İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 23.10.2014 tarihli ve 2187 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
" Show TV logosuyla yayın yapan yayıncı kuruluşta, hafta içi her gün 15.50 ile 18.50 saatleri arasında 13 yarışmacı genç kadınla başlayan ve haftalık elemelerin Cumartesi günleri saat 23.30'da ekrana gelen bölümlerle gerçekleştirildiği “Bu Tarz Benim adlı” program yayınlanmaktadır. Programda yarışmacılar kendi belirledikleri veya yapım tarafından karar verilen bir konsept çerçevesinde kıyafet seçimi yapmakta, bu kıyafetleri Nur Yerlitaş, İvana Sert ve Kemal Doğulu'dan oluşan jüri üyelerine sergilemektedirler. Yarışmanın sonunda birinci seçilecek kişi 100 Bin TL'lik ödülü kazanacaktır.
Programda yarışmacılar müzik eşliğinde stüdyoya girerek yürüyüşlerini yapmakta daha sonra sunucunun yanına gitmektedirler. Sunucu ile ayaküstü sohbet eden yarışmacılar öncelikle diğer yarışmacıların yorumlarını almakta sonra jürinin karşısına geçerek onların yorumlarını ve beğenip beğenmediklerine dair kararlarını dinlemektedirler.
Programın yayına başladığı ilk bölümlerde yorumların tamamı o yarışmacının giydiği kıyafete ilişkin olurken bir süre sonra yarışmacılar arasında kişisel tartışmalar baş göstermiş ve bu tartışmalar her bölümde daha da şiddetlenerek programın büyük bölümünü kaplar hale gelmiştir.
Tartışmalar daha çok Nur ve Özlem adlı yarışmacılara karşı diğer yarışmacıların eleştirileri, karşı yorumları ve ekranda şov yaptıkları, samimi olmadıkları, diğer yarışmacılara saygılı davranmadıkları minvalindeki çeşitli suçlamalar etrafında dönmektedir.
Örneğin, 07.10.2014 tarihli yayında (Klip 1: Show TV_bu tarz benim_07.10.2014) yarışmacı Özlem Özden giysilerini sergiledikten sonra diğer yarışmacıların yorumlarını almak üzere onlara döndüğünde sırasıyla Ayşegül ve Sara adlı yarışmacılardan olumsuz yorumlar almıştır. Ancak bu konuşma ağız dalaşı şeklinde bir tartışmaya dönüşmüştür. Ardından Tuğçe adlı yarışmacıya yorum yapması için söz verildiğinde Tuğçe sözlerine "enerji vampiri gibisin" diyerek başlamıştır. Bu esnada Ayşegül adlı yarışmacının da "aynen öyle" dediği duyulmuştur. Tuğçe şu şekilde devam etmiştir: "Enerjimizi emiyorsun, ordan daha hoş gözüküyorsun bu bir. Ayakkabıyla zıplayarak gidiyorsun ya, o altındaki etiketini görüyoruz biz sürekli, bu zamana kadar giydiğin senin tarzında olduğuna inandığım en iyi elbisen. Çünkü ordaki kuru kafa var ya (Özlem'in elbisesindeki deseni kastederek) aynı sen, bak bööyle, hep dişlerini gösteriyor, kötü bir şey söyleseler de, iyi bir şey söylense de o kuru kafa yemin ederim ki sen, bu kuru kafa sensin."
Ayşegül: "Bizi deli ediyorsun" (Özlem'e ithafen)... Ben sana tahammül edemiyorum. Çünkü ortada bir tarz yok. Boş konuşan birisin, yani anlamadığın şeyler hakkında yorum yapıyorsun, sadece konuşmak için konuşuyorsun amacın burda şov, yani bunlara tahammül edemiyorum."
Yarışmacılar arasında kavga niteliğinde geçen bu diyalog dakikalarca devam etmiştir. Sunucu ise "sen sunucu ol, ben senin yerine geçeyim" diyerek yarışmacıların oturduğu yan yana dizili sandalyelerden boş olanına oturmuş, bu kavgalı gergin diyaloğa bir son vereceğine aksine "şimdi Ayşenur'a söz vericem" diyerek yarışmacıların birbirlerini rencide etmeye devam etmelerine çanak tutmuştur.
