İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 15.11.2023 tarih ve 566 sayılı yazısına konu FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 21, 28.09.2023 ve 12, 26.10.2023 tarihlerinde saat 19:57’de yayınlanan "Hudutsuz Sevda" adlı dizi film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; FOX logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı tarafından, 21, 28.09.2023 ve 12, 26.10.2023 tarihlerinde saat 19:57’de yayınlanan "Hudutsuz Sevda" adlı dizi filmin, 21.09.2023 tarihinde yayınlanan bölümünde, dizi film karakterleri arasında geçen diyaloglarda; “Gelsin konuşsun.- Hadi Hafız uzatma da yürü yürü Hafız yürü.- Etme Fuat ayıptır.- Sen ne yapıyorsun oğlum?- Geç şuraya yürü, Tarık Bey gel diyecekse geleceksin.- Ne yapıyorsun oğlum?- Gel bakalım Hafız!- Ha... Söyle bıraksın kolumu.- Bırakacak elbet bırakacak ama bana bırakacak. Demek Yasemin'in nikahını sen kıydın ha. Demek benim sevdiğim kızın nikahını sen kıydın öyle mi hafız? Şimdi bak bana bak o.. yeğenin var ya senin bana bak rahat dur o.. yeğenin Halil İbrahim nerede? (Hafız tükürür.)-Halil İbrahim nerede söyle yoksa seni boğarım.- Tarık Bey ölecek.- Konuşacak mısın ha?- Konuşacağım senin başına gelecek en iyi şey Halil İbrahim'le olabildiğince geç karşılaşmaktır fettan.- Tarık Bey!- Köprüden geçerken ayağı kaymış düşmüş, yazık ayağı kaymış, celepçe. Herkes böyle bilecek, herkes böyle bilecek tamam mı, tamam mı!- Tamam Tarık Bey (Edanur eşinin geldiğini düşünerek kapıyı açar).- Ne unuttun yine? (Tarık'ı görünce şaşırır.) Tarık Bey hayırdır?-Hayırdır Edanurcuğum, hayırdır.- Evli barklı kadının evine böyle çat kapı gelinir mi? (Kapıyı kapatmaya çalışır) - (Kapıyı zorlayarak açar ve Edanur'un üzerine yürümeye başlar.) Ne var ya, girilir ne yaptım ki?- (Tarık'ın bakışlarından rahatsız olur ve düğmelerini kapatır.) Tarık Bey, Tarık Bey. Çık git evimden.(Edanur odanın kapısını kapatmaya çalışır, Tarık kapıyı zorla açar ve içeri girer.) - İmdat! Git buradan!- Beni delirtme, sakin ol... Beni kızdırma... (Edanur'u köşeye sıkıştırarak kollarından tutar ve sarsar.) Beni kızdırma!Edanur: Tamam tamam...- Sana sadece bir kez soracağım sadece senin hatırın için... Ama eğer benim soruma cevap vermezsen ya da yalan yanlış şeyler söylersen o zaman gözlerinin önünde kocanı öldürürüm. (Edanur'un yüzüne hafifçe vurur.) Üzülme kız sana bir güzellik düşüneceğim. - İmdat... (Edanur kaçmaya çalışırken Tarık onu kanepeye doğru iter).- (Ceketini çıkarır.) Beni delirtme! Beni kızdırma! (Edanur kaçmaya çalışırken Tarık Edanur'u tekrar kanepeye iter ve silah doğrultur). Bağır... Hadi bağır...- Lütfen... Lütfen... - Bağır! Bağır! Benim çok hoşuma gider. Kapıdakilere de zevkten çığlık attı derim. - Hiçbir şey bilmiyorum, yemin ederim hiçbir şey bilmiyorum.- Ya acaba ben sana neden inanmıyorum? Önce sana bir güzellik yapacağım. Duydum, sizin çocuğunuz olmuyormuş. Yazık... (Edanur'un kollarına dokunur). Tamam... Ben bu konuda yardımcı olabilirim. (Kemerini çıkartır ve silahı Edanur'un başına doğrultur.). Ne dersin? - Aşkım. Geldiniz mi? Aşkım.