İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 02.10.2013 tarihli ve 2927 Sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Show Türk logosu ile yayın yapmakta olan AKS Uluslararası Yayıncılık San. ve Tic. A.Ş. ticari ünvanlı yayın kuruluşunda, hafta içi ve hafta sonları değişen saatlerde, 2004 - 2007 yılları arasında yayınlanmış "Cennet Mahallesi" adlı, İstanbul'daki bir Roman mahallesinde yaşananları konu edinen bir dizi filmin tekrarları yayınlanmaktadır. Dizi filmin konusu kısaca şu şekildedir:
Pembe adlı baş karakterin Sultan adında bir kızı vardır. Sultan, aynı mahallenin çocuğu Ferhat'a aşıktır. Ancak annesi Pembe, evlenmelerine gönüllü değildir. Ferhat, Sultan'la evlenmek için Pembe'nin şart koştuğu başlık parasını biriktirirken, Pembe neredeyse her bölümde Sultan'ı zengin bir taliple, yine para karşılığı evlendirmeye çalışmaktadır. Günlük hayatlarında Sultan'ın ailesi ve Ferhat'ın ailesi arasında hakim olan çatışmaya rağmen, iki aile birlikte müzik yapıp dans ederek yaşamlarını idame ettirmektedirler.
İlk bölümü 2004 yılında yayınlanan dizinin dokuz yıl sonra tekrar ekrana gelen bölümlerinin her birinde, dizinin bel kemiğini düzeysiz bir aymazlıkla ele alınmış iki önemli toplumsal meselenin oluşturduğu tespit edilmiştir. Bunlardan ilki, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı olarak "kadın"ın para karşılığı satılıp-satın alınabilecek bir meta olarak sunumudur. İkincisi ise 2000'li yılların başından itibaren ayrımcılığa ve toplumsal dışlanmaya karşı STK'lar kurarak örgütlenen Roman vatandaşların toplumun genelinde oluşturmaya çalıştıkları farkındalığın karşı kutbunda yer alan Roman vatandaşları baskın olarak "emekten çok eğlenceyle beslenen, göbek atıp kısa yoldan günü kurtarmaya çalışan, yapısal sorunlardan ötürü değil kültürlerinin doğal sonucu olarak yoksul ve eğitimsiz; ancak toplumun geneline nazaran uygunsuz ve sorunlu insanlardan" müteşekkil bir etnik topluluk olarak tasvir eden, geleneksel önyargı ve kanaatlerle beslenen basmakalıp Roman temsilidir. Farklı bölümlerden örneklem olarak seçilmiş üç sahneden faydalanılarak, mezkur toplumsal meselelerle ilişkili olarak ihlal oluşturduğu düşünülen "komedi" perdesi ile örtülmüş bakış açısı şu şekildedir:
02 Eylül 2013 tarihinde yayınlanan bölümde saat 09:47'de zengin bir ailenin oğlu, anne ve babası ile birlikte Pembe'nin evine, kızı Sultan'ı istemeye gelirler. Karşılıklı olarak oturan iki aile arasında Sultan için pazarlık yapılır:
(Raporun bu bölümünde iki aile arasında yapılan pazarlığa ilişkin diyaloğun deşifresine yer verilmiştir.)
Söz konusu sahnelerin benzerlerine neredeyse her bölümde, farklı müşteriler ve talipler kullanılmak suretiyle yer verildiği görülmüştür. Genel olarak "kadın" özel olarak "Roman kadın"; para ve menfaatten başka bir değeri olmayan, erkeklerin zevkine pasif ve hoşnut bir biçimde hizmet eden, para karşılığı satılıp alınan keyif oyuncakları -meta- olarak temsil edilmektedirler.
Her ne kadar dizinin geneline erkeğin zevkini merkeze alan, kadını aşağı bir konuma yerleştiren cinsiyetçi bir bakış açısı hakimse de bu durumun mağduru sadece Roman kadınlar değildir. Roman erkekler de toplumun geneli ile uyumsuz bir etnik topluluğun fertleri olarak aynı yaftalayıcı ve ayrımcı bakışın iliştiği mağdur nesneler, madunlardır. Roman kadının, erkekler için tasarlanmış keyif oyuncağı, elde edilmesi kolay ve açgözlü olarak tasvir edildiği dizide, Roman erkekler ise tüm bu olumsuzluklara göz yuman, hatta bu durumdan maddi kazanç sağlayacağı için hoşnut olan halk arasındaki tabiriyle geniş erkekler olarak temsil edilmektedirler.
