İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 27.03.2023 tarih ve 328 sayılı yazısına konu Kanal Antalya logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 20.03.2023 tarihinde saat 06:39’da yayınlanan “88” adlı sinema film yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Kanal Antalya logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun, 20.03.2023 tarihinde saat 06:39’da "7 yaş ve üzeri için uygundur" akıllı işaretiyle yayınladığı, “88” adlı sinema filminde, cinayet, yaralama, etkisiz hale getirme, silahlı çatışma gibi şiddet içerikli 13 farklı durumun farklı sahnelerde peş peşe gösterildiği, akış içinde çok sık (5-10 dakika aralıklarla) açıkça şiddet sahnelerine yer verildiği görülmüştür.
Dünya Sağlık Örgütü'nün tanımına göre şiddet, "Fiziksel güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması" durumu olarak tanımlanmıştır. İletişim araçlarında şiddet gösteriminin toplum içinde saldırganlığı ve şiddeti tetikleyici özelliği ülkeler arasında veya bir ülkede yaşanan zaman dilimine göre önemli farklılıklar içeriyorsa da; 1970'li yılların başından itibaren yapılan araştırmalar iletişim araçlarında şiddet gösteriminin şehirleşmiş toplumlarda şiddetin yaygınlaşmasında etkili olduğunu ortaya koymaktadır.
Şiddet; kitlesel medya özellikle televizyonla beraber temsili farklılaştırılarak, estetize edilerek ve yoğunluğu günden güne arttırılarak izleyiciye sunulmaktadır. Baudrillad'ın ifadesiyle içi boşaltılmış ve otantikliğinden sıyrılmış şiddet art arda gelen milyonlarca tür içerikle birlikte tüketilmektedir. Bir aracı vasıtasıyla maruz kaldığımız, soyut hale getirilmiş şiddet; olumlu davranışları, empatiyi ve şiddete gerçek hayatta fizyolojik reaksiyon vermeyi olumsuz anlamda etkilemektedir. Bir uyarana karşı bilişsel, duygusal ve nihayetinde davranışsal tepkilerin azalması veya ortadan kalkması olarak tanımlanan duyarsızlaşmanın sıklıkla şiddet içeren görüntülere maruz kalan bireylerde gerçekleşmesi kaçınılmazdır. Duyarsızlaşma meydana geldiğinde ahlaki değerlendirme süreci de bozulur. Çünkü birey değerlendirme sürecini başlatmak için gerekli olan işaretleri algılayamaz ve bunlara cevap veremez. Sonuçta eylemler bunların ahlaki boyutunu düşünmeden harekete geçirilir. Empati yani ötekinin halini anlamak, ahlaki değerlendirme süreci için kritiktir. Ekranlar marifetiyle sürekli maruz kaldığımız şiddet, duyarsızlaşma ve empati duygusunun körelmesine yol açabilmektedir. Duyarsızlaşma sonucu; korku, endişe, kaygı, nefret, şiddet, saldırganlık ve gerginlik gibi duyguların azalması, şiddet içeriğini takip eden veya maruz kalan için bir süre sonra zevk aracı haline gelebilmektedir. Bu demek oluyor ki bazıları için şiddeti izlemek eğlencelidir ve şiddet her ne kadar öfkeyi tetiklese de bu kaygı hâline kadar ilerleyememektedir. Tam tersine ne kadar çok şiddet içeriği izlenirse o kadar çok şiddete bağımlı hale gelinmektedir. Sürekli maruz kalınan sözel şiddet de zaman içerisinde şiddetin kanıksanmasına yol açmaktadır.
Medyadaki şiddet sunumunun toplumsal ilişkiler üzerinde olumsuz etkisi olmadığı yönündeki görüşler, günümüzde önemini yitirmiş görünmektedir. Buna göre, şiddetin kanıksanmasına aracı olan unsurlardan biri kitle iletişim araçlarıdır. Bu araçlar, pek çok insana kolaylıkla ulaşabilme özelliğine sahip olduğundan, en önemli iletişim araçlarıdır. Medya; eğlence, bilgi verme gibi niteliklerinin yanında, aynı zamanda saldırı, şiddete neden olan olaylar, aile ve çevreyle ilgili olumlu ve olumsuz davranışlara da etkide bulunmaktadır. Son yıllarda şiddet üzerine yapılan araştırmalarda “medya ve çocuk” üzerinde durulmuştur. Çünkü, psikologlar ve psikolojik danışman ve rehberlik (pdr) uzmanları, çocuk yaşta görsel olarak şiddete maruz kalan çocukların, ilerleyen yaşlarda da şiddeti bir çözüm yolu olarak görmeye başlamalarının bireysel ve toplumsal bir sorun olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle erken yaşlarda öğrenilen bazı tutumların, iletişim araçlarının etkisiyle birlikte geliştiği ve davranış kalıbına dönüştüğü görülmektedir. Bu noktada, medya şiddeti önleme aracı olarak da kullanılabilmelidir. Bir diğer araç da bireyleri bilgilendiren, toplumsal ilişkileri sağlamada yardımcı olan, düşündüren, duygulandıran ve bu duyguları harekete geçiren sanattır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde ihlale konu sinema filmi yayınında, çok sayıda cinayet, yaralama, saldırma içerikli şiddet sahnesinin yer aldığı, bu sahnelerin çok sık aralıklarla gösterildiği, bunun şiddeti özendirici/kanıksatıcı etki oluşturabilecek yoğunlukta olduğu ayrıca bu filmin çocukların ve gençlerin televizyon karşısında olabileceği sabah saatlerinde yayınlanmış olması gibi hususlar göz önüne alındığında, bu tarz yoğun şiddet içerikli bir film gösteriminin, özellikle kimlik arayışının söz konusu olduğu çocukluk ve ilk gençlik yıllarındaki bireyler başta olmak üzere, bireyleri ve toplumu şiddet içeren davranışlara yönlendirebilecek nitelikte yıkıcı etkilerinin olabileceği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %5 oranında idari para cezası uygulanmasına ve idari tedbir olarak program yayınının takdiren beş (5) kez durdurulmasına, karar verilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan; Yayın hizmetleri "Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve program yayını durdurma idari tedbirinin uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %5 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Şubat 2023 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezasının 10.000 (onbin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2023 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 85.738,00 (seksenbeşbinyediyüzotuzsekiz) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 5 (BEŞ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 29.03.2023 tarih ve 2023/13 sayılı toplantısında alınan 22 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 20.03.2023 tarihinde saat 06:39’da yayınladığı "88" adlı sinema film yayınında, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (ş) bendinde yer alan, yayın hizmetleri ‘Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.’ ilkesinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
e) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir... Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.