İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 14.01.2025 tarih ve 11 sayılı yazısına konu NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 17.11.2024 tarihinde saat 18:57’de yayınladığı "Ozan Gündoğdu ile Now Haber Hafta Sonu" isimli haber programı yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 17.11.2024 tarihinde saat 18:57’de yayınladığı "Ozan Gündoğdu ile Now Haber Hafta Sonu" isimli haber programında yayınlanan cevap ve düzeltme metninin, Mahkemenin verdiği karara aykırı olarak metinde değişiklik yapılarak yayınlandığı, bununla birlikte cevap ve düzeltme metninin izleyiciler tarafından rahatça takip edilip anlaşılabilecek şekilde okunması gerekirken metin yüksek hızda akmış ve okunmuş olup; ilgili metnin olağan dışı bir süratle okunduğu, dolayısıyla mezkur kuruluşun düzeltme ve cevap metnini kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen mevzuata uygun olarak yayınlama yükümlülüğünü yerine getirmediği nedeniyle, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (o) bendinde yer alan; "Kişi veya kuruluşların cevap ve düzeltme hakkına saygılı olmak zorundadır" hükmü ile düzeltme ve cevap hakkını düzenleyen 18. Maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ".... Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar..." hükmünün ihlal edildiği gerekçesiyle, “oy çokluğuyla” verilen yaptırım kararına karşı oy kullandım.
KARŞI OY KULLANMA GEREKÇELERİM AŞAĞIDA BELİRTİLMİŞTİR:
Basın ve ifade özgürlüğü, demokrasinin işleyişi için yaşamsal öneme sahiptir.
Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun şekilde; ölçülü olması, bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve en son çare niteliğini taşıması zorunludur.
NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 17.11.2024 tarihinde saat 18:57’de yayınladığı "Ozan Gündoğdu ile Now Haber Hafta Sonu" isimli haber programında yayınlanan cevap ve düzeltme metninin, mahkeme kararından eksik/farklı olarak yayınlandığı gerekçesiyle, Üst Kurul çoğunluğu tarafından medya hizmet sağlayıcı kuruluşa üst sınırdan yaptırım uygulanmış, basın ve ifade özgürlüğüne müdahalede bulunulmuştur.
1- NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta, 13.10.2024 tarihinde "Ozan Gündoğdu ile Now Haber Hafta Sonu" programında yayınlanan bir haberle ilgili olarak, Nun Eğitim ve Kültür Vakfı’nın başvurusu üzerine, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliği cevap ve düzeltme metninin yayınlanmasına karar vermiş, 08.11.2024 tarihli karar, 13.11.2024 tarihinde medya hizmet sağlayıcı kuruluşa tebliğ edilmiştir. Cevap ve düzeltme metni, 17.11.2024 tarihinde, NOW logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 2 dakika 45 saniye süreyle yayınlanmıştır.
Nun Eğitim ve Kültür Vakfı Vekili Av. Cengiz Kesici, cevap ve düzeltme metninin, eksik ve hızlı okunduğu, bu nedenle cevap ve düzeltme hakkına saygı gösterilmediği gerekçesiyle, Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna şikâyette bulunmuş, şikâyet üzerine hazırlanan Uzman raporu temel alınarak, oy çokluğuyla üst sınırdan ihlal kararı alınmıştır.
Düzeltme ve cevap hakkına saygı ilkesi uygulanırken, cevap ve düzeltme metninin içeriğinin irdelenmesi gereklidir. Çünkü cevap ve düzeltme hakkı da sınırsız bir hak değildir, metinler suç unsuru ve haksız ithamlar içermemelidir. Bu durum, 6112 sayılı Kanun’un 18’inci maddesinin 1’inci fıkrasında “üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamak ve suç unsuru içermemek” şeklinde belirlenmiştir.
Bu çerçevede; cevap ve düzeltme metninde yer alan, ancak okunmadığı gerekçesiyle şikâyet edilen ifadelerin incelenmesi yerinde olacaktır. İlgi ekinde bulunan şikâyet yazısına bakıldığında;
1-“Now TV’nin basın ve yayıncılığın temel prensiplerinden olan ‘gerçek’ haber yapma kriterine uyacağına dair herhangi bir inancımız olmasa da”,
2-“Maksatlı yanlış yönlendirmelere karşı”
3-“Fişleme, dayatma, ötekileştirme”,
ifadelerinin, okunmadığından şikayetçi olunduğu görülmektedir.
Oysaki metinde eksik okunan ilk iki ifadenin; NOW logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşa yönelik bir suçlama içerdiği, hukuken korunan menfaatlerine bir saldırı niteliği taşıdığı açıktır.