- Buradayım, aşkım. - Tarık? - Siz, Halil İbrahim'e bakın.- Halil, Halil İbrahim.- Yasemin, kaçma.- Halil. Halil, neredesin? Halil.- Yasemin.- Halil, ah. Bırak, bırak.- Hiç mi düşünmedin sen ha, olacakları? Hiç mi düşünmedin? Ha? Hiç mi düşünmedin sen? (Yasemin nefessizlikten öksürmeye başlar ve yerden bulduğu taşı Tarık'ın kafasına vurarak kaçar.)- Yasemin.- Yasemin.- Sen şuraya bak.- Halil, Halil. Ahh. Halil, Halil.- Beni buna mecbur etmeyecektin. Ne dedim ben sana, ne dedim ben sana, ne dedim? Ne? (Yasemin'in kafasını defalarca taşa vurur.) Yasemin, Yasemin? Senin yüzünden, senin yüzünden! Mutlu musun? (Yasemin ölür.) (Halil İbrahim, Tarık'ın bacağına ateş eder ve Tarık yere düşer.)- Ahh. Ya, yapma.(Halil İbrahim, Tarık'ın boğazını bıçak ile keser ve Tarık ölür.)”,
28.09.2023 tarihinde yayınlanan bölümünde, (Motosikletteki iki silahlı adam kahvehaneye doğru ilerler.) Yatın! (Silahlı adamlar önce kahvehanede çalışan adama doğru ateş eder. Daha sonra kahvehanede bulunanların üzerine ateş etmeye başlar. İnsanlar masaların altına saklanmaya çalışırken kimileri vurulur ve yere düşer.)”,
12.10.2023 tarihinde yayınlanan bölümünde, (Halil İbrahim'in kan davalı olduğu Cevat kapıyı çalar. Yasemin'in babası kapıyı açar, Cevat silah doğrultur ancak Halil İbrahim Cevat'ı yakalar. Cevat'ın dışarda bulunan adamlarına silahla ateş açar ve onları vurur. Cevat'ı zorla içeri sokan Halil İbrahim Cevat'ın boğazını sıkmaya başlar.)- Yıllarım bu anı beklemekle geçti Cevat, ama seninle daha işim bitmedi. Halil İbrahim boğulmak üzere olan Cevat'ın karnına yumruk atar. Cevat yere düşer.- Kalkamaz da, kalkarsa tetiğe basman yeterli Muzaffer Baba.- Sen merak etme.(Halil İbrahim dışarı çıkar ve Cevat'ı bekleyen adamları vurur. Halil İbrahim'in arkadaşları gelir ve birlikte içeri girerler. Halil İbrahim Cevat'ı dışarı çıkarır.)- Kalk lan! Yürü Lan! Yürü... Demek bu iki garibanın evini yakacaktın. Niçin? Beni tuzağa düşürmek için... Öyle mi?(Halil İbrahim benzini alır ve Cevat'ın üstüne dökmeye başlar.)- Halil İbrahim, sulh yapalım. Bitsin bu kan davası Halil İbrahim. Dur...Dur yapma! Halil İbrahim yapma Allah aşkına. Yapma... Yapma... Halil İbrahim bitsin bu kan davası.- Bitecek, bu kan davası bitecek. Benim kan davam bitecek. Halil İbrahim eline çakmağı alır tam Cevat'ı ateşe verecekken dayısı kolundan tutar.- Bırak dayı, napıyorsun bırak!- Cevat'la arandaki farkı hatırlatıyorum. Öldüreceksen öldür, eziyet etme. Sen zalim değilsin.- Benim suçum yok, Rızvan Leto vur dedi vurdum. Kim sattı beni? Rızvan sattı değil mi? Gideyim Rızvan Leto'yu öldüreyim. Asıl kanlınız o sizin. Rızvan Leto'yu öldüreyim bırakın beni bırakın uşaklar bırakın beni. Rızvan Leto'yu öldüreyim, ağırlığınızca altın veririm. Dinleyin beni. (Halil İbrahim ağaca ip bağlar ve oradakilerden ipi Cevat'ın boynuna geçirmesini ister.)-Halil İbrahim yapma...- Sen benim gözlerimin önünde babamı öldürdün, sırıtarak. Ben her gece seni gördüm. Bu gece son görüşüm. Halil İbrahim ipi çeker ve Cevat'ı asar. - Kasabanın meydanına asın bunu, ibret-i alem olsun.”,
