İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 25.07.2013 tarihli ve 2114 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“TV EM logosuyla yayın yapan Güçlü Radyo ve Televizyon Yayıncılığı Prod. Rek. Tic. A.Ş. unvanlı yayın kuruluşunda 16.07.2013 tarihinde08:29:14-09:39:49 saatleri arasındaKüçük Kıd isimli çizgi film, Genel İzleyici koruyucu sembolü ile yayınlanmıştır. Küçük Kıd adlı çizgi filmin hikâyesini, Endülüs Müslümanlarının İberya adasına çıktığı günlerde küçük bir çocuk olan Ruy'un başından geçen olaylar oluşturmaktadır. Küçük Kıd adlı çizgi filmde İberya adasının ikiye ayrılmasıyla Müslümanlar ve Hristiyanlar iki ayrı bölgede güç savaşına girerler. Ruy olarak sunulan minik çocuk, Hristiyan bölgesindeki bir şovalyenin oğludur. Şovalye, Kral Fernando'ya hizmet etmek üzere saraya gidince O'nu bir manastıra bırakır. Ruy, manastırda türlü işler başına geldikten sonra Müslümanların sarayına tesadüfen girer. Müslümanların, Hristiyan bölgesine saldıracağını öğrenince saraydan kaçarak bu haberi babasına ve Hristiyan krala yetiştirir. Yapılan savaşta, Hristiyanlar yenilmek ve teslim olmak üzere iken, Ruy'un ağaçtan askerler hilesiyle Müslümanlar yenilir. Çizgi filmin; (Raporun bu bölümünde çizgi filmin ayrıntılı deşifresine yer verilmiştir.) Küçük Kıd adlı çizgi film karakter tahlili açısından incelendiğinde genel olarak Müslümanların olumsuz özellikler ve sevimsiz biçimlerde tasvir edildiği; Hristiyanların ise istendik yüce vasıflar atfedilerek ve estetik kaygılarla sunulduğu görülmektedir. Filmin kahramanı Ruy, kralın en sadık adamlarından biri olan Hristiyan Şovalye Gondiego'nun oğludur. Arkadaşları tarafından sevilen, insancıl, dost canlısı, güvenilir, maceracı, zeki ve cesur olan Ruy, iyi bir karakteri temsil etmektedir. Düşmanları korkutmak ve onlardan kurtulmak adına sürekli taktikler geliştirir. Manastırda kaldığı sıralarda da manastırı soymaya gelen hırsızları türlü oyunlarla korkutmuş ve bu sayede manastırı korumuştur. Yolda tanıştığı Müslüman arkadaşı Aben'i hırsızların elinden kurtarmak için türlü fedakarlıklar yapan Ruy, zekasıyla arkadaşını kurtarmayı başarır. Evine gitmesi konusunda Aben'e yardımcı olur. Film boyunca Ruy'un üzerinde manastırda giyilen kıyafet vardır. Ruy'un çok sevdiği, maceralarına ortak ettiği eşeğinin adı "Beka"dır. Beka, Yüce Allah'ın zati sıfatlarından biri olup, varlığının sonu olmamak veya ebedi olmak demektir. (Dini Kavramlar Sözlüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı).
Çizgi filmde Arap Müslüman olarak sunulan Aben karakteri, zengin vali Abdül'ün oğludur. Oturdukları yerde başlayan savaştan, şiddetten ve zalimlikten kaçmak için evini terketmiştir. Babasından yüklü müktarda para istemek için hırsızlar tarafından kaçırılan Aben'i, yolda tanıştıkları Ruy kurtarır. Aben duygusal, çekingen, saf, korkak ve sakar bir karakteri temsil etmektedir. Film boyunca Aben'in başında kırmızı renkli püsküllü fes; üzerinde siyah renkli sarı işlemeli Osmanlı yeleği; belinde kırmızı kuşak ve üzerinde şalvar bulunur. Fes, başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere birçok Müslüman ülkede kullanılagelen bir başlık türüdür. Osmanlı yeleği, kuşak ve şalvar da özellikle Müslüman coğrafyalarda kullanılan kıyafet çeşitleridir. Söz konusu çizgi filmde Müslüman Kral Teksufin, sürekli yemek yiyen, obur, kilolarından dolayı güçlükle hareket eden, kısa boylu, esmer, çirkin, keyfine düşkün, paragöz, kibirli, büyüklük hezeyanı olan bir karakteri temsil etmektedir. Kendisine sürekli yemek servisi yapılan Kral Teksufin, kendini savunduğu sırada Ruy'un çıkardığı gürültüye dayanamayarak kendini yerden yere vurur. Daima etrafındaki komutanlar tarafından onaylanan Kral Teksufin, onlardan övgüler duymak ister. Savaş meydanında bile çadırından çıkmayıp doymaksızın yemek yiyen Kral Teksufin, hayallerine ulaşmak için askerlerine gerekirse önlerine çıkan herkesi öldürmeleri emrini verir. Yanındaki yardımcıları ve komutanlar Kral Teksufin'den çok çekinirler. Kralın başında Müslümanlar tarafından kullanılan beyaz sarık, üzerinde Osmanlı yeleği, kırmızı kuşak ve şalvar bulunur. Filmde Müslüman askerler esmer, cılız, çatık kaşlı, çocuklara kılıç çekebilecek kadar gaddar, onların atına el koyacak kadar zorba, yağmacı, savaş yanlısı, kaba, hiçbir şeye saygıları olmayan, vahşi, barbar, küstah, barışa yanaşmayan, ayrımcı, gittikleri her yeri yakıp yıkan ancak Kral Teksufin'den aşırı derecede korkan, krallarına karşı sürekli yalakalık yapan karakterler olarak sunulmaktadır.
