Üst Kurul Başkan Vekili Orhan KARADAŞ’ın gündem dışı olarak;
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 07.11.2024 tarih ve 71 sayılı “NOW” konulu yazısının görüşülüp karara bağlanmak üzere gündeme alınmasını öneriyorum.
Şeklindeki beyanına istinaden yapılan oylamada, konunun gündeme alınmasına oy birliği ile karar verilerek görüşmelere geçilmiştir.
İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 07.11.2024 tarih ve 71 sayılı yazısına konu NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 01.11.2024 tarihinde saat 16:27’de yayınlanan "Fatih Ürek ile Gelin Görümce" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, NOW logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta, 01.11.2024 tarihinde saat 16:27’de yayınlanan sunuculuğunu Fatih Ürek’in yaptığı “Fatih Ürek İle Gelin Görümce” adlı programda, geçen diyaloglarda; “Cemile sen kimsin ki ben seni görümce adayınla tehdit edeyim. Oradan gidip gitmemek ablamın kararı, dünya senin etrafında dönmüyor. Kendini çok önemli bir şey sanma. Orada ablamın sayesinde yarıştığını, orada kimsenin senin görümcen olmanı istemediğini, ablam sayesinde kazandığın ödülleri unutma. Ablam olmasa sen bir hiçsin. Haddini bil. Ben olmasam ablan bir hiç. Asıl sensin bir hiç, anladın mı? Asıl sensin bir hiç. Gerçek kraliçe, star burada duruyor. Çekemiyonuz beni. Uza hadi uza. Sana hiçi de, var olanı da gösteririm…Ödülleri ablam sayesinde kazandın diyor. Hııı ablan sayesinde, ablan benim rakiplerime 4-4-5'leri çakıyordu. Ben kaybedeyim diye elinden geleni yapıyordu. Ne ablası be uza haydi uza. Senin ablan da bir hiç, Sensin bir hiç. Burada kraliçe duruyor, star duruyor. Hadi uza. Hanımlar araya giriyorum ama biliyorsunuz geçtiğimiz gün Cansu Hanım, Fatma Hanım'ın Gelini Ezgi Hanımın kendini tehdit eden mesajlar attığını söylemiş, Ezgi Hanım da çektiği videolarla bunu yalanlamıştı. Şimdi ise Cansu Hanımdan bir mesaj var. Bakalım neler söylüyor. Herkese merhabalar, inanılmaz sinirliyim, öfkeliyim. Bu öfkem tabiki de Fatma Hanım ve gelini yüzünden. Fatma Hanım'ın gelini tehditler ediyor, evet bu tehditler beni korkuttu ve bu yüzden de gelemiyorum. Cansu Hanım tehditler dolayısıyla oraya gelemiyorum diyor. Ne bu şimdi? Ne yaptınız ki de bu kız korktu? O kadının korkacak hali va mi acaba? Fatma Ablam tatlısını yiyor şuan. Allah aşkına benim gelinimin tabağından yeme, üç verdiğin tabaktan yeme. Git beşten ye! Seni ilgilendirmez, önüne bak! Cemile ne diyorsun bu duruma? Vallahi ben bıktım artık yani böyle şey olur mu ya? İnsanlar derken? Biz nasıl bir insanız ki? Tehdit ediyorsunuz mesela! Bak bunu, bu yapılıyorsa bana bunu bi göstersin. Kadın korkmasa neden böyle bir video göndersin? Ben de diyorum ki böyle bir şey varsa getirsin benim önüme, ben de diyeyim ki adı neydi Cansu Hanım gel ben onun adına özür dileyeyim. Bundan sonra da böyle bir şey olmayacak diyeyim. Cansu Hanım'ın açıklamasının devamını izleyelim. Reddedemeyeceği bir teklifle geleceğim. Cemile'nin kazandığı paranın yüzde ellisini ben size vereceğim, o kadar yüzsüzlüğün, istenmediğin yerde durmanız beni çok rahatsız etmeye başladı. ben bunu size öğretmek istiyorum ya! istenmediğiniz yerde durulmaması gerektiğini ben size parayla öğretmek istiyorum. Çünkü siz parayı seven bir insansınız. Ben bu yaşıma kadar hak etmediğim