26.10.2023 tarihinde yayınlanan bölümünde geçen diyaloglarda ise; (Müzik başlar, Halil İbrahim ve arkadaşları Zeynep ve Levent'in düğününü basarak, etrafı arabalar üzerinde yer alan silahlarla taramaya başlarlar. Düğün sakinleri kaçışırlar.)- Zeynep!- Ben Halil İbrahim. Babamın katili zevat şu an bir ağaçta sallanıyor. Yani bir devir kapandı. Bundan sonra bu topraklarda her türlü zulme karşı ben varım! Bu düğüne gelince, ben yaşadığım sürece hiç kimse istemediği biriyle evlenmeyecek, evlendirilmeyecek. Halil İbrahim araçtan iner, Zeynep'in yanına gelir.- Yürü. (Kendisine doğru yaklaşan Levent'i elindeki silahla iterek: Çekil lan.) Yürü.- Halil İbrahim!- Bırak beni ne yapıyorsun, bırak.- Kadınları karıştırma bu işe. Bırak Zeynep'i.- Siz benim sevdiğimi benden aldınız. Ben de sizin sevdiğinizi sizden alıyorum.- Kimse elini beline atmasın. Yakarım.- Halil İbrahim! Halil İbrahim'in arkadaşları etrafı silahla taramaya başlar.- Yat yat yat. - Kadınlar var sıkma!- Kımıldamayın lan.- Haydi uşaklar.- Haydi eyvallah.(Halil İbrahim ve arkadaşları yanlarında Zeynep'le birlikte etrafa ateş açmaya devam ederek düğün alanını terk ederler.)” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İnsanlık tarihi içinde ortaya çıkan şiddet olgusu, bireysel ve toplumsal pek çok unsurun iç içe geçtiği karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu nedenle şiddet, tanımlanması zor olmakla birlikte zamana ve topluma göre değişen bir kavramdır. Toplumsallaşma döneminde şiddetin altında yatan saldırganlık dürtüsü öğrenilmektedir. Birçok biçimde kendini gösteren şiddet, hem kişisel hem de toplumsal olarak sıkça karşılaşabileceğimiz bir olgudur.
Şiddet, insan doğasında doğuştan var olan bir olgu değildir. Bireyler, şiddeti açığa vuran saldırganlık dürtülerini toplumda sosyalleşme süreci içinde öğrenip içselleştirmektedir. Toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelen kitle iletişim araçları ise bu öğrenmeyi hızlandırıcı etkiye sahiptir. Bu bağlamda, medyanın bireyleri davranışsal, tutumsal, duygusal, bilişsel ve fizyolojik olarak etkilediği düşünülmektedir. Hem olumlu hem olumsuz etkileme gücüne sahip medya, olumsuz mesaj içerikleriyle özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki etkileri nedeniyle toplumsal yapıyı tehdit edebilmektedir. Televizyonda yer alan şiddet sahneleri çocuğun şiddetle alakalı normal algılarını değiştirebilmektedir. George Gerbner tarafından geliştirilen kültivasyon teorisi de belirli bir kurguya dayanan dizilerin kalıplaşmış ve gerçeklikten uzak olması halinin toplumda yer alan gerçekliğin yerine geçtiğini ve toplum tarafından benimsendiğini desteklemektedir. Çocuklar kimlik gelişimlerini, taklit etme veya özdeşim yapma gibi yöntemlerle tamamlarlar. Televizyonda yayınlanan şiddet içeren davranışlar, normal yaşamın bir parçası gibi sergilenmekte ve dünya korkutucu durumlarla ve beklenmedik tehlikelerle dolu bir ortam olarak sunulmaktadır. Olumsuz uyaranlara daha açık olan çocuklar, bu tarz şiddet görüntülerine maruz kaldıklarında onları model alabilmektedir.