Yarışmanın ilerleyen dakikalarında Klip 2'de görüleceği üzere, Özlem adlı yarışmacı daha sonra jürinin karşısına geçmiş arkada yer alan Ezgi adlı yarışmacı ile de bir şekilde tekrar tartışmaya girmiştir. Jüri üyelerinden Nur Yerlitaş: "Bu (Özlem'i kastederek) hayatı ti'ye almış, kendini de, biraz şuuru da gitmiş. (Nur Yerlitaş, Özlem ve diğer yarışmacılar gülüyor, Melek adlı yarışmacı arkadan ellerini oynatarak "deli" işareti yapıyor. Kamera sunucu Öykü Serter'i de gülerken gösteriyor.)... davranış bozukluğu (gülüyor).
Yarışmanın 09.10.2014 tarihli bölümünde de, yarışmacılardan Özlem'le ilgili kavgalar devam ederken sunucu Öykü'nün söz vermesi üzerine yarışmacılardan Tuğçe yanındaki sandalyede oturan Özlem'e ithafen "ben gerçekten vurucam, ben gerçekten şu anda ellerimi sıkıyorum, yemin ediyorum ellerimi sıkıyorum"
(Programın bu bölümünde programın sunucusu ve jüri üyesi ile yarışmacılar arasında geçen diyalogların deşifresine yer verilmiştir.)
Ardından saat 18.21'de Nur ile Tuğçe'nin kavgası başlamıştır (Klip 15: Show TV_bu tarz benim_15.10.2014).
Nur Yerlitaş sırası gelip jürinin karşısına geçen Nur'a: "Rengin sararmış solmuş"... "Ne olacak böyle?" diye sorarken bu esnada Tuğçe'nin ağlayarak oturduğu yeri terk etmesi ve kulise gitmesi görüntülere yansımıştır. Zaman zaman kuliste ağlarkenki görüntüleri de ekrana gelmiştir.
18.50'de (Klip 17: Show TV_bu tarz benim_15.10.2014) Nur Yerlitaş, yarışmaya ikiz olarak katılan Aycan ve Nurcan'a sıraları gelip jürinin karşısına çıktıklarında şöyle demiştir: "Aslında sizden sıkılıyorum biliyor musunuz? Böyle bak sıkılıyorum. Böyle oturuyorsunuz. İçiniz geçiyor bööyle, ayol siz de bir şey konuşun, bir ağzınızı açın." diyerek onları da tartışmalara katılmaları, taraf olmaları için adeta zorlamıştır.
Programın 16.10.2014 tarihli yayınında saat 16.52'de (Klip 18: Show TV_bu tarz benim_16.10.2014) jüri üyelerinden Kemal Doğulu Tuğçe'yi çok ağladığı için eleştirmiştir ve bunun üzerine tartışmaya başlamışlardır. Ardından Nur Yerlitaş da tartışmaya katılmıştır. Tuğçe yarışmadan elenmek istediğini açıkça beyan etmiştir.
Ekranlardaki bu yoğun kavga ortamına şahitlik etmek izleyicide de bir gerginlik hissi yaratabilir. Nitekim yayına başladığı 15.09.2014 tarihinden 20.10.2014 tarihine kadar RTÜK şikayet hattına program aleyhine 681 adet şikayet ulaşmıştır.
Yukarıda örneklerle anlatılmaya çalışıldığı gibi, söz konusu programda izlenilirliğin artırılması amacıyla gerginlik düzeyinin sürekli üst seviyede tutulmaya çalışıldığı, gerek sunucunun gerekse jüri üyelerinden bazılarının ortamı teskin etmek için herhangi bir çaba göstermek bir yana tartışmaları daha da kızıştıracak şekilde konuşmalara dahil oldukları, yönlendirdikleri tespit edilmiştir.
