İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 25.03.2025 tarih ve 46 sayılı yazısına konu TELE 1 logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 21.03.2025 tarihinde saat 07:00’de yayınlanan "Sabah Pusulası" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Sunuculuğunu Musa Özuğurlu'nun yaptığı "Sabah Pusulası" isimli programda sunucu tarafından; "Ebubekir ŞAHİN'in acelesi var. Diyor ki en iyi ama en iyi Erdoğan'a hizmeti ben yaparım. En önde ben koşarım ve daha Erdoğan düşünmeden bile ondan hızlı düşünüp hayata geçiririm. Çünkü anormal durumlar yaşanıyor. Yani bu artık hani tamam birisini sevebilirsiniz, yalakalık yapabilirsiniz fakat kardeşim bu kadar da hızlı olma yahu. Bu hız seni yorar, kalbini yorar. Sana sağlıklı bir yaşlılık getirmez bu. Bu kadar stres yapma. Yani hemen Merdan Yanardağ bir şey söyledi, hemen toparlayın bir ceza verin. Emre Kongar bir şey söyledi, hemen ceza verin. Murat Taylan bir şey söyledi, hemen ceza verin. Yani bu artık tamamen bir saçmalık boyutuna ulaştı. Bu arada şöyle bir şey öneriyorum Ebubekir Şahin’e, Ebubekir ŞAHİN Ankara'daki bulunduğu kat bina neyse, ellerinde ne var bilmiyorum, orayı kapatsın. Alsın masasını da götürebilir, sandalyesini de götürebilir. Gitsin TELE 1'e kursun masa sandalyeyi, oraya otursun bari. Çünkü adam memurluk yapıyor. Yani RTÜK başkanı falan değil. Erdoğan'ın ceza memuru. Hemen bakıyor ekrana ve anında cezayı kesiyor. Elbette bugünler geçecek. Elbette geçecek bunlar. Bunların hepsinin hesabı sorulacak..." şeklinde ifadelere yer verilmesi nedeniyle, 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; Yayın hizmetleri "..., kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle “oy çokluğuyla” alınan karara karşı oy kullandım.
KARŞI OY KULLANMA GEREKÇELERİM
1. Usule İlişkin İtiraz
6112 sayılı Kanun’un 38. maddesinin 5. fıkrası, Üst Kurul üyelerinin kendileri veya yakınlarıyla ilgili konularda müzakere ve oylamaya katılamayacaklarını düzenler.
Somut olayda; programda geçen ifadeler doğrudan Üst Kurul Başkanı Sayın Ebubekir Şahin’e yöneliktir. İsmi açıkça zikredilmiş, görevi belirtilmiş ve eleştiriler şahsına yöneltilmiştir. Bu durumda, Sayın Şahin’in ilgili uzman raporunun görüşülmesine katılması ve oylamada yer alması açık bir usul uygunsuzluğu doğurmaktadır.
Nitekim Ankara 14. İdare Mahkemesi (E.2022/677, K.2023/851), Bölge İdare Mahkemesi ve son olarak Danıştay 13. Dairesi’nin 19.12.2024 tarihli, E.2023/3819, K.2024/5655 sayılı kararı bu hususu kesin olarak ortaya koymuştur. Kurulun tarafsızlığı, başkanın bu dosyada oylamaya katılmasıyla zedelenmiş, karar hukuki temelden yoksun kalmıştır.
Anayasa m.26: Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünü güvence altına alır.
AİHS m.10: İfade özgürlüğü yalnızca “zararsız” fikirler için değil, “incitici, rahatsız edici, abartılı ve kışkırtıcı” nitelikteki görüşler için de geçerlidir.
AİHM Castells/İspanya (1992) ve Thorgeirson/İzlanda (1992) kararlarında, kamu gücü kullanan siyasetçi ve bürokratlara yönelik sert eleştirilerin demokratik toplumda korunması gerektiği belirtilmiştir.
AYM İçtihatları; Ali Suat Ertosun (2015), Ali Rıza Üçer (2015) kararlarında AYM, kamu görevlilerine yönelik ağır ve rahatsız edici eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.
AYM, kamu gücünü kullananların daha geniş eleştiri sınırına katlanmaları gerektiğini defalarca belirtmiştir.
6112 sayılı Kanun’un 8/1-ç bendi “küçük düşürücü, aşağılayıcı, iftira niteliğinde” ifadeleri yasaklamaktadır. Ancak somut olayda: İfadeler, bir kamu görevlisinin görev anlayışına yönelik siyasal/kurumsal eleştiri niteliğindedir. Eleştirinin kişisel yaşam alanına değil, RTÜK’ün cezalandırıcı tutumuna yöneldiği açıktır. İdari para cezası, demokratik toplumda gerekli ve ölçülü olmayan bir müdahale teşkil etmektedir.
AİHM’in Zübeyde Füsun Üstünel/Türkiye kararında da vurgulandığı üzere, kamu gücü kullanan kişilerin medya aracılığıyla sert biçimde eleştirilmesi ifade özgürlüğünün özüdür.
Usulden: RTÜK Başkanı’nın şahsına yönelik eleştirilerin görüşüldüğü dosyada müzakereye katılması ve oy kullanması, 6112 m.38/5’e aykırıdır.
Esastan: Anayasa, AİHS, AYM ve AİHM içtihatları dikkate alındığında, kullanılan ifadeler ifade özgürlüğü kapsamında kalmaktadır.
Ölçülülük: Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı üzerinde ağır ve caydırıcı etki yaratan idari para cezası, demokratik toplumda kabul edilemez.
Bu nedenlerle, Üst Kurul çoğunluğunun aldığı idari para cezası kararına katılmıyor, karşı oyumu sunuyorum. 19.05.2025


