İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 03.11.2017 tarih ve 1017 sayılı yazısına konu STAR TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 22.09.2017 tarihinde 11:00’da yayınlanan "Duymayan Kalmasın" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, STAR TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 22.09.2017 tarihinde 11:00’da yayınlanan "Duymayan Kalmasın" adlı magazin programında, program sunucuları ile sonrasında yayına telefonla bağlanan konuk arasında geçen diyaloglarda; “Çünkü aynı şeyler konuşuluyor bilmem ne oluyor falan filan ama tabiki E. Ş.'nın evli adamla beraberse G. E.'in evli adamla beraber olması da konuşulur. Buna ben itiraz etmem ama bu mesele büyüyor uzuyor biz hani ilk başta girmeyelim diye konuştuk. …Biz bir magazin programı yapıyoruz, bu da dünyanın en önemli olayı değil. Biz G.'i neden konuşmadık diye bir hafta üç gündür ülke yıkılıyor, vay.…biz bir kadını alaşağı edip evli bir adamla beraber olurken, bir kadından hiç bahsetmeyip bunu es geçersek .. Çünkü G. E. yıllardır bu birinci bir şey değil bu. …Yani ben gördüğüm ve bildiğim acılar için değil de boşandıktan sonra televizyonlara çıkıp benim taklidimi yaptığı için kendisini asla affetmeyeceğim. ..Göztepe Ticaret Lisesi terk bir kadını kıskanacak veya bunun için kocasını boşayacak bir kadın değilim. ..Ya da bunlar gibi kadınlar için kocasını boşayacak bir kadın değilim. … bir kadının canı acıdığı zaman mesela şu anda evli, sevgilisinin de eşi var. Kadın evde gözyaşı döküyor. Değil mi? Bu kadın yıllar geçse de bunu ne unutabilir, ne kini geçebilir, ne nefreti geçebilir ne de bu kadından böyle bir şey bekleyebiliriz. Hiçbirimizden hiç kimse böyle bir şey bekleyemez fakat kadın senelerden beri tereyağından kıl çeker gibi her olayın arkasından kurtuldu. Beyaz gömleğini giydi onu yaptı bunu yaptı yani başlarla hep muhatap oldu ve bu kadının hiçbir şeyi yazılmadı ya... Bu kadını evli bir adamla görüntülüyoruz artık herkes kabul etti. karısının kuzeniyle konuşuyorum öbür taraftan eski eşiyle konuşuyorum. Yakalanmış yani artık bu kadının kocasını aldattığı ve yasak aşk hem evliyken şimdi mesela birisi evli bir adamla beraber bu evliyken evli bir adamla beraber şimdi biz burda E. Ş.'yı, benim arkadaşlığım bitti E.'yla... Ben E.'yu yapıyorsam ben G.'i de yapmak zorundayım .... Eğer ben bu haltı yapıyorsam evet kardeşim aşık oldum, çık kocamı da aldattım, evet ahlaki değerleri, mertçe bir kadın bunu aşık olduğu zaman yerden yere vurulması gerektiğini de bilmesi gerekiyor. Bu yükü sırtlayacak. Beni burdan susturmaya onu ordan susturmaya öbürküsünü ordan susturmaya oralara telefonlar açmaya ben onun ne yapmaya çalıştığını biliyorum. - Bir tanesi benim H. U.'la yaşadıklarımdı. Diğeri ise E. Ç.'in G. E.'le ve T. Bey'in ve Y. Hanım'ın G.'le yaşadığıydı. İkisi farklı.- ...T. Bey ve Y. Hanımla geçmişte bir şey mi konuşuldu bu masada? Ben mi hatırlamıyorum?.. Diyor ki S. biz tabi hep konu G.'e geliyor, hani yaşadıklarımız var, senin kocanla sen onu otelde yakaladın, benim başıma gelenler var, ve biz bir araya geldiğimiz zaman yani herhalde ki ortak konumuz bu olduğu için bunun açılması çok mümkün... O zaman senin en yakın arkadaşın afedersin eşinle beraber olsun. 20 yıl sonra unutucak mısın?.…Çünkü kadın hep aynı şeyleri yapıyor. Çünkü kadın hep aynı şeyleri yapıyor. Ama siz örtüyorsunuz... Peki o zaman sadece biz ikimiz değiliz. Biz ikimiz değiliz. siz, aynı şeyleri yapıyor üstünü örtüyorsunuz.- O zaman şöyle bakalım, M. A. E.'in de 2 haftada bir bir konusu çıkıyor, S. S.'ın da çıkıyor, H. A.'ın da çıkıyor, herkesin çıkıyor, herkesinki konuşuluyor da G.e gelince mi konuşulmuyor hep aynı şeyler? Anlayamadım ben? ….- Yasak aşkıyla oturuyor, yasak aşkıyla. .. Benim kocamda gözü olan o karılar. Benim kocamla beraber olup olup, ben hangi birini sayayım? Ama, bu G. E. var ya bu G. E., bak bir daha söylüyorum bu G. E. var ya, bu dünya ikimizden birine fazla kızım, büyük hesaplaşma başlıyor kızım daha ben senin nelerini dökeceğim ortaya, o benim yuvamı yıktı ben de ona biliyorum bundan sonra yapacağımı. … G. E. Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş en büyük, en büyük, en büyük, bak o kadar söylüyorum. Nokta, nokta, nokta. Ve ölene kadar onunla savaşacağım, ölene kadar. O üç erkek evladı da onun ne mal olduğunu öğrenecek.” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Kişilik hakları, kişiye sırf kişi olması sebebiyle tanınmış, vazgeçilmesi, devri mümkün olmayan haklardır. Kişilik hakları başta Anayasa olmak üzere yasal mevzuatımızla da koruma altına alınmıştır. Anayasanın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde; “herkesin, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 24. ve devamı maddelerinde de “kişiliğin korunması” başlığı altında buna ilişkin esaslar ve korunma yolları düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, Anayasanın 28’inci maddesine göre, “Basın hürdür, sansür edilemez.” Maddede düzenlenen basın özgürlüğünün amacı, kamuoyunun ilgisini toplayan olaylarda toplumun bilgi sahibi olmasını, aydınlatılmasını sağlamak ve kamuoyu oluşturmaktır. Ancak; bu özgürlük sınırsız ve mutlak değildir. Bu nedenle, basının yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi, yukarıda da açıklandığı üzere, gerek Anayasal gerekse yasal olarak güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması hukuki olarak zorunludur.
Yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde, ihlale konu yayında, kamuoyunda bilinirliği olan ünlü kişilerin yaşadıklarının magazinsel anlamda haber değeri taşımış olsa da; söz konusu yayın içeriğinde kullanılan ifadelerin magazinsel yaklaşımın çok ötesinde eleştiri sınırlarını aşan, tarafları rencide edici, kişilerin saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğu ve özel hayatın gizliliği ilkesine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle ihlale konu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı … ifadeler içeremez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. …” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2017 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 20.712.220,98 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 207.122,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.