İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 01.10.2013 tarihli ve 2851 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Meltem TV logosuyla yayın yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 20.09.2013 tarihinde saat 15.26.00'da "Hayat ve Sağlık" isimli bir program genel izleyici logosu ile yayınlanmıştır. Cavit Özdoğan'ın sunduğu programda Dr. Mustafa Eraslan konuk olarak yer almıştır.
Programda Dr. Eraslan, göğüs kanseri, kalp-damar ve şeker hastalığında fitoterapinin rolü ve öneminden bahsederken ekranın altında "Sorularınız için; 0212 598 90 44" yazısı yer almaktadır.
Programın başlarında, damarların açılabileceğini dünyada ve Türkiye'de ilk kendisinin dile getirdiğini iddia eden Dr. Mustafa Eraslan, evin içinde yürürken bile dinlenme ihtiyacı duyan insanların artık rahat bir şekilde yürüyebildiğini ifade etmiştir.
Programın baştan sona kurgu olduğu "sorularınız için; 0212 598 90 44" numaralı telefon vasıtasıyla programa bağlanan izleyicilerin tamamımın Dr. Eraslan'ın ürünlerini kullandığı ya da tavsiyelerine uyarak iyileştiğini ifade etmesiyle ve Dr. Eraslan'a teşekkürlerini sunmasından anlaşılmaktadır. Programa soruları olan hiç kimsenin bağlanmamış olması ve telefonla bağlananların ise diğer izleyicilere Dr. Eraslan'ın tavsiyelerine uymalarını salık vermeleri yayının, sağlık programı olmaktan öte bir gizli iletişim faaliyeti olduğunu ortaya koymaktadır. Program sonunda sunucu Cavit Özdoğan'ın izleyicilerden, Dr. Eraslan'ın tavsiyeleriyle iyileşmiş bir hastanın teşekkür mektubunu ekranlara doğru göstermesi bu görüşümüzü teyit eder niteliktedir.
Her ne kadar izleyicilerin soru sormaları için telefon numarası ekrana yansıtılmışsa da bu numara arandığında kişinin arama kaydı alınıp program bittikten çok sonra arayanlara geri dönüş yapılıyor olması programın, Dr. Mustafa Eraslan'ın şahsıyla özdeşleşmiş gıda takviyesi ürünlerinin pazarlanmasına dönük olarak icra edildiği ortaya koymaktadır.
Gıda kapsamında değerlendirilerek izin verilen ürünlerin, 5996 sayılı kanuna dayanılarak hazırlanan ve 29.12.2011 tarih ve 28157 sayılı (3. Mükerrer) Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği'nin 6. Maddesinin 3. fıkrasına göre "... o gıdanın bir hastalığı önleme, tedavi etme veya iyileştirme özelliğine sahip olduğunu bildiren veya böyle özelliklere atıfta bulunan ifadeler yer alamaz..." hükmü dikkate alındığında yayın kuruluşunda yayınlanan reklamın sağlık beyanında bulunarak tanıtıma yer verdiği görülmüştür. Ayrıca söz konusu programda, Sağlık Bakanlığı'nın ilgide kayıtlı yazısında belirtilen hususların göz ardı edildiği görülmüştür.
Söz konusu programda yer alan ifadelerin, insanların devlete, hastanelere, tıp doktorlarına ve tıbbi tedavi yöntemlerine duydukları güvenin sarsılmasına neden olabileceği, toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyebileceği düşünülmektedir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı'nın ilgili yazılarından da hareketle, söz konusu program yayınının toplumun genel sağlığına zarar verebilecek davranışları teşvik ettiği; izleyiciyi yanıltıcı, istismar edici ve izleyicilerin sağlığına çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu kanaatine ulaşılmıştır." Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Söz konusu yayınının, 6112 sayılı Kanunun; 8/1-l ile 9/3 ilkelerine aykırı olduğu kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca söz konusu yayında 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi hükmünün de ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de öncelikle belirtmek gerekir ki, bahse konu program "fitoterapi - bitkilerle tedavi" ana temasıyla, çeşitli bitkisel ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir programdır. Yani aslında anılan program, bu özelliğiyle bir reklam programından ibarettir. Nitekim program içeriği incelendiğinde de, baştan sona kadar, mezkur ürün/ürünlerin çeşitli tanıtımlarının ve bu üründen faydalandığı iddia olunan kişilere ait yine tanıtım amaçlı ifadelerin yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, programda her ne kadar ürün ismi verilmemiş olsa da telefon numarası verilmek suretiyle istenildiğinde danışma hizmeti alma ve ürüne ulaşmanın yolu açık olarak gösterilmiştir. Bu haliyle anılan yayında Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde tanımlanan gizli ticari iletişimin unsurlarının bulunduğu görülmüştür.
Söz konusu kuruluşa 14.07.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 23.08.2011 tarih ve 2011/52 sayılı toplantısında alınan 24 nolu kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 6112 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının tekraren ihlali nedeniyle; Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 308.242,00 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2-- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin,kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.