Medyadaki temsiller, temsil edilenlerin hayatımızdaki yerini ve onlara atfettiğimiz anlamı yansıttığını belirtir. Buna göre temsiller, anlamları meşru kılarken birbirlerine eklemlenerek dünyaya, topluma, insanlara bakışımızı biçimler. Böylelikle, bu bakışın ve genel olarak değerlerin, davranış biçimlerinin sürekli yeniden üretilmesine katkıda bulunurlar,
Aynı şekilde medyada şiddetin ekrana getirilmesi, bireylerin davranışları ve duygu durumları üzerinde kısa ve uzun vadeli etkilerin gözlemlenmesine neden olmaktadır. Şiddet görüntülerine maruz kalmak, kısa vadede izleyicide uyarılmayı artırarak, gözlemlenen davranışları otomatik olarak taklit etme eğilimini tetiklemenin yanında, uzun vadede bireylerin şiddete karşı normal olumsuz duygusal tepkilerinin de azalmasına sebebiyet vermektedir. Şiddetin içselleştirilmesiyle birlikte başkasının acısından haz alma, şiddeti eğlence aracı haline getirme, acıma duygusunun körelmesi, şiddete karşı kayıtsız kalma ve şiddete çeşitli amaçlar doğrultusunda söz konusu olabilmektedir. Bu suretle bireydeki ahlaki değerleri aşındıran eğilimler tetiklenmektedir. Duyarsızlaşma, beraberinde ahlaki değerlendirmede bozukluklara neden olabilmektedir. Bireyler değerlendirme sürecini başlatabilmek için gerekli olan işaretleri algılayamadığından eylemler ahlaki boyutlar dikkate alınmadan hayata geçirilmiş olur. Böylelikle ekrandaki şiddet, bireyleri duyarsızlaştırmak suretiyle empatiyi de etkileyebilmektedir.
Kadına yönelik ayrımcılık, baskı ve istismar çoğu kez şiddet davranışıyla da iç içedir. Cinsiyete dayalı şiddetin yaygınlaşmasında ve artmasındaki en güçlü nedenlerden biri ise medyadır. Dizilerde sahnelenen kadına yönelik şiddet gerçek hayatta bir farkındalık oluşturmamakla birlikte aksine toplumları olumsuz etkileyebilmekte ve bireyleri kadına yönelik şiddete daha da duyarsız hale getirebilmektedir. Korkmaz ve Yeğin'e göre kadına yönelik şiddetin çözümünü kadına uygulanan şiddet sahnelerinde aramak son derece yanlış olmakla birlikte bu sahneler toplumda ters etki oluşturabilmektedir. Kadına yönelik şiddetin çözümü, şiddet gören, tacize uğrayan, zavallı, güçsüz kadın temsilleriyle değil; akıllı, çalışkan ve şiddetten uzak kadın temsilleriyle bulunabilir. Rapora konu ve kamuoyunda en çok tepki çeken birinci bölümün son sahnesinde, kadına yönelik (ölümle sonuçlanan) fiziksel ve psikolojik şiddetin sergilenmesi söz konusudur: Tarık karakteri, defalarca ve canavarca hisle Yasemin'in başını taşa vurup ölümüne neden olmuştur. Ayrıca, Tarık'ın Edanur'a cinsel imalarla birlikte psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığı sahnede de kadına yönelik şiddetin bariz ve doğrudan bir örneği sergilenmiştir. Kadına yönelik şiddet ve işkence sahneleri hem özendirici olabilmekte hem de kişileri şiddete karşı duyarsızlaştırabilmektedir. Şiddet sahnelerine maruz kalan bireyin önceden izlemiş ve farkında olmadan bilinçaltına yerleşmiş olduğu şiddet davranışını uygulaması, ekrandaki şiddetin en muhtemel sonucudur. Öte yandan, gerçek ile kurguyu ayırt edemeyen ve bilişsel fonksiyonlarını tamamlamamış küçük yaştaki çocukların ekrandaki istismar görüntülerinden etkilenmemeleri imkânsızdır.