Ayrıca yine okunmadığı için şikâyet edilen, “fişleme, dayatma, ötekileştirme” ifadelerinin de, cevap ve düzeltme metnine konu olan, 13.10.2024 tarihli haberin içeriğinde yer almadığı gibi, bu ifadelerin kastedilmesine neden olacak nitelikte söylemlerin bile bulunmadığı görülmektedir. Haberde hiçbir şekilde geçmeyen veya o amacı taşımayan ifadelerin, hangi gerekçe ile “itham edici ifadeler” olarak metne alındığı da izaha muhtaç bir durumdur.
Yukarıda da belirtildiği gibi cevap ve düzeltme hakkı da sınırsız bir hak değildir ve bir haksızlığın giderilmesi için yapılan başvurunun, yeni bir haksızlık yaratmaması esas olmalıdır. Bu yönüyle üst sınırdan uygulanan yaptırım kararı, adil ve rasyonel değildir, basın ve ifade özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahale oluşturmaktadır.
2- Cevap ve düzeltme hakkının sınırları konusunda; DANIŞTAY ONÜÇÜNCÜ DAİRESİ’nin E: 2020/10174, K: 2023/376 sayılı kararı, yol gösterici niteliktedir:
FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 30.03.2018 tarihinde saat 18:57’de yayınladığı "Fatih PORTAKAL ile Fox Ana Haber" isimli programda; program sunucusunun asılsız hakaret ve iftira içerikli ifadelerde bulunduğu iddiasıyla, İstanbul 6. Sulh Ceza Hâkimliğine başvurulmuş, 2018/1049 D.İş sayılı dosya ile düzeltme ve cevap metninin aynen yayınlanmasına karar verilmiş, bu karara yapılan itiraz reddedilmiş, kararın 16.03.2018 tarihinde kesinleşerek kuruluşa 23.03.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, FOX logolu kuruluş ilk programda cevap ve düzeltme metnini yayınlamamış, daha sonra 30.03.2018 tarihinde yayınlanmış ise de; usulüne aykırı bir formatta yayınlandığı, düzeltme ve cevap metninin, mahkeme kararına uygun olarak yayınlanmadığı, tekzip metninde yer alan bazı ifadelerin okunmadığı beyan edilerek, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyet edilmiştir. Başsavcılık tarafından, şikâyete konu olayla ilgili yaptırım uygulama görev ve yetkisinin bulunmadığı ve idari para cezası yaptırımı uygulama yetkisinin Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görev ve yetkisine girdiğinin anlaşıldığı belirtilmiş ve soruşturma evrakında görevsizlik kararı verilerek, gereğinin takdir ve ifası için Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna gönderilmiştir.
Üst Kurulun, 01.08.2018 tarih ve 2018/31 sayılı toplantısının, 13 No.lu kararıyla, tekzip metni ve kanalda yayınlanan tekzip metninin karşılaştırıldığı ve tekzip metninde yer verilmesi gereken;
1-"Fatih Portakal İle Fox Ana Haber" adlı canlı 13/02/2018 tarihli yayın akışında Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ı Hedef Alan Gerçek Dışı Yayınına Cevabımızdır."
2-"Asılsız haber yapmayı kendine düstur edinmiş olan Fox TV ve Fatih Portakal İle Fox Ana Haber adlı programıyla bu hukuk dışı eyleminin hesabı hızlı ve etkin bir şekilde yargı önünde sorulacaktır"
ifadelerinin okunmadığı gerekçesiyle, kuruluşa idari yaptırım kararı verilmiştir.
Ancak; konuya ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin, E: 2020/10174, K: 2023/376 sayılı kararında;
“Uyuşmazlığa konu yayının incelenmesinden, yayınlanan tekzip metninin içeriğinde yer alan ifadeler ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında yapılan haberlerin gerçek dışı olduğu, haberdeki iddiaların asılsız olduğunun savcılık tarafından ispat edildiği ve söz konusu haberin şeref ve itibarı zedeleyici olduğunun belirtildiği görülmekle beraber ‘Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan gerçek dışı yayınına cevabımızdır.’ ifadeleri ile metnin sonunda yer alan ‘...asılsız haber yapmayı kendine düstur edinmiş olan Fox TV ve Fatih Portakal ile Fox Ana Haber adlı programıyla, bu hukuk dışı eylemenin hesabı hızlı ve etkin bir şekilde yargı önünde sorulacaktır.’ ifadelerinin eksiltilerek yayınlandığı, bu bakımdan, eksiltilen bölümlerin ilk kısmının tekzip metninin başlığı olduğu, ikinci kısmının ise, davacı yayın kuruluşuna yönelik olarak ‘asılsız haberlerin süreklilik arz ettiği” yönünde bir itham ve isnat içerdiği, söz konusu iddiaya konu haberlerin ise yeni bir düzeltme ve cevap metninin konusu olabileceği, bu itibarla, yayınlanan tekzip metninin, cevap ve düzeltme hakkının kullanılması bakımından elverişli olduğu, eksiltilen kısımların cevap ve düzeltme hakkının kullanılmasını engeller nitelikte olmadığı, tekzip metnindeki bu eksiklikler nedeniyle uygulanan dava konusu yaptırımın davacı yayın kuruluşunun ifade özgürlüğüne ölçüsüz bir müdahale niteliği taşıdığı ve demokratik toplumda gerekli olmadığı sonucuna varılmıştır.”
