İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 23.10.2015 tarihli ve 1683 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“24 TV medya hizmet sağlayıcıda, hafta içi her sabah saat 11.00'de canlı olarak yayınlanan "Günün Manşeti" adlı 25.08.2015 tarihli programda, 24 TV Yayın Danışmanı Ersoy Dede ve Star Gazetesi Yazarı Cem Küçük tarafından, gazete başlıklarında ve köşe yazılarında yer bulan gündemdeki gelişmeler yorumlanmaktadır.
16.09.2015 tarihli şikayette; TV 24 logosu ile yayın yapan televizyon kanalında uzun zamandan beri özellikle Ersoy Dede tarafından davet edilen konuklarla yapılan konuşmalarda Aydın Doğan ve Doğan Medya Grubu’nda yer alan kişilerin ve şirketin temel hak ve özgürlükleri aleyhine sistematik şekilde hukuka aykırı, kişilik haklarını ve RTÜK yayın ilkelerini ihlal eden yayınlar yapıldığı belirtilerek, Yayıncı Kuruluşu hakkında yaptırım uygulanması talep edilmiştir. Söz konusu yayın kuruluşunca, gerek Aydın Doğan gerekse Doğan Medya Grubu’na zarar vermek, kişilik haklarını rencide etmek için gerçeğe aykırı şekilde karalama kampanyası başlatıldığı, yayında, hakaret dolu, ağır ve haksız itham içeren gerçeğe aykırı yayıncılık yapıldığı, yayıncılığın haksız çıkar ve kişisel sorunların çözüm yeri olarak kullanıldığı belirtilerek bu yayın hakkında hukuki yollara da başvurulduğu belirtilmiştir.
Medya hizmet sağlayıcının şikayette bahsedilen 25.08.2015 tarihli yayınında programın tümünde yer alan konuşmaların bir bölümü deşifre edilerek aşağıda sunulmuştur: Söz konusu programda ihlal olduğu düşünülen ifadelerin programın genelinde yer alması nedeniyle ikinci bir klip hazırlanmamış, 11.00-11.52 saatlerini kapsayan"25.08.2015 Günün Manşeti (Programın Tümü)"adlı klip raporumuza eklenmiş, deşifre metni işe aşağıda yer almıştır:
(Raporun bu bölümünde ilgili deşifre metinlerine yer verilmiştir.)
Gelen şikayet yazısı veyukarıdaverilen tüm açıklamalardan da görüleceği üzere, 25.08.2015 tarihli "Günün Manşeti" programında;
-Ahmet Hakan’ın, her fırsatta PKK’ya ve HDP’ye arka çıkıp savunuculuğunu yaptığı, Ertuğrul Özkök’ün kuklası olduğu ve ‘kılıbık’ da dese, küfür de etse Ahmet Hakan’ın kabul edeceği, çünkü tıynetinin böyle olduğu, “Oruç tutmuyor muymuş? / Tutuyormuş da, viskiyle açmış” sözleriyle dini inançlar çerçevesinde dalga geçildiği, herhangi bir ahlak, ilke, tutarlılığın olmadığı, hatta (Aydın Doğan’la birlikte) Dünyanın en ahlaksız adamları oldukları halde ahlak satan kişiler oldukları, özellikle Ahmet Hakan’ın insani olarak hiçbir ahlakı, hiç bir ilkesi, prensibi olmadığı, yarın bir gün DAEŞ”ci de olabilecekleri, 1-2 yılda zaten bu medyadan tasfiye olacağı ve bir başka yerde iş bulamayacağı,
-"Ahmet Hakan ile Aydın Doğan, PKK destekçisidir kardeşim./ Yüzde yüz. Aydın Doğan da, Ahmet Hakan da bak bunu 78 milyon bu ülkede yaşayan herkes bilsin; Ahmet Hakan da, Aydın Doğan da, Hürriyet de, PKK’nın… Andıç gibi sunmaya çalışıyor bu alçaklar./ PKK’nın yardım ve yardakçısıdır. Savcı Selim Kiraz şehit edildiği zaman da teröristlerden yana oldular şimdi de PKK’dan yanalar... Böyle pespaye adam bunlar, bunlar böyle pespai adam işte şimdi ikiyüzlü…" şeklindeki eleştiri sınırları ötesinde ifadeler kullanıldığı,
-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Oktay Ekşi hakkında; ‘O saçma sapan salak Gazeteciler Cemiyeti… PKK’yı koruyup kollamakla şuan meşguller… (11.34.00) Hürriyet Gazetesi Başyazarı Oktay Ekşi ve uzun yıllar değişmez o koltukta oturan Basın Konseyi başkanlığı yapıp kendi oturduğu yerden illegal yasa dışı Basın Konseyi üzerinden, bütün medyaya Türkiye’deki medya düzenine parmak sallayan bir adamdı Oktay Ekşi.’ ifadeleriyle kurum/kuruluşlar hakkında eleştiri sınırlarının aşıldığı,