hiçbir parayı almadım. Önce insan ol insan gibi konuşmayı öğren! Sus bi dakika sus! Susmayacağım! Ben oraya cevap veriyorum lütfen susar mısın? Hayır, öyle denilir mi ya! Kız sana para vericem diyor, yüzde elli para vericem diyor. daha ne istiyon? Hayır veremez. O kim ki bana para veriyor? Saçma sapan konuşmayın! bak iyice haddinizi aşıyorsunuz! Allah Allah! Adamı hasta etmeyin tamam mı! Varsa böyle bir şey çıkaracaksın karşıma! Tamam sana teklifle geliyor kız, güzel bir teklif. Para teklif edemez! O zaman sana versin sen sus anladın mı? Benim paraya ihtiyacım yok ki biz o parayı aramızda döndürürüz. Ben hak etmediğim hiçbir beş kuruşu almadım. Eee tamam neden buradasın o zaman? Beni o insan parayla susturmaya çalışamaz! Neden buradasın o zaman? Sen para için burada değil misin? Sana ne neden buradaysam. Ya sana mı sordum gelirken giderken sana sorucam? Para için burada değil misin sana iyilik yapıyoruz işte Sen kimsin? Sen niye karışıyorsun? Benim adım Buse Şekerli memnun oldum. Sesini yükseltme. Sen Buse Şekerli olsan konuşmazsın sen Buse acıbibersin! Boş konuşma anladın mı? Haddini de aşma! Kadınsan karşındakinin de kadın olduğunu bil bu kadar ezmeye kalkma! Sen beni ezicek son insansın! Haddini bil! Kadınlıkla ilgili bir şey konuşmuyorum. Sen olayları demoralize etme. Çarpıtma! Kalkıp da onu savunma. Bana neymiş para bağışlayacakmış. neyi bağışlıyo! Ben bu insanla geldim. Bana kimse para veremez! Amaç para değil mi? Ne fark eder? Sizin için etmiyor olabilir ama benim için eder. Ben o kadar onursuz bir insan değilim. kimse bana para teklif edemez. Ne bu bir kadın ne de bir erkek. haddini bileceksin! sus sus özür dileyeceksin o lafın için! Konuşma! Beni de mi tehdit edeceksin? Ben kimseyi tehdit etmem. Karşıma getirecek buraya. diyecek ki bu kağıtta ben senin tehdidin.. Niye bu kadar yükseliyorsun ki! Bana kimse Para teklif edemez! Sen de onu savunamazsın orada, teklif ediyor da bilmem ne de cart curt. Karşında kadın var kadın! Sen beni bu kadar ezemezsin. Bu kadar ölmedim.a da böyle bir şey olmayacak diyeyim…Bugün biraz hareketli geçti, heyecanlı geçti. Hiç görmek istemediğimiz hiç yaşamak istemediğimiz birtakım hareketler ve birtakım davranışlar gördük gayet üzücüydü bu. Tabii ki bunun başrolü Fatma Hanım'dı. Şu anda aramızda kendisi yok. Zannedersem yaptığı yanlışı kendisi de anladı. Çileden çıktı, bir anda sinirlendi. Görmek istemediğimiz bir şekilde de sevgili Buse'ye vurdu. Buna asla kayıtsız kalamayız. Bu yüzden Fatih Ürek'le Gelin Görümce'den Fatma Hanımı diskalifiye ediyorum. (Fatma Hanım parmağını tehdit amaçlı salladığı, tabakları fırlatması ve Buse Hanım'ın üstüne yürüdüğü anlar flashback sahnelerle ekrana getirilmiştir.)” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İnsanları etkileme gücü dolayısıyla günümüzde medya en büyük güçlerden birisi haline gelmiştir. Bu güç medyanın bütün insanlara rahatlıkla ulaşabiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte medyanın sahip olduğu bu güç, beraberinde büyük sorumluluklar da getirmektedir. Özellikle her yaştan izleyicisi bulunan bu tarz beceri yarışmalarının bu konudaki etkileme gücü çok yüksektir. Her ne kadar yüksek izlenme oranına sahip olsa da yapılan araştırmalar izleyicilerin önemli bir bölümünün bu türden yarışmaları sakıncalı bulduğunu göstermektedir.