Hristiyan Kral Fernando ise uzun boylu, beyaz tenli, yakışıklı, insancıl, barış yanlısı, kibar, şefkatli, savaşta daha fazla askerinin ölmemesi için teslim olmayı bile göze alan erdemli bir karakteri temsil etmektedir. Hristiyan şovalye ve askerler de cesur, insancıl, ilkeli, düşman askerlerine bile adaletli davranan ve kralları için sonuna kadar savaşmayı göze alan krallarına sadık karakterler olarak sunulmaktadır. Müslümanların korkak olarak sunulduğu çizgi film, Endülüs fatihi Tarık Bin Ziyad'ın İberya yarımadasına geldiği ilk günden beri İslam'ın ruhuna uygun fetih şuuruyla Endülüs'ü fethettiği gerçeğinden fersah fersah uzaktır. Söz konusu filmin sonlarında İberya adasını fethetmeye gelen Müslüman askerlerin kendilerine yaklaşan ağaçların altında düşman askerlerinin gizlendiğini sanıp korktukları, canlarını kurtarmak için savaş alanını terkettikleri sahneler ile Müslüman askerler şaşkın, korkak ve bencil insanlar olarak tasvir edilmektedir. Film geneline hakim olan anlatım dilinde ve deşifresi yapılan kliplerde de görüleceği üzere Müslüman karakterler için genellikle "hain", "korkak", "hiçbir şeye saygıları olmayan", "vahşi" nitelemeleri yapılmaktadır. Filmin Müslümanlarla ilgili hemen her karesinde üzerinde hilal ve yıldız simgelerinden oluşan bayrak ve sancak yer alır. Bayraklar üzerindeki şekil, renk ve semboller; milletlerin inançlarını, düşüncelerini ve hafızalarda derin izler bırakan hatıralarını yansıtır. Ancak Müslümanların ve dolayısıyla hilal ve yıldız simgelerinden müteşekkil bayrağın yer aldığı tüm sahnelere kurgu açısından negatif bir kompozisyon hakimdir. Toplumda istenmeyen özelliklerin, davranışların ve tavırların Müslüman karakterler üzerinden sunulması Müslümanları temsil eden söz konusu bayrağın yüklendiği inanç, düşünce ve hatıraları değersizleştirmekte ve aşağılamaktadır. Müslümanların ve İslami değerlerin küçük düşürüldüğü, aşağılandığı, tezyif edildiği ve Hristiyanların yüceltildiği bu film, tür olarak bir çocuk programı olması hasebiyle de daha sakıncalı bir hal almaktadır.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
TV EM Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile ikinci fıkrası hükmünü ihlal ettiği, kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Çizgi filmin genel kurgusunun ve yukarıda belirtilen ilgili sahnelerinin korunması gereken çocuk izleyici kitlesinin ekran karşısında olabileceği erken bir yayın saatinde ve bizzat çocuklara yönelik bir programda yayınlandığı hususunun yayıncı tarafından göz ardı edildiği; dolayısıyla izleyicilere ve özellikle zihinsel gelişimleri henüz tamamlanmamış olan çocuklara karşı sorumlu bir yayıncılık anlayışı sergilenmediği; yine dizinin kurgusundaki içerik, görüntü ve diyalogların toplum üzerinde yol açabileceği rahatsızlıkların medya hizmet sağlayıcı tarafından göz ardı edildiği; dolayısıyla bu noktada da sorumlu bir yayıncılık anlayışı sergilenmediği düşünülmektedir. Medya hizmet sağlayıcıların tasarladıkları içerik konseptlerinin sadece görüntülerinin değil aynı zamanda kurgularının da içinde yaşanılan toplumun manevi değerlerine ve evrensel ilkelere uygun olması gerektiği; bu tür bir kurgunun sunumunun, toplumun değerlerine uygun ve özenli olması gerektiği düşünülmektedir. Yayın kuruluşunun belli bir dinin mensuplarını ve değerlerini aşağılama gibi bir kastının veya niyetinin olmaması, yayının toplumda ve çocuklar üzerinde oluşturabileceği muhtemel olumsuz etkileri telafi edici nitelikte görünmemektedir. Bu nedenlerle mezkûr yayında; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile ikinci fıkrası hükmünün ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla; söz konusu Kuruluşa, Kanunun 32 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca “Uyarı” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere;
1- Bahse konu yayında;
a) 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendindeki; “Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” hükmünün ihlali olduğuna oy birliği ile,
b) 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin ikinci fıkrasındaki, “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ... yayınlanamaz." hükmünün ihlali olduğuna Üst Kurul Başkanı Davut DURSUN ve Üst Kurul Üyesi Esat ÇIPLAK’ın karşı oyları, oy çokluğu ile,
2- EM TV logosuyla yayın yapan “GÜÇLÜ RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI PROD. REK. TİC. A.Ş.” unvanlı kuruluş hakkında; 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi ile ikinci fıkrası hükmünün ilk defa ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “UYARI” YAPTIRIMININ UYGULANMASINA, aynı yayın ilkesinin tekraren ihlali halinde, Kanunun 32 nci maddesinin İkinci fıkrasında yer alan; “Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası yaptırımı uygulanacağının yapılacak tebligatta bildirilmesine, oy birliği ile,
Karar verildi.