Diziye egemen olan bakış açısı sadece toplumsal cinsiyet açısından değil, genel olarak Roman temsili açısından da oldukça sorunlu ve ayrımcıdır. Eğitimsiz, uyanık ancak kıt akıllı, eğlence odaklı, emeksiz yemek derdinde kolaycı, görgüsüz, fırsatçı, kavgacı ve suç işleme potansiyeli yüksek tipler olarak sunuldukları görülmüştür. Örneğin, 16 Eylül 2013 tarihli bölümde saat 09:03'te yer alan sahnede, Pembe eşi Abbas'tan boşanır. Mahalleli bu olayı kutlamak için lokalde toplanır. Hep birlikte göbek atıp gerdan kırarlarken, Menekşe de masada bulunan börekten her bir eline birer tane alır. Önce teker teker ısırır. Sonra iki böreği üst üste koyarak hem börek yer hem de göbek atar. (Klip 3 - Göbek ve Börek) 06/09/2013 tarihli bölümde ise, Sultan ve Ferhat'ın ailesi, Sultan'ın annesi Pembe'yi birlikte şaka yoluyla korkutmuş olmalarına rağmen, Pembe'nin durumu anlayarak kavga çıkarması üzerine karşılıklı olarak birbirleriyle saç saça baş başa kavga ederler. (09.32.50) İlerleyen sahnede ise, ünlü bir sanatçı yanında kız kardeşiyle Pembeler'in program yaptığı lokale gelir. Paparazzilerden para almak için adamın yanındaki kadının sevgilisi olduğunu söyleyen Pembe ve Beter Ali olayın sonunda kendilerini sık sık düştükleri karakolda bulurlar. Komiser, özel hayatın gizliliğine saygı duymaları gerektiğini söyleyerek Pembe ve Ali'nin toplumsal ve evrensel değerlerle çatışan fırsatçılığını boşa çıkarır. (09.35.26) Karakol ve kavganın, mahallelinin gündelik hayatlarında olağan ve sıklıkla rastlanan durumlar olarak gösterildiği değerlendirilmiştir.
Günümüzde Roman vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğu eğitimden barınmaya temel ekonomik, kültürel ve sosyal haklarından mahrum bir yaşam sürdürmekte, ciddi bir toplumsal dışlanmayı tecrübe etmektedirler. 2000'li yıllarla birlikte ortaya çıkan ve devam eden Roman Hakları Hareketi bağlamında farklı STK'ların ve akademik çevrelerin desteğiyle, Roman vatandaşların maruz kaldıkları ayrımcılığı önlemeye ve içine düştükleri yoksulluk ve yoksunluk döngüsünü kırmaya yönelik küçük de olsa önemli değişiklikler yapılmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda önemli adımlar da atılmıştır. Bunlardan ilki, 2000 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının, halk arasında Çingenelerle ilgili hurafelere istinaden yayınladığı fetvadır. İkincisi, 2003 yılında Türk Dil Kurumunun sözlükte bulunan Çingeneler (Romanlar) hakkındaki kötü ifadeleri kaldırmış olmasıdır. Üçüncü olarak 2011 yılında, 15/07/1950 tarihli ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkametleri ve Seyahatleri Hakkında Kanun'un 21. maddesinin son fıkrasında yer alan, "Tabiiyetsiz veya yabancı devlet tebası olan çingenelerin ve Türk kültürüne bağlı olmayan yabancı göçebelerin sınır dışı edilmelerine İçişleri Bakanlığı salahiyetlidir." hükmü de çingene ifadesi çıkarılarak düzeltilmiştir. Ancak, mezkur dizide olduğu gibi içinde bulunduğu yoksulluktan ve dezavantajlı durumdan hoşnut, bu durumu umursamayan hatta kültürünün bir parçası olarak devam ettiren Roman temsili, yapısal eşitsizlikleri ve ihmalleri örten problemli bir bakış açısıdır. Mevcut yoksulluğun, yoksunluğun ve insani gelişmenin filizleneceği standart koşulların çok altında kalan bir yaşam biçimi için yapıdan ziyade kurbanın suçlandığı böyle bir duruş noktasından servis edilen komedi ve eğlencenin, gerçeğin trajedisini örterek, ayrımcılık ve eşitsizliğin normalleştirilmesine hizmet ettiği değerlendirilmiştir.”
Şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
Show TV Yayın Kuruluşu'nun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) ve (s) bentlerini ihlal ettiği, kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca; mezkûr yayında 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan "Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, özürlülük, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez." ve (s) bendindeki; "Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez.” ilkelerini ihlal edildiği kanaati belirtilmiş ise de, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının tetkikinde; genel olarak medyanın ve özel olarak da dizilerin gençler üzerinde var olan etkisi dikkate alındığında; söz konusu yayınındaki sahnelerin, yayın saati de dikkate alındığında, daha çok çocuk ve gençler üzerinde fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimlerine zarar verebilecek nitelikte olumsuz bir etki bırakabileceği, bu nedenle 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın hizmet ilkesi ihlalinin ön plana çıktığı bir yayının icra edildiği değerlendirilmiştir.
Söz konusu kuruluşa 24.05.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 30.06.2011 tarih ve 2011/41 sayılı toplantısında alınan 50 nolu kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının tekraren ihlali nedeniyle, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere;
Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; SHOW TÜRK logosuyla yayın yapan “AKS ULUSLARARASI YAYINCILIK SAN. VE TİC.A.Ş.” hakkında; 6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin ikinci fıkrasındaki; "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ağustos 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 159.963,83 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, televizyon kuruluşları için idari para cezası 10.000 (onbin) ( 2013 yılı için yeniden değerleme oranına göre belirlenen 11.886 -onbirbinsekizyüzseksenaltı - ) Türk Lirasından az olamayacağından 11.886 TL. İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin, kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Süleyman DEMİRKAN’ın karşı oyuyla, oy çokluğu ile karar verildi.


