1. Giriş
Üst Kurul çoğunluğu, NOW Ana Haber yayıncısı kuruluşta 2 ve 9 Şubat 2025 tarihlerinde yayınlanan “Şakir Paşa Ailesi: Mucizeler ve Skandallar” adlı dizi filmde yer alan sahneleri, “genel ahlak” ve “ailenin korunması” ilkelerine aykırı bulmuş ve kuruluş hakkında hem üst sınırdan idari para cezası hem de program durdurma yaptırımı uygulanmasına karar vermiştir.
Çoğunluğun bu yaklaşımı, sanatsal ifade özgürlüğü, ölçülülük ilkesi ve demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmamaktadır.
2. İfade ve Sanatsal İfade Özgürlüğü
Anayasa’nın 26. maddesi ifade özgürlüğünü güvence altına alır. 27. maddesi “bilim ve sanat özgürlüğünü”, 64. maddesi ise “sanatın ve sanatçının korunmasını” öngörür.
AİHM içtihadına göre, sanatsal ifade özgürlüğü de ifade özgürlüğünün ayrılmaz bir parçasıdır (Alınak/Türkiye, 2005; Karataş/Türkiye, 1999; Arslan/Türkiye, 1999). Sanat eserlerinin “rahatsız edici, şok edici ya da saldırgan” olsa bile koruma altında olduğu vurgulanmıştır (Handyside/Birleşik Krallık, 1976).
Anayasa Mahkemesi de Mehmet Ali Gündoğdu ve Mustafa Demirsoy kararında (B. No: 2015/8147, 08.05.2019), bir sinema filmine müdahalenin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmiş; eserin bütününden koparılarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu açıkça belirtmiştir.
Dolayısıyla, söz konusu dizideki birkaç sahnenin bağlamından koparılarak yaptırım uygulanması, sanatsal ifade özgürlüğüne açık müdahale niteliğindedir.
3. Dizi ve Kurgusal Yapımların Hukuki Konumu
Diziler kurgusal ürünlerdir. İzleyici üzerinde belgesel ya da haber programları gibi “gerçeklik” etkisi yaratmazlar. Danıştay 13. Dairesi’nin 29.03.2023 tarihli ve 2022/586 E., 2023/1516 K. sayılı kararında, RTÜK tarafından diziye uygulanan benzer bir yaptırım iptal edilmiş; dizi filmlerin kurgu ürünü olduğunun, toplumsal değerler açısından tek başına sorumlu tutulamayacağının altı çizilmiştir.
Ayrıca, Danıştay’ın 02.03.2021 tarihli, 2017/3097 E. – 2021/761 K. sayılı kararında da; “evlilik dışı ilişkiler, aldatma, istismar” gibi konuların pek çok dizide işlendiği, tek bir diziyi bu nedenle cezalandırmanın rasyonel olmadığı” tespit edilmiştir.
Bu bağlamda, NOW logolu yayında yaptırıma konu edilen sahneler, dizinin bütünlüğü içinde olumsuzlanmakta, karakterlerin yaşadığı pişmanlık ve ailede yarattığı kriz üzerinden izleyiciye aktarılmaktadır. Dolayısıyla “normalleştirme” iddiası hukuki ve fiili temelden yoksundur.
4. Ölçülülük ve Orantılılık Sorunu
6112 sayılı Kanun’un 32. maddesi, yaptırım uygularken ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanını dikkate almayı öngörür. Burada Üst Kurul çoğunluğu hem %3 oranında yüksek para cezası hem de 3 kez program durdurma yaptırımı öngörerek ölçülülük ilkesini ihlal etmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin Bekir Coşkun ve Tansel Çölaşan kararlarında ifade edildiği üzere, ifade özgürlüğüne müdahale son çare olmalıdır. Daha hafif araçlar mevcutken en ağır yaptırımın uygulanması, demokratik toplum düzeniyle bağdaşmaz.
5. Eşitlik ve Tutarlılık İlkesi
Benzer içeriklerin farklı dizilerde yıllardır işlendiği, Üst Kurul kararında da kabul edilmiştir. Ancak yalnızca NOW yayıncısına yaptırım uygulanması, eşitlik ilkesine aykırıdır.
Danıştay 13. Dairesi, 2021/761 sayılı kararında, “eşit ve tutarlı denetim” yapılması gerektiğini açıkça belirtmiştir. RTÜK’ün yalnızca belli dizilerde seçici yaptırımlar uygulaması, tarafsızlık ilkesini zedelemektedir.
6. Uluslararası Standartlar
Avrupa Konseyi’nin 2011 tarihli “Medya Çeşitliliği ve İfade Özgürlüğü” tavsiye kararında, medya içeriklerine müdahalenin demokratik toplumda çok sınırlı koşullarda meşru olabileceği belirtilmiştir. UNESCO ve OSCE belgelerinde de sanatsal ifade özgürlüğüne özel koruma vurgulanmaktadır.
AİHM’in Müller/İsviçre (1988) ve Otto-Preminger-Institut/Avusturya (1994) kararlarında, sanatsal eserlerin toplumda rahatsızlık yaratsa dahi ifade özgürlüğü kapsamında korunması gerektiği teyit edilmiştir.
7. Sonuç ve Kanaat
- İhtilafa konu dizi, kurgusal bir eserdir; bağlamından koparılarak değerlendirilmiştir.
- Sahneler, “normalleştirme” değil, aksine “yanlışlığın vurgulanması” amacı taşımaktadır.
- İfade ve sanatsal ifade özgürlüğüne yönelik müdahale ölçüsüzdür.
- Danıştay, AYM ve AİHM içtihatları bu tür cezalandırmaları hukuka aykırı bulmaktadır.
- Üst Kurulun seçici yaptırım uygulaması eşitlik ve tarafsızlık ilkesine aykırıdır.
Bu nedenlerle çoğunluk kararına katılmıyor; ifade özgürlüğü, sanatsal ifade özgürlüğü ve demokratik toplum düzeninin korunması açısından alınan yaptırım kararının hukuka aykırı olduğu kanaatimi bildiriyor, muhalefet şerhi düşüyorum. 27.08.2025