ve esasları ile Yüksek Seçim Kurulu kararları konusunda yayın kuruluşlarını bilgilendirmek üzere RTÜK tarafından ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan tüm radyo ve televizyon kuruluşlarına yönelik olarak İstanbul’da başlayan seminerlerin sonuncusu Diyarbakır'da gerçekleştirildi. Diyarbakır'daki seminere; Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Gaziantep, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Kilis, Malatya, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Hakkâri, Muş, Tunceli, Van, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde yayın yapan tüm radyo ve televizyon kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, Türkiye'de seçimlere ilişkin bütün faaliyetlerden anayasal olarak Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) sorumlu olduğunu aktaran Dursun, seçim döneminin 10 Mart 2015 tarihi itibariyle başladığını ve medya hizmet sağlayıcı kuruluşların bu dönemde YSK'nın belirlediği yayın esaslarına uymaları gerektiğini belirtti. Üst Kurul Başkanı konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Bildiğiniz üzere son bir buçuk yılda üç farklı seçim dönemi geçirmiş oluyoruz. 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Mahalli Seçimleri yaşadık, şimdi önümüzdeki Haziran ayında yapılacak olan 25. Dönem Milletvekili seçimleri bulunmaktadır. Burada medya hizmet sağlayıcı kuruluşların dikkat etmeleri gereken birtakım hususlar vardır. 298 Sayılı Kanun ve 6112 Sayılı Kanun ile seçim dönemi yayınları açık bir şekilde düzenlenmiştir. RTÜK, YSK tarafından belirlenen ilkelere göre denetim yapıp rapor hazırlamakta ve bu raporları da YSK karara bağlamaktadır."
YSK'nın uyarma, özür dileme, program durdurma, idari para cezası ve yayın durdurma cezası verme gibi yetkilerinin olduğuna dikkat çeken Dursun, YSK'nın uygulama yetkisinde olan ekran karartma olarak ifade ettiğimiz yayın durdurma cezasına da vurgu yaptı. Dursun, yayın kuruluşlarınca tekrarlanan yayın ihlallerinin olması halinde, YSK'nın sonraki ihlaller için müeyyideyi artırarak verdiğini belirtti. Bir örnek vererek YSK'nın uyguladığı müeyyideyi açıklayan Dursun, bir seçim döneminde bir yayın kuruluşunun 40-50 defa program durdurma cezası alabildiğine dikkat çekerek, fırsat eşitliği, tarafsızlık, eşitlik, serbestlik ve dürüstlük ilkelerinin dikkate alınması gereken önemli ilkeler olduğunu belirtti. 30'un üzerinde siyasi partinin olduğunu, ancak yaklaşık 20 siyasi partinin ve 10 bin civarında adayın ülke genelinde seçime gireceğini belirten Dursun, "Bu şartlarda partiler ve adaylar arasında mutlak anlamda fırsat eşitliği sağlamak kolay değil" dedi. Dursun, YSK kararları ve 298 Sayılı Kanunla ilgili eleştiriler olsa da belirlenmiş olan yayın ilkelerine tüm yayın kuruluşlarının uyması gerektiğini ifade etti.
Dursun, 2011 yılında 6112 Sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra siyasi reklamların yapılmasının mümkün hale geldiğini söyledi. Siyasi reklamların 6112 Sayılı Kanunun yanında, YSK'nın 291 Sayılı Kararında da ayrıca düzenlenmiş olduğunu vurgulayan Dursun, geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde, siyasi reklamlarda Türk bayrağı ve dini ibarelerin kullanılmasıyla ilgili ihlallerin olduğunu belirtti. Dursun, daha önceden Türkçe dışında siyasi reklam yayınlamanın yasak olduğunu, ancak şu anda sınırlamanın söz konusu olmadığını aktardı.
Kamuoyu araştırmalarının yayınlanması konusunda da büyük sıkıntıların olduğunu ifade eden Dursun, şunları söyledi:
"En çok ihlalin yapıldığı hususlardan biri de kamuoyu araştırmalarıdır. Yayın kuruluşlarının editörlerinin dikkat etmemesinden kaynaklanan hatalar var ve bu hatalardan dolayı yayın kuruluşları müeyyide ile karşılaşmaktadır. Kamuoyu araştırmaları siyasi partiler için çok fazla öneme sahiptir. Son yıllarda siyasi partiler ya da araştırma şirketlerince yapılan araştırmaların sonuçları, yayın kuruluşlarının farklı programlarında açıklanmaktadır. Kamuoyu araştırmalarıyla ilgili bulgular açıklanırken her defasında künye bilgileriyle aktarılmasının zorunlu olduğu bilinmelidir. Özellikle ne zaman ve kim tarafından yapıldığı, kimin finanse ettiği, örneklemin kaç kişi olduğu gibi detaylarla birlikte açıklanması gerekiyor."
Dursun, kamuoyu araştırmalarında verilerin güvenilir olması açısından, künye bilgileriyle detaylı olarak verilmesinin çok önemli olduğuna vurgu yaptı.
Daha sonra Üst Kurul Üyesi Ersin Öngel’in başkanlığında gerçekleştirilen oturumda, Öngel konuşmacıları davet etmeden önce kendisinin, Milletvekili Adaylığı için istifa eden Doç. Dr. Ahmet Yıldırım'ın yerine geçtiğimiz günlerde TBMM tarafından seçildiğini ifade ederek, konuşmacıları sunumlarını yapmak üzere davet etti. Üst Kurul Başkan Yardımcısı İlker Ilgın, YSK'nın Seçim Dönemine İlişkin Kararları, Yayın İhlalleri ve YSK'nın Müeyyideleri; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Emir M. Ulucak, Genel Yayın İlkeleri ve Başlıca Yayın İhlalleri; İzin ve Tahsisler Dairesi Başkanı Muhsin Kılıç, Sayısal Yayıncılık ve İhale Süreci konularında bilgi verdiler.
Soru cevap bölümünde seçim dönemi yayınlarının yanı sıra farklı konularda sorulan sorulara da cevap verildi. Soru cevap bölümünün ardından Üst Kurul Başkanı Dursun, seçim dönemi yayınlarının yanında, sayısal yayıncılığa geçiş ve ihale süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu. Medya hizmet sağlayıcıları bilgilendirme toplantısına Üst Kurul Üyeleri Ali Öztunç, Süleyman Demirkan, RATEM Başkanı Dursun Güleryüz ve TRT Diyarbakır İl Müdürü Abdullah Öztürk de katıldılar.
Seçim dönemi toplantıları kapsamında Diyarbakır'a gelen RTÜK Heyeti Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy'a ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'a makamlarında ziyarette bulundular. (Diyarbakır, 27.03.2015)