İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 06.11.2024 tarih ve 72 sayılı yazısına konu SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 23, 24.10.2024 tarihlerinde saat 18:44’te yayınladığı “Show Ana Haber Bülteni” yayınlarına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, SHOW TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınladığı, Ankara ili Kahramankazan ilçesi TUSAŞ tesislerinde meydana gelen terör saldırısına ilişkin olarak; 23.10.2024 tarihli "Show Ana Haber" yayınlarında, “(...)- Polis araçları, ambulanslar, telefonla konuşan üzgün insanların görüntüleri ve İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya'nın açıklaması ekrana getirilmiştir…Saatler 15:30'u gösterirken teröristler taksiyle TUSAŞ'ın önüne geldiler ve aşağı inen teröristler ateş ede ede nizamiye kapısından içeri girdiler. İlk patlama da o anda gerçekleşti…Patlama sonucunda yıkılan nizamiye binasına ilişkin fotoğraf ve fotoğrafa ilişkin detaylar dış ses tarafından şu şekilde aktarılmıştır…Terör saldırısı vardiya değişimi sırasında gerçekleşti. Patlama öylesine şiddetliydi ki nizamiye girişi işte bu hale geldi…Teröristlerin silahla nişan almış oldukları görüntü, iki teröristin de kırmızı çerçeve içine alınarak ve oklarla gösterilerek ekrana getirilmiştir…Ellerindeki uzun namlulu silahlar ve sırtlarındaki çantalar dikkat çekti. Bombayı patlattıktan sonra güvenlik güçleriyle çatışmaya başladılar. (Beyaz dumanların yükseldiği görülmektedir.) Kampüs içerisinde zaman zaman patlama sesleri de duyulurken panik büyüktü. TUSAŞ çalışanları sığınaklara alındı…Olayın duyulmasının hemen ardından TUSAŞ'ın önü adeta ana baba günü oldu hem TUSAŞ çalışanlarını hem de TUSAŞ'taki kreşin içerisindeki çocukların aileleri buraya adeta akın etti…Olay yerinden çekilen görüntülerde bir kişinin "Ambulans istiyorlar, Ambulans gönder" şeklindeki ifadeleri ekrana getirilmiştir…Masaların arkasında yere oturmuş şekilde bekleyen kişilere ilişkin görüntü ekrana getirilmiştir. Görüntüye ilişkin detaylar dış ses tarafından şu şekilde aktarılmıştır…Hainler, TUSAŞ çalışanlarından bazılarını rehin almışlardı. Olay yerine çok sayıda özel harekat polisi de sevk edildi. Kurtarma operasyonu başladı...”
24.10.2024 tarihli "Show Ana Haber" yayınlarında ise, "İKİSİ DE PKK'LI ÇIKTI!" başlığı ve teröristlere ait fotoğraflar eşliğinde ekrana getirilen haberde; “TUSAŞ'a yönelik terör saldırısının ardından soruşturmayı derinleştiren güvenlik güçleri o iki hainin PKK üyesi olduklarını tespit etti. Sözde kamplarda eğitim alan teröristlerin günler önce Türkiye'ye paramotorla girdikleri düşünülüyor. Kahramankazan'da bir taksi şöförünü de şehit eden alçakların dikkat çekmemek için sevgili gibi davrandıkları ortaya çıktı…Koşmakta olan bir kişinin, "İçeride çocuğu olan var mı?" sorusuna "Evet" şeklinde cevap verdiği, başka bir kişinin "Sadece ben iyiyim dedi." ifadeleri, helikopter ve masaların arkasında yere oturmuş şekilde bekleyen kişiler ve ağlayan bir kişiye ait görüntüler gerilim müziği, polis sirenleri ile görüntünün yer yer sarartılması eşliğinde verilmiştir…Sokakta yürürken el ele tutuşan iki kişinin görüntüleri kırmızı çerçeve içinde ve "El Ele Tutuşup Sevgili Gibi Davranıyorlar!" ifadesi okla görüntüyü işaret edecek şekilde ekrana getirilmiştir…Ardından teröristlerin bir kafede çekilmiş olan görüntüleri, patlama sonucunda yıkılan nizamiye binası ve teröristlerin silahlı görüntüleri ekrana getirilmiştir…Dikkat çekmemek için el ele tutuştular. Sevgili gibi davrandılar. Savunma sanayinin kalbi TUSAŞ'ı hedef almadan önce Kahramankazan sokaklarında güvenlik kamerasına böyle yakalandılar...Teröristler TUSAŞ'a gidebilmek için bir duraktan taksiye binmişlerdi. Direksiyon başındaki Murat Arslan taksisinde iki hainin olduğundan habersizdi…Teröristler aslında saldırıya önce bir taksiyi gasp ederek başladılar. Taksiciyi şehit ettiler. Ardından o araçla nizamiye kapısına geldiler. Taksi durağında oturan bir kişinin "Müşteri gelmiş o hain bayan" ifadelerinin ardından ağlamaya başlamış ve "İşte olayı biliyorsunuz zaten bir şey anlatmaya gerek yok." ifadelerini kullanmıştır…İki alçak, taksici Murat Arslan'ın cansız bedenini aracın ön ve arka koltukları arasındaki yere koymuşlardı. Taksiden iner inmez de saldırıya geçtiler. Telefonla konuşan bir kişinin "Arabanın bagajına koymuşlar, sırtından vurmuşlar." ifadeleri ve İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya'nın açıklaması ekrana getirilmiştir…Yakınını bekleyen bir kişi ile gazeteciler arasındaki konuşma şu şekildedir; "Bir haber alamadık daha yeğenim olur kendisi.", "Nasıl durumu?", "Saat dördü dört geçe bir haber aldık. İyiyim dedi ablasına ama ondan sonra daha haber alamadık…Silah sesleri yaklaşık iki saat boyunca susmadı. Son terörist köşeye sıkıştırılınca, kurtulamayacağını anlayınca üzerindeki bombayı patlatarak hayatına son verdi…Saatler 16:50'yi gösterirken gerçekleşen o patlamada yedi özel harekat polisi yaralandı. Yaklaşık bir saat önce de kadın terörist elindeki pimi çekmişti…Yakınını