İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 23.02.2016 tarihli ve 164 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Kanal D logosu ile yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından sunuculuğunu Seda Akgül'ün yaptığı"Kısmetse Olur"adlı bir evlilik programı yayınlanmaktadır. Söz konusu programın 8 ve 9 Şubat 2016 tarihlerinde yayınlanan bölümleri örnek olarak seçilerek incelendiğinde, bu programlarda bir grup damat adayı ile bir grup gelin adayı bulunduğu görülmüştür. Adaylar karşı cinsten biriyle yakınlık kurarak evlenmek için birbirini tanımaya çalışmakta ve birbirleriyle "Kırmızı oda" denilen mekanlarda buluşarak birbirlerine karşı hissettikleri duygularını ifade etmektedirler.
"Kısmetse Olur" programında damat ve gelin adaylarının bir birleriyle ilişkileri ve tartışmalarına ilişkin olarak genel yaklaşımı ortaya koymak amacıyla programın bazı bölümlerinin deşifresi aşağıda verilmiştir.
Kısmetse Olur programının 08.02.2016 tarihinde yayınlanan bölümünde aşağıdaki konuşmaların yer aldığı tespit edilmiştir:
"Daniela: Ya sen kimsin de yandaşlık yapıyorsun ya. Senin yaşadığın hangi şey gerçek ki yandaşlık yapıyorsun. /Ceyda:Ben Ceyda'yım. Ben Ceyda'yım. /Melis:Ya sen kimsin de karışıyorsun. Sen kimsin? /Ceyda:Ben Ceyda Kırıcı'yım (Bu sözler üzerine Melis, Ceyda'ya doğru hızlı adımlarla yürüyor ve bulaşık yıkayan Ceyda'nın elindeki tabağı alıp Ceyda'nın üzerine savuruyor. Ceyda da olduğu yerden hızla çıkıp salonun ortasında Melis'le tartışmaya başlıyor. Tartışma da sesler kapatılıyor, fakat tüm bu olup bitenler müzik eşliğinde izleyiciye aktarılıyor. Ayrıca tartışma görüntü efekleriyle destekleniyor. Klip-İhlal 1)"
"Mehtap:Bu kız Emre'ye gelmemiş gibi. Başka birine geldi. Emre diye yanıltıyor bence./ Ceyda:Saçmalama ya, Emre dedi./ Mehtap: Alabilirliklerini bence kontrol ediyor. Hani Emre yüz verdi. Emre he derse, Emre'ye./ Ayça: Gözde taktiği anladın mı?/ Mehtap:Emre he derse diğerleri de he der hesabı. Bence yeni gelen çoçukla Semih'i de düşünüyor olabilir. Adnan da olabilir... Aklında kaç kişi vardır. Tek kişiyle geldiğini zannetmiyorum... Böyle basit birşey için gelecek saçma./ Ayça:Tatlım şu an en popüler o./ Mehtap:Yemez./ Ayça: Akıllı oynuyor. Popüler kimse ona takılıyor."(Klip-İhlal 2)
"Daniela:Canselciğim, ayrıca Emre hakkında söylediklerin galiba hala senin için geçerli ki bana top atmaya çalışıyorsun./ Daniela:Zamanında Emre'ye aşık olan sendin, ben hiçbir zaman burda Emre'yle ilgili olduğumu söylemedi./ Cansel:Ay çok aşıktım Emre'ye, çok aşıktım, ağladım burda./ Daniela:Evet, evet! Aynen öyle, aşıktın. Niye benim arkamdan konuşmussun, neden bu konuyu açmak istedin./ Cansel:Bence sen konuştuğun laflara dikkat et, tamam mı bak? /Daniela:Ben dikkat ediyorum... Benim arkamdan konuşmuşsunuz. İnsan olsaydınızda gelip benim yüzüme söyleseydiniz./ Cansel:...Senin suratını görmeye tahammülüm mü vardı?... Senden korkum mu olduğunu zannediyorsun/ Daniela:Çünkü cesaretinz yok tamam mı, Sen hele (Melis'e)... "(Klip-İhlal 3)
