İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 07.08.2023 tarih ve 482 sayılı yazısına konu POWER TÜRK logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 02.08.2023 tarihinde saat 13:27’de yayınlanan “Derin Mevzular” isimli müzik video klibi yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
POWER TÜRK logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 02.08.2023 tarihinde saat 13:27’de ve günün farklı saatlerinde yayınlanan, yönetmenliğini Ecem Lawton'un yaptığı ve Murat Boz tarafından seslendirilen "Derin Mevzular" isimli müzik video klipte, ana karakter (Murat Boz) iyi ve kötü olmak üzere iki türlü karşımıza çıkmaktadır. İyi karakter olarak sunulan kişinin çalışma hayatı pratiklerine riayet eden, kibar ve ölçülü bir kişiliği canlandırdığı; kötü karakter olarak sunulan kişinin ise birtakım psikolojik sıkıntılar yaşayan, kutularca "Alprazolam" isimli kaygı bozukluğu giderici ilaç kullanan fakat bununla beraber sigara, alkol, kumar gibi kötü alışkanlıklara devam eden dağınık ve düzensiz, insan ilişkilerinde çatışmadan kaçınmayan ve gece kulüplerinde vaktini harcayan bir kişiliği canlandırdığı görülmektedir. İyi karakter olarak sunulan kişinin kibar ve ölçülü davranışlarına rağmen iş hayatında hak ettiği karşılığı ve saygıyı görmediği ve çalışma arkadaşlarınca kaba davranışlara maruz kaldığı görülürken "Bu kavga biter mi zamanla? Durulmaz... Savaşmadan, vurulmadan, bi yol var mı? Asla" sözleri seslendirilmektedir, "Asla" kelimesinin seslendirildiği yerde takım elbisesiyle koridorda bekleyen iyi karakter üst üste pozlama yöntemiyle kollarını yukarı doğru kaldırarak kötü karaktere dönüşmektedir. Kötü karakterin tüm buhranlarından çıkış yolu olarak "sevişmeyi" ön plana çıkardığı, sorunlarını çözmek için "kavga" yolunu tercih ettiği, sık sık sigara ve alkol kullanımına başvurduğu görülmektedir. Bahse konu klipte erotik bir giyimle seyirci karşısına çıkan bir kadının direk dansı yaptığı ve klibin buhran içindeki kötü karakteri ile cinsel içerikli yakın temasta bulunduğu görüntülerin "sevişmekle neler neler geçer..." sözleriyle eş zamanlı olarak yayınlandığı görülmektedir. Söz konusu klip kurgusu itibariyle kutularca ruh sağlığı ilacının hiçbir işe yaramadığını, karakterin istediğini "kavga" yoluyla elde ettiğini ve sıkıntılarından "sevişmek" ile kurtulduğunu imleyen negatif mesaj unsurlarını barındırmaktadır.
Teknolojinin getirdiği kolaylıklar ve içinde bulunduğumuz iletişim çağı göz önüne alındığında her türlü içeriğe sınırsız olarak erişmek mümkün hale gelirken her türlü içeriğe maruziyet de bir o kadar mümkün hale gelmiştir. Şiddeti olumlayan, erotik, müstehcen, cinselliğin bir meta olarak sunulduğu, pornografi sınırlarını zorlayan, kötü madde kullanımını teşvik eden medya içeriklerine maruz kalma günden güne artmaktadır. Nörobilimciler ve psikologlar, insan zihnini uyarılar ve uyartılarla etkinleşen veya ön plana çıkan düşünce, imge ve temsillerle dolu çağrışımsal bir ağa benzetmektedir. Kişi bu etkinin farkında dahi olmayabilir veya uyarım kişinin farkındalığını etkilemeyecek tarzda sunulabilir. Belli belirsiz sunulan kavramlar, fonda yer alan görüntüler, incelikli sunulan düşünceler, duygular ve davranışlar, çok kolaylıkla bireylerde etkin hale gelebilir. Özellikle tekrarlı cümle ve görüntülerden oluşan, günün her saatinde ve her yerde dinlenme ve izlenme ihtimali bulunan müzik ve müzik video klipleri insan zihni için güçlü uyarıcılardır. Müzik hem gençlerin hem yetişkinlerin sosyalizasyonunda kritik bir öneme sahiptir. Kimileri müziği günlük kaygılarından kurtulmak; stresle, yalnızlıkla başa çıkmak için kullanırken kimileri o anki ruh halini daha iyi hale getirmek için kullanır. Bireyleri ve toplumu hem işitsel hem görsel (video klipler) olarak etkileme ve birleştirme gücüne sahip bir unsur olan müzik, aynı zamanda kliplerde kullanılan uygunsuz görüntü içerikleri ve güftelerde geçen uygunsuz ifadeler dolayısıyla dinleyicilerde olumsuz çağrışımlara sebebiyet veren istenmeyen bir öge haline gelebilir.