Yapılan araştırmalara göre televizyona uzun süre düzenli olarak maruz kalan insanların kötü ve kasvetli bir dünya içinde yaşama hissine kapılma eğiliminde olduğu saptanmıştır. Öte yandan ekrana aşırı maruz kalmanın, izleyicilerin duygu dünyasında saldırganlık, duyarsızlaşma, kırılganlık ve bağımlılık gibi sonuçlar doğurduğu görülmüştür. Yoğun televizyon izleyen kişilerde, yaşadığı mahallenin güvensiz olduğuna inanmak, suç korkusunun çok ciddi bir kişisel sorun olduğunu düşünmek ve gerçek ne olursa olsun, toplumdaki suç oranının yükseldiğini varsaymak gibi bulgular tespit edilmiştir. Gerbner, bu durumu “Acımasız Dünya Sendromu” (The Mean World Syndrome) olarak adlandırmıştır. Gerbner’in çalışmalarında yalnızca “şiddet” merkezdedir, şiddetin sunum şekliyle ilgilenilmez. Her türlü şiddet gösterimi, gücü temsil eden ve mevcut toplumsal düzeni pekiştirmeye yarayan dramatik bir araç olarak ele alınır. Gerbner'in çalışmalarında da merkezde olan şiddet olgusu, medyadaki sunumuyla pekiştirilen ve toplumu uzun vadede olumsuz yönde etkileyen bir olgudur.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu dizi filmde; dizi film karakterleri Hafız'ın suda boğularak öldürülmesi, Yasemin'in kafasının defalarca taşa vurularak öldürülmesi ve Tarık'ın bıçakla boğazı kesilerek öldürülmesi, şiddetin psikolojik boyutlarını da içermekle birlikte temelde fiziksel şiddetin en uç örneklerini teşkil etmektedir. Ayrıca dizi film karakteri Tarık'ın Edanur'un evine giderek onu tartaklaması ve aynı zamanda cinsel imalarla köşeye sıkıştırması, şiddetin fiziksel boyutuna ek olarak psikolojik biçiminin de ağır şekilde gösterildiği bir örnek olup; dizinin ilerleyen bölümlerinde sıklıkla silahlı çatışma görüntüleri görülmektedir. Motosikletteki adamların kahvehaneyi taraması, Cevat karakterinin asılmasından önce kapının önünde silahlı çatışmanın yaşanması ve düğünde arabaların üzerine yerleştirilmiş düzeneklerle baskın yapılıp düğünde bulunan insanlara ateş açılması sahneleri izleyiciyi devamlı ve yoğun bir biçimde şiddet görüntülerine maruz bırakmaktadır. Konu itibari ile diziler, kurgusal yapımlar olsa da hikayelerini hayatın içinden aldıkları, toplumda gerçeklik noktasında bir karşılık bulabildiği dikkate alındığında, dizide yer alan şiddet sahnelerinin, şiddete meyilli kişiler tarafından rol model edilme olasılığının var olabileceği gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerektiği kanaatiyle mezkur dizi filmde, hem içerdikleri yoğun şiddet görüntüleri hem de verdikleri açık ya da kapalı mesajlar ile şiddetin meşrulaştırıldığı, çözüm yöntemi ve cezalandırma unsuru olarak yansıtıldığı, izleyicinin şiddet içeriğine karşı duyarsızlaşmasına neden olabileceği ve şiddetin özendirildiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %3 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan; "Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 251.016.121,83 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 7.530.484,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Dr. Necdet İPEKYÜZ, Tuncay KESER ve İlhan TAŞCI’nın karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.