"Mehtap: Dani, Melis, Cansel üçlüsü birbirinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye başladılar. Dani bunu yapıyorsa canı yandığı için yapıyordur. Cansel de kuyruğuna basınca doğal olarak gerçek yüzünü göstermeye başladı."(Klip-İhlal 4)
09.02.2016 tarihinde yayınlanan Kısmetse Olur programı bir önceki gün yayınlanan programın özeti önce ekrana getirilmiştir (12.45-12.49). Özet görüntülerde damat adaylarının bir birleriyle tartıştığı görülmektedir. İki damat adayı arasındaki konuşma aşağıdaki gibidir:
"Murat:Ben şeyi merak ediyorum, Erdem kırmızı odaya kimi çağıracak? /Diğer bir damat adayı:Belki de Nuru çağıracak. /Semih:Sıçar o zaman yani. /Erdem:Yavaş, her kesi tanıma hakkım var diyen sen değilmiydin bu evde. /Semih:Kardeşim, şuan ben Nur'la bir yoldayım, anladın mı hani ciddi söyliyim karşında beni bulursun. /Erdem:Buliyim seni karşımda./Adaylardan biri:O cevabı bence, Nur vermeli. /Semih:Bi dakika şöyle bişey, cevabı verdi daha ne verecek. Melis gerçekten benim için bir hataydı, ben yaptım. Ne oldu, bana diyordun yapma diye. Şimdi sen yapıyorsun aynı şeyi. Kısasa kısas mı yapıyorsun. (ses efekti kullanılıyor) /Erdem:Yo kısasa kısas yapmıyorum, ben sana ayrı gıcığım o ayrıda. /Semih:Senin kuyruk acın ne kardeşim.. ne zoruna gitti. /Erdem:Ben Nur'u belki çağırmak istedim ne batıyor sana. /Semih:Ya çağır çağırda, cevabını alır oturursun karşıma. /Erdem:...Sen niye atarlanıyorsun. /Semih:Atarlanacam tabiki hayırdır kardeşim (el kol hareketleri). /Erdem:Sesini aşağı indir, benim canımı sıkma. /Semih:Nur benimle beraber çağıramassın, anladım mı kardeşim. /Erdem:O hakkım var mı benim? /Semih:Var. /Erdem:Sırf sana inat çağırır, yine çağırırım. /Semih:Çağır kardeşim, alır cevabını oturursun aşağı...(müzik kullanılıyor. Tartışmaları sessiz şekilde veriliyor.)"(Klip-İhlal 5)
Yayıncı kuruluş Kısmetse Olur programının bir önceki günün özetini yayınladıktan sonra 09.02.2016 tarihinde yayınlanacak programın bazı kısımlarını ekrana "Birazdan" bant yazısıyla getirmiştir. Akabinde; "Murat, Hazal'ın yemek yaparak gösteriş yaptığını düşünüyor" şeklinde bant ekranda iken damat adaylarının Hazal ile ilgili dedikodu yapmaları ekrana getirilmektedir. onra iki gelin adayının tartışması VTR'den verilmektedir: "Gelin Adaylarından biri: ...Ayça bilerek yaptığını biliyoruz burda.../Ayça:Bağırmadan konuş benle bak...(yine birazdan bandıyla programın tanıtımı veriliyor). Birazdan bantıyla yukarıda verilen bu iki sahnenin akabinde yine iki gelin adayının kavgası ekrana taşınmaktadır: "Cansel: Sen de hala Erdem'e olan hayranlığını bir söylesene...(Bağırıyor ve sonra fiziksel temasta bulunuyor karşısındaki gelin adayına) yer alıyor." (Klip-İhlal 6)
09.02.2016 tarihinde yayınlanan "Kısmetse Olur" programında kavga ve tartışmayla birlikte kişilerin bir birine hakaret ettiği bir diğer sahnenin deşifresi aşağıda yer almaktadır:
"Dani: ...Sen, Emre'ye aşıktın, ne oldu./Cansel:Çok aşıktım, çok acayip. Ayça'yla olunca var ya ağlamaktan kendimi yedim (dalga geçmekte). Ama ben senin gizli gizli ağladığını çok iyi biliyorum. /Dani:Emre için mi? /Cansel:Melis'i ne kadar kıskandığını da biliyorum. /Dani:Melis'i niye kıskanayım ki. /Cansel:Ben biliyorum... /Dani:Bir dakika Melis, Emre'den hoşlanıyor. O zaman sen, Emre'ye aşıksın ki benim seni kıskanmam lazım. /Cansel:Bak, Melis'i kıskanmayı bu kadar taktığına göre demek ki kıskanıyorsun./Dani:Melis'in kıskanacak bir yeri yok ki. /Cansel:Gerçi tabiki kıskanacaksın, bir kendine bak bir buna bak yani (Melis'i göstererek)..." (Klip-İhlal 7)
Yukarıda deşifre edilen örnek sahnelerin benzerlerine programın tamamında sıklıkla rastlanmaktadır. Söz konusu programın yapıldığı evde daha fazla kalabilmek, para ve diğer ödüllleri alabilmek için kıyasıya mücadele eden yarışmacılar,olumsuz rol modeli oluşturan söz, davranış ve tutumlara başvurmakta; rekabette birbirlerinin onurunu hedef alan aşağılayıcı ve küçük düşürücü itham ve beyanlarda ve fiziksel müdahalerde bulunmaktadırlar.Zikredilen olumsuz davranış biçimi, dedikodu ve kişileri karşı karşıya getirerek sözlü kavgalara tutuşmaları sunucu tarafından teşvik edilmektedir. Yayıncı kuruluş, programda tartışmaya sebep olabilecek bölümleri VTR ile ekrana getirmektedir. Bu bağlamda özellikle adaylarınbirbiriyle çekiştikleri sahnelerde görüntüler ağır çekimle verilmekte ve olayı çarpıcı bir şekilde sunmak için müzik kullanılmaktadır.Bu durum ise program içindeki tartışmaların bilinçli olarak oluşturulduğu kanaatine varılmasına sebep olmaktadır. Temeli bireylerin birbirini karşılıklı olarak benimseyip sahiplenme duygusuna dayanan evlilik kurumu bu yönüyle üçüncü şahıslara kapalı bir kurumdur. Aynı çatı altıda kalan damat adaylarının aynı kadınla ilgilenmeleri ya da bir kadının aynı çatı altında yaşayan üç erkeğe birden ilgi göstermesi evliliğin temeli olan sahiplenme duygusunu zayıflatacağı gibi duygusal bir çöküşe sebebiyet vererek mutlak bir çatışmaya götürecek bir durumdur. Aksi durumda sahiplenme duygusunun körelmesi ise bireylerin duygusal bağlarını zayıflatarak evliliğin anlamsızlaşmasına ve aile kurumunun çökmesine sebebiyet verecek bir durumdur. Söz konusu programın özellikle evlenme çağındaki genç kuşaklara hitap etmesi ile birlikte program mutluluk hayalleriyle yuva kurma ümidindeki gençler açısından çok daha zararlı bir durum teşkil etmektedir. Bilindiği gibi evlenme uzlaşmaya dayanan bir kurumdur. Çiftler uzlaşabildikleri ölçüde birlikte yaşama ve aileyi devam ettirebilme imkanına sahiptirler. Bu program ise yarışma formatında olup hem adayların kendi aralarında hem de karşı cinsle olan sürekli mücadele ve çekişmesine dayanmaktadır. Evlilik kurumunun uzlaşma yerine çatışmayla temellendirilmesi evliliğin bizzat kendi amacına aykırı olup onun sarsılıp yıkılmasına sebebiyet verecek bir durumdur. Bu bağlamda programdaki yarışmacılar özellikle gençlere olumsuz rol model oluşturmaktadır. Söz konusu olumsuz söz ve davranışların yoğun bir biçimde bulunması nedeniyle mezkur programın ilgili mevzuat açısından ihlal oluşturduğu değerlendirilmiştir.