Video kliplere yönelik ilgi hesaba katılacak olursa gelişme döneminde olup, iyi ve kötüyü ayırt etme kabiliyeti henüz gelişmemiş çocukların ve gençlerin pornografi sınırlarını zorlayan içerikten etkilendiği görülmektedir. Araştırmalar içeriğinde şiddet, müstehcen içerik ve kötü madde kullanımına yer veren müzik video kliplerinin gençlerin tutum ve davranışlarında kayda değer değişimlere neden olabileceğini göstermektedir. Klip içeriklerindeki görsel imgeler, sadece şarkının dinlenmesiyle bile zihinde çağrışım yoluyla canlandırılmasına neden olacak ve izleyicide hedeflenen duyguların harekete geçirilmesini sağlayacak kadar güçlü imgelerdir. Belirli bir klibi dinlerken ya da izlerken beyinde bu bağlantı kurulmaktadır. Böylece aynı şarkı, görüntüden bağımsız olarak dinlendiğinde bile söz konusu görsel imgeler beyinde tekrar canlanır. Bu süreç, bilişsel öğrenme alanındaki şartlanmanın temel düzenini izler. Çocuklar ve gençler sosyal öğrenme yoluyla isteyerek izledikleri ya da maruz kaldıkları içeriklerdeki kişilerin tutum ve davranışlarını taklit edebilmektedir; taklit çocuklardaki belirgin yeteneklerden biridir ve uzun süreli sosyal öğrenme sürecine özgü bir durum olarak değerlendirilmektedir. Özgün bir yüz ifadesinin, bir mimiğin veya bir sosyal davranışın gözlenmesine bağlı olarak çocuk, gözlediği pozisyonu ve ifadeyi hemen sergileyebilmektedir. Çocuklar ve gençler, medyada gözlediği karakterlerin davranışlarını genelde taklit ederler. Bu olguya aşinalık etkisi diye adlandırılan süreç de eşlik etmektedir. Aşinalık etkisi, bilinmedik, henüz tutum geliştirilmemiş konuların bilindik hale getirilmesinin yakınlık ve tekrarlı sunum yoluyla olacağını öngörmektedir. Özellikle kliplerdeki "yıldız imgeler" aşinalık etkisinin de eşlik etmesiyle taklit edilerek, çocuklar ve gençler tarafından rol model alınabilmektedir; çocuklar kurgu ya da gerçek bir modeli zihinlerinde saklayarak ileri yaşlarında bile tekrarlayabilmektedir ve klipler onların yaşam pratikleri üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Erotik, müstehcen ve pornografik görüntüler, çocuk ve gençlerde bilinçaltı düzeyde birtakım olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Erken yaşta maruz kalınan bu tür görüntüler, sürekli olarak cinsel uyarılma nedeniyle çocuklarda cinsellik yaşının aşağı çekilmesine, onların giderek pornografik gösterimlere duyarsızlaşmasına ve ileri yaşlarında pornografik gösterimi meşrulaştırmalarına ve bu tür eylemleri taklit etmelerine neden olabilmektedir. Yapılan araştırmalara göre sürekli cinsel içeriklere maruz kalan, cinsel içeriklerle uyarılan ergenler, cinsellik deneyimlerini daha erken yaşlarda yaşama eğilimi göstermektedir. 2009 yılında Amerikan Psikoloji Derneği tarafından hazırlanan bir rapora göre, kız çocuklarının televizyondaki cinsel yayınlara maruz kalmaları ruh sağlıklarını tehlikeye atmakla birlikte ileride cinsel problemlerle karşılaşma ihtimalini de artırmaktadır. Yine 1986 yılında Amerika'da müstehcen görüntülerin ergen ve çocuklar üzerindeki etkilerini belirleyebilmek amacıyla bir çalışma yürütülmüştür. Çalışmada müzik klipleri izleyen yedinci ve onuncu sınıf öğrencilerinin evlilik öncesi yaşanan cinsel ilişkilere nasıl yaklaştıkları araştırılmak istenmiştir. Araştırma sonuçları doğrultusunda, müzik kliplerine daha fazla maruz kalan çocukların, daha az maruz kalanlara oranla, evlilik öncesi cinsel birlikteliğe daha sıcak baktıkları ve durumu onayladıkları görülmüştür, yine müzik-video klip izlemek ile müsamahakar cinsel davranış arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için 214 ergen ile yürütülen başka bir çalışma da ergenlerin evlilik öncesi beraberliği daha fazla olumlayan bir tutum geliştirdiğini göstermektedir. Yapılan pek çok çalışma maruz kalınan