bekleyen bir kişinin yakını ile gerçekleştirdiği konuşmayı gazetecilere "Sadece ben iyiyim dedi. Konuşamıyorum. Kapattı yani." ifadeleri ile aktarmıştır. Koşmakta olan bir kişinin, "İçeride çocuğu olan var mı?" sorusuna "Evet" şeklinde cevap verdiği ve bir polisin "Çocukları otobüsle şu anda toplayıp getirecekler. Herkes burada nizami bir şekilde beklesin"…Nizamiye girişinde kendini patlatan kadın teröristin vücut bütünlüğü bozulmuştu. Alınan DNA örnekleriyle kimliği tespit edildi. O hain de PKK'lı Mine Sevjin Alçiçek'ti. Bir dönem HDP'de Hakkari Merkez İlçe Eş Başkanlığı yapmıştı. İki teröristin üç gün önce paramotor kullanarak Türkiye'ye girdikleri tahmin ediliyor. TUSAŞ çevresinde de fiziki değil, dijital keşif yaptıkları değerlendiriliyor...” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İnsan hak ve özgürlüklerinden olan ifade özgürlüğü hakkı, demokratik bir toplumun temel unsurlarını oluşturan çoğulculuk, hoşgörü ve açıklık ilkelerinin var olması bakımından vazgeçilmez bir karakter taşımakla beraber gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse ulusal mevzuatımızda bu hakkın kullanılmasının belirli sınırları bulunmaktadır.
Söz konusu yasal düzenlemelerin başında Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 26'ncı maddesindeki “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlığı altında yer alan “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.” hükmüyle düşünce özgürlüğüne getirilebilecek sınırlamalardan bahsedilmiştir.
5187 sayılı Basın Kanunu'nun "Basın Özgürlüğü" başlıklı 3. maddesinde, “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak; başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlâkının, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, Devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir.” hükmü bulunmaktadır.
Bununla birlikte, günümüzde medyanın gücünün artması, medya mensuplarının sorumluluklarının da aynı ölçüde artırmaktadır. Yayıncılığın aynı zamanda bir kamusal sorumluluk görevi olduğu da göz önünde bulundurulduğunda yayınların Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi bir zorunluluktur. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından 2014 tarihinde yayınlanan Yayın İlkeleri Rehberi'nde "Afet, Savaş, Terör ve Kriz Durumları" başlığı altında söz konusu durumlarda riayet edilmesi gereken ilkeler belirtilmiştir. İlgili Rehber'de "Doğal afet, büyük kaza, savaş, terör, çatışma haberleri gibi yayınlarda, izleyicilerde korku, endişe ve panik yaratacak ifade ve görüntüler kullanılmamalı, gerilimi artıracak nitelikteki yorumlardan kaçınılmalıdır." ve "Yayın hizmetlerinde; terör eylemleri doğru biçimde, eksiksiz ve editoryal sorumlulukla haberleştirilmelidir. Terör örgütleri ve terör yanlıları güçlü veya haklıymış gibi gösterilmemelidir. Terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özellikleri yansıtılmamalı, kamuoyunda korku ve infiale sebebiyet verilmemelidir." maddeleri yer almaktadır. Yer verilen bu ilkelerle yayıncı kuruluşların olağanüstü durumlarda dikkat etmesi gereken hususlar bir kez daha belirtilmiş olup gösterilmesi gereken hassasiyet vurgulanmıştır.
Konuyla ilgili olarak, Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 23.10.2024 tarihinde ve 2024/14330 Değişik İş sayılı evrakında; "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere: 23.10.2024 tarihinde Ankara ili Kahramankazan ilçesi TUSAŞ tesislerinde meydana gelen saldırı olayı ile ilgili soruşturma başlatmış olup milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi sağlama amacının koşullarını taşıdığı kanaatine varılmakla, Ankara C. Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun 23/10/2024 tarih ve 2024/247568 soruşturma sayılı talebinin Kabulüne, Soruşturma tamamlanıncaya kadar soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel ve sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren medyada her türlü haber, röportaj vb. yayınların yapılmasının Yasaklanmasına," şeklinde karar verilmiştir.
Söz konusu yayın yasağı kararı 23.10.2024 tarihinde saat 17:41 itibari ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun web sitesinde yayın yasağı kararının “Yayın Yasakları” kısmında yayınlanmasına ve her türlü haber, röportaj vb. yayınların yapılmasının yasaklanmasına rağmen SHOW TV logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından yayın yasağının öznesini oluşturan haber ve görüntülerin ekrana taşınması ve söz konusu mahkeme kararında belirtilen yayın yasağına aykırı bir yayın gerçekleştirilmesi nedeniyle, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan; Yayın hizmetleri "Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2024 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 396.107.021,83 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 11.883.211,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Tuncay KESER’in karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 07.11.2024 tarih, 2024/43 sayılı toplantısında alınan 15 No’lu karara karşı oy yazısı.
Tuncay KESER Şerhidir.