Yarışmanın başta belirtilen amacını aştığı, artık bir stil yarışması olmaktan uzaklaştığı, yarışmacıların rekabet konularının kişisel çatışmalara döndüğü, hakarete, aşağılamaya, hatta şiddet eğilimine varan tartışmaların yaşandığı, karşıdakinin rızası olmadan onun özel anlarını kayıt altına alarak gerektiğinde bununla tehdit edebilmenin başvurulabilecek bir yol olarak ortaya konulmasında bir sakınca görülmediği, tüm bu olanların yarışmacılardan bazılarının dayanamayacağı noktaya geldiği, hemen her bölümde ağlayan birilerinin olduğu gözlenmiştir.
Sunucunun kavgaları başlatmak veya sürdürmek amacıyla kasıtlı şekilde sorduğu sorulardan dolayı format gereği olduğu anlaşılan bu tartışma ve kavgalar, nezaket, mütevazilik, birbirini hoş görme, sağlıklı şekilde davranabilme, arkadaşlık gibi medeni bir toplumda olması gereken değerleri unutturarak kaba davranışı, nezaket dışı sözleri, kolaylıkla şiddete başvurabilmeyi, makbul ve olağan göstermektedir.
Programın çocukların izleyebileceği saatlerde yayınlandığı düşünülürse, süregiden tartışmalardan olumsuz yönde etkilenebilecekleri, ekranda gördükleri karakterleri rol model alarak öfke ve kızgınlıkla, saygı sınırlarını aşarak ikili ilişkilerini yürütmeye çalışabilecekleri, dolayısıyla güven, sevgi ve saygıyı temel alan uzun vadeli, sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanabilecekleri, uyum sorunları yaşayabilecekleri, ekranda gördükleri gibi kendilerini sorgulamadan her koşulda karşısındakini suçlayıcı davranış kalıplarını geliştirebilecekleri düşünülebilir.
Sonuç olarak; Show TV yayın kuruluşu 15.10.2014 tarihli yukarıda ayrıntılı şekilde anlatılan yayını ile 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan"Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz."hükmünü ihlal ettiği değerlendirilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Anılan yayında; 6112 sayılı Yasa'nın; 8. Maddesinin ikinci fıkrasını ihlal edildiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." ilkesinin ihlal edildiği kanaati belirtilmiş olsa da, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının ve video görüntülerinin tetkiki sonucunda;
İhlale konu programda izlenilirliğin artırılması amacıyla gerginlik düzeyinin sürekli üst seviyede tutulmaya çalışıldığı, gerek sunucunun gerekse jüri üyelerinden bazılarının tartışmaları daha da kızıştıracak şekilde konuşmalara dahil oldukları ve yönlendirdikleri, yaşanan tartışma ve kavgaların yarışmacılardan bazılarının dayanamayacağı noktaya geldiği, hemen her bölümde ağlayan birilerinin olduğu, böylece anılan yarışmanın başta belirtilen amacını aştığı, artık bir stil yarışması olmaktan uzaklaştığı, yarışmacıların rekabet konularının kişisel çatışmalara döndüğü, hakarete, aşağılamaya, hatta şiddet eğilimine varan tartışmaların yaşandığı, anlaşılmakla, bahse konu yayında, yarışmanın formatından uzaklaşılarak reyting uğruna insanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlüklerden olan ve insana duyulan saygının kaynağı olarak ifade edilen “insan onuru”nun hiçe sayıldığı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle yayının, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek nitelikte olmasından ziyade; insan onuruna, gururuna ve şerefine aykırı nitelikle olduğu ve 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 18.03.2011, 04.04.2011, 09.04.2011 tarihli yayınları nedeniyle evvelce 21.04.2011,26.05.2011, 16.06.2011 tarih ve 2011/23, 2011/32, 2011/37 sayılı toplantılarda alınan 9,24,60 nolu Üst Kurul Kararlarıyla 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşıldığından; aynı hükmün tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca, anılan Yayın Kuruluşu hakkında “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, SHOW TV logosuyla yayın yapan AKS TELEVİZYON REK. VE FİLM. SAN. VE TİC. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesinin tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2014 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 17.497.764,76 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı 174.978,00 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Ankara Kamu Girişimci Şubesi TR98 0001 0025 3300 9999 9951 93 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyuyla, oy çokluğuyla karar verildi.