imgelerin gençlerde ve çocuklarda cinsel eğilim, değer ve inanışları etkilediğini göstermektedir. Yine söz konusu klipte yer alan sigara, alkol, kumar, gece hayatı ve şiddet gibi görüntülerin ön plana çıkarılmasının olumsuz davranışları pekiştirebileceği düşünülmektedir. Müzik dinlemek ile alkol, madde kullanımı ve şiddete meyil arasındaki ilişkiyi araştıran pek çok çalışma, içeriğinde şiddet, alkol, kötü madde kullanımı yer alan şarkıların bireylerde agresif davranışları ve problemli alkol tüketimi ile kötü madde kullanımını tetiklediğini ortaya çıkarmıştır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu video müzik klip yayınının, çocukların kitle iletişim araçlarından gelebilecek zararlı etkilere karşı korunması kapsamında değerlendirdiğinde Türkiye'nin de 1990 yılında imzalamış olduğu "Birleşmiş Millet Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"nin 17. maddesinde geçen "Taraf devletler, kitle iletişim araçlarının önemini kabul ederek çocuğun; özellikle toplumsal, ruhsal ve ahlaki esenliği ile bedensel ve zihinsel sağlığını geliştirmeye yönelik çeşitli ulusal ve uluslararası kaynaklardan bilgi ve belge edinmesini sağlarlar." hükmüne, 36. maddesinde düzenlenen “Taraf devletler, çocuğun esenliğine herhangi bir biçimde zarar verebilecek her türlü sömürüye karşı çocuğu korurlar.” hükmüne aykırılık teşkil ettiği ve 1982 Anayasası 41. maddesi ile güvence altına alınan çocuk ve ailenin korunması ilkesine zarar verebileceği tespit edilmiştir. Söz konusu klibin kurgusundan yola çıkarak elde edilebilecek mesajların (iyi karakterin makul davranışlarıyla istenilen sonucu elde edemeyişine rağmen kötü karakterin şiddete başvurarak arzuladığı hedefi elde etmesi) klipte yer alan alkol-sigara gibi kötü madde kullanımı ile kumar oynama davranışının özendirici etki yapması ihtimalinin ve klipte yer alan erotik bir giyimle seyirci karşısına çıkan bir kadının direk dansı yaptığı ve klibin buhran içindeki kötü karakteri ile cinsel içerikli yakın temasta bulunduğu görüntülerin çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimini olumsuz yönde etkileyebileceği, benzer minvaldeki içeriklerin ileriye dönük etkileri de hesaba katıldığında toplumda yozlaşmaya sebep olabileceğinden hareketle mezkur klipte yer alan görüntülerin korunması gereken izleyici kitlesinin ekran başında olabileceği (13:27) zaman ve saatlerde ekrana getirilmesinin, çocuk ve genç izleyicilerin duygusal, ahlaki ve sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebileceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin ikinci fıkrasının ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılsa dahi yayınlanamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. …” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Temmuz 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 211.785,75 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2023 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 85.738,00 (seksenbeşbinyediyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdari para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içerisinde, Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Tek İdare Tahsilat Alt Hesabı TR46 0001 0017 6200 9999 9955 88 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32’nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiğinin veya 6112 sayılı kanunun 32’nci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca, tebliğden itibaren en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, dava açma süresi (onbeş gün) içerisinde peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunulabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, en geç 1 aylık süre içerisinde ödenmeyen idari para cezasının, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.