-Doğan Medya Grubu'nda yer alan diğer gazeteci ve muhabirler hakkında:
Ertuğrul Özkök hakkında; "(11.39.34) Normalde Özkök’ün kariyeri bitmişti… Bunları niye yazıyor Ertuğrul Özkök biliyor musun? Hürriyet’in başına geçme gibi bir planları var… O yüzden de Aydın Doğan buna ne derse bizim grupla ilgili, senle, benle ilgili her şeyi sonuna kadar yazıyor. Hala genel yayın yönetmeni olup, eski Beyaz Türk, eski havalı günlerine dönmek istiyor. Şimdi bu adam, Özkök 1990’a kadar aç ve sefil bir adamdı. Yani İzmir’de normal gariban bir ailenin oğluydu yani bu, sefil bir adamdı yani. Kendisine Beyaz Türk diyor, ya sen beyaz falan değilsin. Sen, işte o aşağılık kompleksi var ya hani insanda, onda da var o. Ya yoksul bir aileden geliyor, gariban bir aileden geliyor, kendisini beyaz Türk gibi gösteriyor. 1990 yılına kadar zavallıydı, 90’dan sonra bu Hürriyet’in başına falan gelince, yazı işlerine girince, yayın yönetmeni olunca buralara kadar geldi. Şimdi Hürriyet’in başına gelme gibi planları var. O yönde de baya adımlar atmış, gelecek yani.(11.40.19)’ şeklinde kişiliğine yönelik sözler sarfedildiği,
Gazeteci Bülent Mumay’ın tehlikeli bir adam olduğu, paralel polislerle ilişkilerine, gazetecilerle ilişkilerine iyi bakılması gerektiği, 17 Aralık öncesinde Hürriyet’te muhabir olarak çalışan Arda Akın’ın ‘Fetullahçı, FETÖ Terör Örgütü üyesi’ olduğu’,
Hürriyet Gazetesi için; “(11.36.20) 28 Şubat Andıç’ı, Hürriyet Gazetesi’nin günahının %1’i ya eder ya etmez. Burada itibarsızlaştırdıkları, burada infaz ettikleri, burada hedefe koydukları, burada öldürdükleri, bitirdikleri, Hürriyet Gazetesi eliyle bitirdikleri adamları isimleri ile buradan arkaya sıralasam bir Hürriyet Gazetesi sayısı çıkar. Orhan Pamuk’un canına okudunuz, Hrant Dink’i öldürttünüz, Ahmet Kaya’yı sürgünde ölüme mecbur ettiniz./ Kürt diyerek, vay şerefsiz falan filan diyerek…” şeklindeki ifadelerle ağır ithamlarda bulunulduğu,
Cüneyt Özdemir’in, PKK’yı koruyup kolladığı için Kanal D Haber’den gelen tepkiler üzerine Aydın Doğan tarafından görevden alındığı, açık açık PKK terör örgütünü korudukları,
Ezgi Başaran’ın başında olduğu Radikal tam PKK bülteni gibi çıktığı,
Cumhuriyet Gazetesi’nin, PKK’nın yayın bülteni gibi çıktığı, şu anda Fetullahçıların gazeteyi finanse ettikleri, maaşlarını ödedikleri, Cumhuriyet Gazetesi’nde görüş aldıkları, yorum yaptıkları Mesut Ülker’in, Fetullahçı olduğu, Hüseyin Gülerce, defalarca Mesut Ülker’in çocukluğundan beri Fetullahçı olarak yetiştirildiğini söylediği ve Fetullahçı olduğu için ordudan emekliye sevk edildiği, bu kişinin TSK içindeki çalışmalarından dolayı yargılanacağı, Cumhuriyet’i Fetullahçıların yönettiği,
Aydın Doğan hakkında; "(11.47.10) Şimdi Aydın Doğan’ın adamları bu programı izliyordur, Bülent Mumay da izliyordur, Ahmet Hakan da izliyordur. Sadece bir mesaj olarak okuyacağım. Bak Aydın Doğan, bunu çok iyi dinle. Biz senin ne olduğunu biliyoruz da yani yakında ne olduğunu da göreceğiz buradan ona bir ön hatırlatma yapayım. İstanbul 13. Noterliği, 31 Aralık 2008 tarih ve 3029 sayılı 2008/54 nolu ve 24.12.2008 tarihli Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.Yönetim Kurulu sureti onayı İstanbul 13. Noterliği 26 Aralık2008 tarih ve 27366 sayılı vekaletname. Bunu bir daha okuyum ben… (11.48.20) Bu bir hileli satış işi. Bahsettim ya, yakında çıkacak, az kaldı yani beklesinler. Aydın Doğan’ın en çok korktuğu şey… (11.49.12) Bak Aydın Doğan sana sesleniyorum, bu okuduğumun ne anlama geldiğini sen biliyorsun… Bu bir hileli satış, en çok korktuğu şey, peşindeyiz, yazıp duruyoruz, her şey tespitli yani. Dolayısıyla yakında bunları ortaya çıkardığımız zaman görecek.(11.49.30)" şeklindeki "hileli satış" iddialarının hukuki mercilerden takibi yerine medyanın kullanıldığı,
görülmüştür.
