İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 23.01.2024 tarih ve 9 sayılı yazısına konu TV 52 logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 18.01.2024 tarihinde saat 08:06’da yayınlanan "Yeni Gün" adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
TV 52 logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 18.01.2024 tarihinde saat 08:06’da canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu İsa Akçay’ın yaptığı, Çamaş Belediye Başkanı Sayın Mahmut Ayparçası’nın konuk olarak katıldığı "Yeni Gün" adlı programda, program sunucusu ile program konuğu arasında geçen diyaloglarda; “He, peki o zaman birkaç gün önce veya bir hafta içinde 10 tane televizyoncu ile bir araya gelip İkizce ve Çamaş’ı kaybettireceğiz diye niye karar aldınız?- Bak, bir şey söyleyeceğim bak! Namerttir, o... evladıdır, tövbe estağfurullah, bununla ilgili bak bir şey söyleyeceğim, bir dakika bir dakika…- Canlı yayındasın değil mi?- Benim ayarım kaçık, benim ayarım kaçık… Bunu eğer yapmayıp da yaptı diyen namerttir, tamam mı? Bunu ispatlamayan da namerttir!- Bak İspatlarım- Bunu ispatlarsan bu televizyonu sana vermeyen de namerttir.- İspatlarım, ispatlar…” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, Demokratik rejimlerde basın ve medya, ifade özgürlüğünün geniş kitlelere ulaştırılması ve farklı görüşlerin dile getirilmesinde en etkili araç olarak demokrasinin de teminatıdır. Demokrasi, çeşitlilik ve çoğulculuk esasında ilerlerse halk içindir. Çoğulculuğun ve çeşitliliğin bir arada var olabilmesinin yegâne yolu karşılıklı sınırların çizilmesiyle mümkündür. Buradan hareketle devletin kitle iletişim araçlarını denetlemesi toplumsal sözleşmenin gereğinin devletçe yerine getirilmesidir. Kitle iletişim araçlarının halkın yönelimini ve kültürel birlikteliğini belirleyebilen bir güç olarak demokrasilerde çok önemli bir yer tuttuğu açıktır. Aynı zamanda yasa, yayıncı kuruluşların ekranlarında yer verdikleri programlarda dikkatli bir dil ve üslup kullanmalarını şart koşar. Bu dikkatli dil ekranların tarafsızlığı ve itibarının teminatıdır. Yayıncılığın aynı zamanda bir kamusal sorumluluk görevi olduğu da düşünüldüğünde yayınların 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ve Basın Meslek İlkeleri çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir. Bu ilkeler doğrultusunda, yayınlarda kişileri, kuruluşları ve devletin organlarını eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan, hakaret veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilmemelidir.
Televizyonda canlı olarak yayınlanan ve konukların katıldığı programlarda farklı görüşlerin toplum tarafından doğru bir şekilde anlaşılabilmesi ve objektif bir şekilde değerlendirebilmesi için konunun profesyonellik, tartışma kültürü ve saygı çerçevesinde ele alınması önemlidir. Kitle iletişim araçlarında yayınlanan içerikler kolayca geniş bir izleyici kitlesine ulaşabildiği ve toplumsal etkiler oluşturabildiği için medya profesyonelleri, yayın içeriklerinin toplum üzerindeki etkilerini düşünerek sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, yayınlarda gergin anlar yaşansa da ölçülü bir dilin kullanımına özen göstermelidir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda, program sunucusu ile program konuğu tarafından; “He, peki o zaman birkaç gün önce veya bir hafta içinde 10 tane televizyoncu ile bir araya gelip İkizce ve Çamaş’ı kaybettireceğiz diye niye karar aldınız?- Bak, bir şey söyleyeceğim bak! Namerttir, o.... evladıdır, tövbe estağfurullah, bununla ilgili bak bir şey söyleyeceğim, bir dakika bir dakika…- Canlı yayındasın değil mi?- Benim ayarım kaçık, benim ayarım kaçık...” şeklinde sarf edilen ifadelerin, küçük düşürücü, aşağılayıcı, hakaret edici nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; "..., kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Aralık 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 704.316,68 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2024 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 135.860,00 (yüzotuzbeşbinsekizyüzaltmış) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. …” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oybirliği ile karar verildi.