şeklinde hüküm bildirilmiştir.
Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin bu kararı; cevap ve düzeltme hakkının sınırsız olmadığının, medya hizmet sağlayıcı kuruluşların, menfaatlerine saldırı içeren ve suçlayıcı ifadeleri yayınlamama hakkı olduğunun tespiti niteliğindedir.
İlgi Danıştay kararının alınmasına gerekçe olan tekzip metninde yayınlanmayan ifadeler ile karşı oy yazısına konu tekzip metninde yayınlanmayan ifadelerin neredeyse birebir örtüştüğü, her iki durumda da “itham ve isnat içeren” ifadelerin yayınlanmadığı görülmektedir.
Bu doğrultuda; NOW logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşa, cevap ve düzeltme metnini eksilterek yayınladığı gerekçesiyle verilen ceza hukuka aykırıdır. Ayrıca, Danıştay kararına konu yaptırımın, en alt sınırdan uygulanmasına rağmen iptal edildiği göz önüne alındığında, üst sınırdan verilen karşı oy yazısına konu yaptırım uygulamasının, aynı zamanda ölçüsüz olduğu da ortadadır.
4- Anayasa Mahkemesi, basın ve ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda basına yönelik müdahalelere ilişkin pek çok kararında “Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olma ve Ölçülülük” tanımlaması getirmekte ve çerçeveyi “...temel hak ve özgürlükleri sınırlayan tedbir, bir toplumsal ihtiyacı karşılamalı ve başvurulabilecek en son çare niteliğinde olmalıdır. Bu koşulları taşımayan bir tedbir, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir tedbir olarak değerlendirilemez” şeklinde çizmektedir (Bekir Coşkun, § 51; Mehmet Ali Aydın,§ 68; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 51).
Çağdaş demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp, anayasal güvence altında olduğu rejimlerdir. Ayrıca basın ve ifade özgürlüğünün hangi ölçüde kullanıldığı, demokrasilerin niteliği açısından önemli göstergelerden biridir.
6112 sayılı Kanun’un temel hedeflerinden biri de ifade özgürlüğü ve halkın haber alma hakkı ile düşünce çeşitliliğinin sağlanmasıdır.
Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların, düşünceyi açıklama ve halkın haber alma hakkının kullanılması açısından önemi dikkate alındığında; Üst Kurulun denetim görevini yürütürken, çok hassas ve adil davranması, hak ve özgürlüklere müdahalede sağlam hukuki gerekçelere dayanması ve ölçülü olması zorunludur. Aksi halde çok sesliliği sağlamak, toplumun özgürce kanaat oluşturmasına katkı sunacak ortamı kurmak mümkün olmayacaktır.
NOW logolu hizmet sağlayıcı kuruluşun son dönemde çok sayıda idari yaptırımla (2024 ve 2025 yılında 13 idari yaptırımda yaklaşık 110 milyon TL) karşılaşması, kuruluşa; benzer durum ve olaylarda Danıştay kararlarının bile dikkate alınmaksızın, üst sınırdan cezaların verilmeye devam edilmesi, hakkaniyetli ve rasyonel bir tutum olmaktan uzaktır. Bu durum, yayıncı kuruluşun basın ve ifade özgürlüğü konusunda çok hassas ve adil davranılmadığı algısını doğurmakta, tarafsız olması gereken Üst Kurulun yaptırım kararlarını sorgulanır hale getirmektedir. Çok sesliliği boğan, yorum ve eleştiri hakkını cendereye alan bu durum sürdürülebilir değildir. Hak ve özgürlüklere keyfi müdahale hukuk devletlerinde ve çağdaş demokrasilerde kabul gören bir durum değildir. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin çerçevesini çizdiği demokratik toplum düzeninin gerekleriyle de örtüşmemektedir.
Sonuç olarak; 6112 sayılı Kanun ve Danıştay kararıyla saptandığı şekilde cevap ve düzeltme hakkının bir sınırının bulunduğu, NOW logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun da bu sınırı temel alarak cevap ve düzeltme hakkının gereğini yerine getirdiği görülmektedir. Bu nedenlerle; hukuka uygun ve ölçülü olmadığını düşündüğüm, çoğunluğun yaptırım kararına karşı oy kullandım. 27.02.2025