Yine yayın kuruluşunda, 24.08.2015 tariihinde yayınlanan "Günün Manşeti" isimli programda; yorumcular tarafından, Ahmet Hakan, Aydın Doğan ve Doğan Medya Grubuna yönelik suçlayıcı ve eleştiri sınırlarını aşan ifadeler kullanılması nedeniyle 31.08 2015 tarihinde tarafımızca rapor düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere, kişilik hakları başta Anayasa olmak üzere yasal mevzuatımızla da koruma altına alınmıştır. Anayasanın “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” başlıklı 17. maddesinde; “herkesin, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu” hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 24. ve devamı maddelerinde de “kişiliğin korunması” başlığı altında buna ilişkin esaslar ve korunma yolları düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, Anayasa'nın 28’inci maddesinde, “Basın hürdür, sansür edilemez.” ifadesi yer almaktadır. Basın özgürlüğünün amacı, kamuoyunun ilgisini toplayan olaylarda toplumun bilgi sahibi olmasını, aydınlatılmasını sağlamak ve kamuoyu oluşturmaktır. Ancak; bu özgürlük sınırsız ve mutlak değildir. Bu nedenle, basının yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi, yukarıda da açıklandığı üzere, gerek Anayasal gerekse yasal olarak güvence altına alınmış olup, kişilik haklarına saldırıda bulunmaması hukuki olarak zorunlu kılınmıştır.
Şüphesiz ki demokratik ve hukuk devletlerinde ifade özgürlükleri en temel özgürlüklerdir; ancak ifade özgürlüğü çerçevesinde kullanılan söylemlerin, eleştiri sınırlarının ötesinde hakaret, iftira veya aşağılama içermemesi esastır. Söz konusu yayında da, sarf edilen ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığı, itham içerdiği, kişileri küçük düşürmeye yönelik ifadeler olduğu kanaati oluşmuştur.
SONUÇ OLARAK:
24 logosu ile yayın yapan, DİNAMİK RADYO TELEVİZYON A.Ş. unvanlı medya hizmet sağlayıcıda, 25.08.2015 tariihinde yayınlanan "Günün Manşeti" isimli programda; yorumcular tarafından, bir medya grubunun yayınlarına, sahibine, gazetecilerine yönelik suçlayıcı ve eleştiri sınırlarını aşan ifadeler kullanılması nedeniyle,6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç)bendinde belirlenen;"... kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı ... ifadeler içeremez."ilkesinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu
Söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 8/1-ç maddesinin ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Daire Başkanlığı görüş yazısında da belirtildiği üzere; program sırasında Aydın Doğan ve çeşitli gazeteciler hakkında görüş beyan edildiği görülmüştür. Bu görüşlerin büyük bir kısmı, yorum içerikli kanaat belirtme şeklinde olsa ve fikir ve kanaat özgürlüklerinden yola çıkıldığında eleştiri sınırları içinde değerlendirilse de, eleştiriler sırasında kullanılan "ahlaksız", "iki yüzlü", "alçak", "şerefsiz" gibi ifadelerin hakaret içerikli olduğu, eleştiri sınırları içerisinde değerlendirilemeyeceği, hakaret sözcükleri içeren bu dilin yayın sırasında kullanılmak suretiyle kişilerin onurlarını zedeleyici nitelikte olduğu dikkate alındığında yayının; Uzman raporunda belirdiği şekilde 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde belirtilen "İnsan onuruna .... aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı ... ifadeler içeremez. " hükmünü ihlal ettiği sabit görülmüştür.
Söz konusu kuruluşa 22.05.2015 tarihli yayını nedeniyle evvelce 01.07.2015 tarih ve 2015/30 sayılı toplantıda alınan 39 nolu Üst Kurul Kararıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, 24 logosuyla yayın yapan DİNAMİK RADYO TELEVİZYON A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “… , kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı … ifadeler içeremez..” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1-İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Temmuz 2015 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 1.793.117,54 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı (%1) 17.931,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Başkanı İlhan YERLİKAYA ile Üst Kurul Üyeleri Hamit ERSOY, Nurullah ÖZTÜRK ve Taha YÜCEL’in karşı oylarıyla, oy çokluğu ile, karar verildi.