Söz konusu evlilik programı incelendiğinde Türk aile yapısı ve evlilik kurumu açısından pek çok zararlı ve olumsuz içeriğin bu programda mevcut olduğu saptanmıştır. Öncelikle programın yapısı bir yarışma anlayışına sahiptir. Her hafta adaylardan biri diğer adayların oylarıyla elenmekte ve programa veda etmektedir. Ayrıca her hafta damat ya da gelin tarafı belli bir miktar para ile ödüllendirilmektedir. Bunun yanı sıra adayların konuşmalarından anlaşıldığına göre programda evlenen kişilere başta ev olmak üzere pek çok maddi imkanlar sunulmaktadır. Böylece program evlilik ve yuva kurma formatı görünümünde olmakla birlikte esasında yarışma formatında sunulmaktadır. Bu durum ise evlilik kurumu üzerinden sunularak evlilik kurumuna yönelik çok ciddi zararlar verilmektedir. Adaylar elenip evden ayrılmamak için arkadaş grupları oluşturmakta birbirine karşı aşırı derece kırıcı davranmakta ve birbirlerini sürekli çekiştirmektedirler. Çatışma ve dedikodu bu programın ana karakterini oluşturmaktadır. Adaylar birbirlerine sürekli hakaret etmekte histerik davranışlar sergilemekte ve bu davranışlar bazen fiziksel müdahalelere kadar varmaktadır.Bazen de adaylar rakiplerini kızdırmak onların ilgilendikleri kişilerle özel ilgi göstermeye başlamakta ve rakiplerinin evlenmeyi düşündüğü kişileri kırmızı odaya çağırmaktadırlar. Bu durum ise doğal olarak adaylar arasında çatışmalara sebebiyet vermektedir.Tüm bu davranışlar ise özellikle gençlerin üzerinde derin olumsuz etkilere sebep olacak mahiyettedir.
Aile kurumu bireyin sosyalleşmesi, güven kazanması, kişiliğinin şekillenmesi ve kültürel kimliğini içselleştirmesi konusunda en önemli toplumsal unsurdur. Aile kendi fertlerinin sosyal ihtiyaçlarını karşılama kapasitesi nispetinde toplumsal yaşamın güçlendirilmesine katkı yapan bir yapıdır. Bu bağlamda, aile toplum için vazgeçilmez bir önem arz etmektedir. Aile toplum için taşıdığı değerden daha fazla birey için kıymetlidir. Çünkü, bireyin "iyilik hali" için aile yuva olma vasfıyla sağlıklı bireylerin yetişmesine katkı yapar. Ancak unutulmaması gerekir ki sağlıklı toplum ancak sağlıklı bireylerle kurulabilir. Yukarıda aktarılanların ışığında, aile ve genel olarak toplumsal ve siyasal kurumları güçlü memleketlerin ancak güçlü devletler olarak ortaya çıkabilecekleri açıktır. Buna karşın temel fonksiyonlarını icra edemeyen bir aile, o toplumun içten içe zayıflamasına, ilk olarak toplumun zayıf katmanlarının akabinde bütün toplumun etkileneceği bir toplumsal savrulmanın oluşmasına sebep olur. Bu çerçevede, işlevsiz bir aile bir toplumun maddi olanaklarla telafi edebileceği bir durum değildir. Ülkemizde ailenin değişim dönüşüm geçiren bir kurum olduğu açıktır. Buna karşın toplumun bütün kesimleri açısından hala en değerli kurumlardan biri olarak varlığını sürdürmektedir. Buna ilişkin yapılanan akademik çalışmalarda bunu teyit etmektedir.
