Toplantı No:
Toplantı Tarihi:
Karar No:
Şerh Konusu: Üst Kurulun 15.05.2025 tarih, 2025/19 sayılı toplantısında alınan 17 No.lu karara karşı oy yazısı.
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 12.05.2025 tarih ve 61 sayılı yazısına konu SZC logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 04.05.2025 tarihinde saat 18:00’de yayınlanan "Hafta Sonu Ana Haber" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Sunuculuğunu Damla Doğan Tuncel’in yaptığı "Hafta Sonu Ana Haber" adlı programda; “Ama yeni bir bilgi var onu da aktarmış olalım. AKM'ye giriş sırasında, makam aracının kapalı otoparkına alınmadığı söylüyor CHP kaynakları. Bu bilgiyi veriyorlar. Bu nedenle aracına ulaşmak için CHP Genel Başkanı yürüyerek dışarı çıkıyor. Dışarıda arabaya binecek. Bu sırada da işte bu saldırı düzenleniyor CHP Genel Başkanına. Yani aslında kapalı otopark girmek istiyor, makam aracı, oraya izin verilmiyor. Bu yüzden o yürüyerek dışarı çıkıyor. Bu kararı alan kim? İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Özbek. Bunun kararı. Onun izni yok deniyor. CHP'ye böyle bir bilgi veriyor. Ve yeni sıcak bilgi de şu; CHP'de Murat Özbek hakkında valiliğe bir şikâyette bulunmuş durumda. Bu notu da düşmüş olalım… KJ: “Aracı Otoparka Alınmadı, Saldırı Araca Giderken Oldu”, “Özel’in Makam Aracı AKM’nin Kapalı Otoparkına Alınmadı” şeklinde ifadelere yer verilmesinin, 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan, "Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur." ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle, “oy çokluğuyla” alınan karara karşı oy kullandım.
KARŞI OY KULLANMA GEREKÇELERİM AŞAĞIDA BELİRTİLMİŞTİR:
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun görevi yalnızca ihlallere ceza vermek değil, aynı zamanda ifade ve basın özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını, çoğulculuğu ve demokratik tartışma ortamını korumaktır. Bu sorumluluk, Anayasa’nın 25, 26 ve 28. maddeleri ile güvence altına alınmış, ayrıca AİHS’in 10. maddesiyle uluslararası düzeyde bağlayıcı hale getirilmiştir.
İhlale konu yayın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan saldırı bağlamında bir haber aktarımıdır. Haber, somut bir olguya (AKM otoparkına araç alınmaması) ve resmî şikâyete konu olmuş bir idari işleme dayanmaktadır. Dolayısıyla, haberin “kaynağı belirsiz söylenti” değil, hukuki süreç başlatılmış bir bilgi olduğu açıktır.
Ölçülülük İlkesi ve Demokratik Toplum Düzeninin Gerekleri
Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik içtihatlarında (örn. Bekir Coşkun, Tansel Çölaşan, Özgür Boğatekin) ifade özgürlüğüne getirilen müdahalelerin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun, ölçülü ve zorunlu olması gerektiği vurgulanır.
Aynı şekilde AİHM, Castells/İspanya ve Lingens/Avusturya kararlarında siyasetçiler ve kamu görevlileri hakkında yapılan haberlerin ve eleştirilerin geniş bir özgürlük alanı içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Hükûmetler ve kamu gücü kullananlar, en sert eleştirilere dahi hoşgörüyle yaklaşmak zorundadır.
Bu çerçevede, olayın kamusal önemi dikkate alındığında, basının “algı oluşturma” gibi öznel ve belirsiz bir gerekçeyle cezalandırılması demokratik toplumda kabul edilemez.
Haber Kaynağı ve Doğruluk İlkesi
Kurul kararında, yayın “soruşturulmamış” ve “doğruluğu teyit edilmemiş” olarak nitelendirilmiştir. Oysa haberde CHP kaynaklarına atıf yapılmış ve somut olarak İstanbul Valiliği’ne yapılan şikâyet dilekçesi dayanak gösterilmiştir.
Danıştay’ın benzer davalarda verdiği kararlarda (örn. FOX Ana Haber, 2021/1927 E., 2022/1436 K.) basın özgürlüğü lehine değerlendirmeler yapılmış, iddiaların kaynağa dayandırılarak aktarılmasının haber verme hakkı kapsamında olduğu açıkça belirtilmiştir. Bu içtihat doğrultusunda, SZC’ye üst sınırdan ceza verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırıdır.
Çifte Standart ve Eşitlik Sorunu
Aynı toplantıda başka bir yayın kuruluşuna dair alınan kararda “kaynağın belirtilmemesi” gerekçesiyle yaptırım uygulanırken, SZC örneğinde kaynak belirtilmesine rağmen aynı yaptırım yoluna gidilmiştir. Bu durum, eşitlik ilkesine ve tarafsızlık yükümlülüğüne aykırıdır.
Üst Kurulun kararlarının tutarlılık ve öngörülebilirlikten uzaklaşması, kamu nezdinde güven kaybına yol açmaktadır.
Cevap ve Düzeltme Hakkı
6112 sayılı Kanun’un 18. maddesi, yanlış veya eksik haberlerde ilk başvurulacak yolun “cevap ve düzeltme hakkı” olduğunu açıkça düzenlemektedir. Oysa bu olayda, herhangi bir cevap/düzeltme talebi işletilmeden doğrudan idari yaptırım yoluna gidilmiştir. Bu durum, kanunilik ve ölçülülük ilkelerine aykırıdır.
Basın ve İfade Özgürlüğüne Müdahale
Basının görevi yalnızca “olmuş biteni” aktarmak değil, aynı zamanda kamusal sorumluluk taşıyan kişi ve kurumların hesap verebilirliğini sağlamak için sorular sormak ve tartışmaları görünür kılmaktır.
Bu bağlamda, CHP Genel Başkanı’na yönelik saldırı sonrasında otopark kararının tartışılması ve kamuoyuyla paylaşılması halkın haber alma hakkı kapsamındadır. Müdahale, hem Anayasa’nın 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğünü, hem de AİHS’in 10. maddesini ihlal etmektedir.
Sonuç olarak; Haber, görünür gerçekle örtüşen, kaynak gösterilmiş ve somut şikâyete dayalıdır. Üst sınırdan ceza verilmesi, ölçülülük ilkesine aykırıdır. Aynı nitelikteki olaylarda farklı ölçütlerle karar verilmesi, eşitlik ilkesini ihlal etmektedir. Cevap ve düzeltme hakkı işletilmeden doğrudan yaptırım uygulanması, hukuka aykırıdır. AYM ve AİHM içtihatları ışığında, karar ifade özgürlüğüne ölçüsüz müdahale niteliğindedir.
Bu gerekçelerle, Üst Kurulun 15.05.2025 tarihli ve 2025/19 sayılı toplantısında alınan 17 No’lu kararına karşıyım. 10.09.2025