Eleştiri, “Bir kimse veya şeyin iyi ve kötü taraflarını ortaya koyarak değerlendirmesini yapma, tenkit, muaheze, kritik” şeklinde tanımlanmaktadır. Herhangi bir eleştiri, ifade özgürlüğü kapsamı içinde değerlendirilebilir. Ancak eleştiri sınırlarının ötesine geçen ve kişileri aşağılayan, kişilik haklarına saldıran ve hakaret niteliği taşıyan, insan onuruna aykırı ve özel hayatın gizliliğini ihlal eden her türden ifade ise ifade özgürlüğü kapsamı dışında değerlendirilmelidir. Eleştiri ve ifade özgürlüğü kavramları arasındaki bu ilişkiye vurgu yapılırken “İfade özgürlüğünün, büyük ölçüde eleştiri özgürlüğünün garanti altına alınmasını hedeflediği” ifade edilir. Bu nedenle, ifade özgürlüğünün ne tür bir özgürlük olduğuna ve nasıl sınırlandırılabileceğine dair bir çerçeve çizildiğinde, ifade özgürlüğü sınırları dışında kalan unsurların eleştiri olarak kabul edilemeyeceği söylenebilmektedir.
Medya hizmet sağlayıcılar her ne kadar birer ticari müessese olsalar da yaptıkları iş itibarı ile kamusal sorumlulukları vardır. Bu açıdan sadece kar elde etme amacı ile değil aynı zamanda sorumlu yayıncılık anlayışı ile de hareket edilmelidir. 6112 sayılı Kanunda tafsilatı ile açıklanan diğer yayın ilkelerinin de dikkate alınması, yayın kuruluşlarından beklenen sorumluluklardandır.
Danıştay 13. Dairesi, E:2017/1459 ve K:2020/684 sayılı kararında; “İnsan onuru kavramı, kişinin manevi varlığına ilişkin olup şeref ve itibar kavramı ile içiçedir. Bir fiilin insan onurunu ihlal etmesi, kişinin mutlaka fiile yönelik rızasının bulunmadığına işaret etmemekle birlikte toplumun, kişinin menfaatlerinin ihlal edilmediği hallerde dahi insan onuru hakkında endişeye düşmesi mümkündür. Nitekim, 6112 sayılı Kanun'da medya hizmet sağlayıcıları, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla yayın ilkelerine uygun olarak sunmakla yükümlü kılınmıştır. Televizyon programları, halkın bilgilendirilmesi açısından demokratik toplumların vazgeçilmez iletişim yoludur. Bu anlamda, yapılan programların, yayının sunuluş şeklinin de kanunlara uygun olması, insan onuruna saygılı olma ilkesinin ihlaline sebebiyet verilmemesi bağlamında hak ve özgürlüklerin kullanılması açısından önemlidir.
Bir fiilin aşağılama içerip içermediği, söylenen sözlerle ve hakaretlerle belirlenir. Söylenen bir sözle birlikte oluşan mimik, sözle birlikte yapılan el, kol hareketleri veya sesin tonu fiilin tahkir içerip içermediğini belirlemede dikkate değerdir. Bunun yanında bir söz, iki kişi arasında söylenirse bir anlama, aleni bir yerde söylenirse başka bir anlama, belirli bir toplulukta söylenirse yine farklı bir anlama gelebilir.” ifadeleri yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda; yarışmacıyı ağlatıp stüdyodan çıkmasına sebebiyet verecek derecede yüksek bir ses tonu ile birlikte sarf edilen ifadeler, tartışma, sinirlenme, kızma, bağırma, aşağılama, küçük düşürme, azarlama gibi olumsuz duygu ve tavırların sergilendiği, özellikle her yaştan izleyicisi bulunan bu tarz beceri yarışmalarının bu konudaki etkileme gücünün çok yüksek olduğu bilinmektedir. Her ne kadar yüksek izlenme oranına sahip olsa da yapılan araştırmalar izleyicilerin önemli bir bölümünün bu türden yarışmaları sakıncalı bulduğu, söz konusu programa yönelik izleyicilerden gelen yoğun şikâyetlerle birlikte değerlendirildiğinde, yarışmacıyı ağlatıp stüdyodan çıkmasına sebebiyet verecek derecede yüksek bir ses tonu ile kızarak ve hatta bağırarak ifade edilen konuşmaların insan onurunu incitici ve küçük düşürücü nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; Yayın hizmetleri "İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2024 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 347.270.697,54 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 10.418.121,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.