Ailenin toplum için taşıdığı önem nispetinde ailenin oluşması genellikle belirli toplumsal normlar ve hukuki metinlere bağlı olarak evlilik müessesiyle mümkün olmaktadır. İki olgun insanın bu ilkeler çerçevesinde bir araya gelmesi; çocukları, akrabaları ve genel olarak toplum karşısındaki haklarını, ödevlerini ve ayrıcalıklarını tanımlaması evlilik müessesesiyle mümkün olmaktadır. Bu süreçler, toplumsal yapı ve toplumun tarihsel arka planına bağlı olarak farklılık arz etmektedir ve bu yapılar değişime açıktırlar. Bu değişimin hızlı veya yavaş olması toplumun kendi iç dinamikleriyle ve dış etkilerin yoğunluğuyla ilişkilidir. Bütün toplumlar kendi bünyelerini güçlendirmek için kendisini aile kurumunu güçlendirmek amacıyla anayasal ve yasal düzenlemeler yapmış, kurumlar oluşturmuştur. Ancak, yasal düzeyde alınan bu tedbirlere karşın bazı medya ürünlerinin ailenin varlığını anlamsız kılan ve onu zayıf düşüren bir içeriğe sahip olduğu görülmektedir. Evlilik programları başlığı altında ele alabileceğimiz programlar bu minvalde programlardır.2003 yılından itibaren ekrana farklı isimlerle yer alan evlilik programları giderek format değiştirmiş, "Kısmetse Olur" programında olduğu gibi bir pazara dönüştürülmüştür. Erkek ve kadınların birbirlerinin onur ve haysiyetlerini hiçe sayarak aynı anda birden fazla kişiyle görüşmek, bunu herkesin gözü önünde televizyon ekranından yapmak, arkadaşların bir birlerinin "sevgilileriyle" duygusal yakınlıklar kurmaları gibi toplumsal yaşamda sık karşılanması mümkün olmayan ve kabul edilebilir davranışlar olarak görülmeyen durumların "normal" bir süreç ve durum olarak yansıtılması evlilik kurumunun kendisini anlamsız hale getiren ve onun toplumsal olarak içerdiği manayı yok eden davranış biçimleridir. Bir toplumun en temel değerlerini yok eden bu yaklaşım,Türk toplum yapısında kutsal olan evlilik ve aile kurumuna verilen değeri değiştirmekte ve dönüştürmektedir. Bu dönüşüm, toplumumuzda onarılması güç kültürel çözülmelere neden olabilir.Toplumun bundan rahatsız olduğunu RTÜK tarafından Ağustos 2010’da yapılan “Kadınların Televizyon İzleme Eğilimleri Araştırması 2” nin sonuçlarından görmek mümkündür. Söz konusu araştırmaya göre, insanların televizyonlarda öncelikli olarak yayınlanmasını istemediği program türleri sıralamasında % 63 ile “kadın kuşak/izdivaç programları” birinci sırayı almıştır.
Yukarıda yapılan tartışma ekseninde "Kısmetse Olur" isimli programın içeriği birlikte değerlendirildiğinde,söz konusu programın formatının toplumun milli, manevi değerlerine aykırılık teşkil ettiği; bahsi geçen programın içeriğinin hem milli manevi değerlere hem de insan onuruna aykırı olduğu değerlendirilmiştir.
Sonuç olarak; Kanal D logosuyla yayın yapmakta yayıncı kuruluşunun söz konusu yayınıyla, 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde ifade edilen, "İnsan onuruna ... aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez."ve 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde ifade edilen;"Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz."hükmüne aykırı yayın yaptığı kanaatine varılmıştır.” Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Söz konusu yayına ait video ve deşifre kayıtlarının tetkiki neticesinde, ayrıntılarına ilgili uzman raporunda yer verilen yayında yarışmacıların birbirlerine karşı sarf ettikleri kelimelerin ve sergiledikleri tavrın, kişi onur ve haysiyeti ile bağdaşmadığı tespit edilmiş ve bu nedenle 6112 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan kuruluşa 16.06.2011, 16.07.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 06.07.2011, 16.08.2011 tarih ve 2011/42, 2011/50 sayılı toplantılarda alınan 18, 29 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır. Bu itibarla; 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere,
KANAL D logosuyla yayın yapan DTV HABER VE GÖRSEL YAYINCILIK A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan " İnsan onuruna … saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı … ifadeler içeremez." ilkesini tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ocak 2016 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 28.194.612,96 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 281.946,00 TL. İDARI PARA CEZASI UYGULANMASINA;
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.