İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 23.01.2022 tarih ve 117 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda "FOX" logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 17,18,19,20.01.2022 tarihlerinde saat 19:00’da yayınlanan ve sunuculuğunu Selçuk Tepeli’nin yaptığı “FOX Ana Haber” isimli programda sunucunun:
17.01.2022 tarihinde yayınlanan haber bülteninde; "Kamyoncu Kontak Kapattı" başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Öte yandan büyükşehirlere bin kilometre öteden büyükşehirlerin hemen yanında yetiştirilebilecek şeyleri getiriyorsun. Büyükşehirlerin etrafında yetiştirmiyorsun bunları. Oralara lüzumsuz, boş kalacak, satamayacağın konutlar yapıyorsun. Dünyanın da fiyatını koyuyorsun, yalıtımsız şusuz busuz sözde yalıtımlı diyorlar kışın donuyorsun içinde. ... Planlama bunun için lazım işte. Ya da bütün bunlar dostlar alışverişte görsün diye. İşte o fiyat denetimiymiş şuymuş buymuş. Saat 19:27:52’de-"Yemek Yardımından Gelir Vergisi" başlıklı haberle ilgili yorumlarda, Maaşa ayrı, hakkı olan yemeğe ayrı vergi alınıyor bu insanlardan ya bu yani yani milletin lokmasını saymak, milletin lokmasına göz dikmek bu olsa gerek ya.
18.01.2022 tarihinde yayınlanan haber bülteninde; "PCR Testine Vatandaş Sahip Çıktı" başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Benim anladığım kadarıyla bu test konusundaki hassasiyete bakınca ya bu ülkenin seçmeni iktidarından iyi kardeşim. İşte sıkıntı burada. Kendi seviyenizde insanları aramalısınız. Şimdi salgın bitti izlenimi yaratıyorlar, niye, bir sıkıntı olmasın fotoğraf çekilsin de görüntü çıksın da bilmem ne orada kuyruk burada bilmem ne falan aşı yetti mi yetmedi mi aman para mı bitti test tedarik ediliyor mu edilemiyor mu hep aynı hikâye.
Saat 19:10:50’de "Bedava Elektrik Tartışması" başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Şimdi bir kere bakıyorum Aydın’da konuşma yapıyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Diyor ki ya bedava elektrik sözü verdin ver o zaman bedava elektriği, her yerde bunu söylüyor. Sonra da diyor ki iki cümle sonra iki cümle sonra, aradan geçse geçse ne bileyim üç dakika falan geçmiştir. Diyor ki ama veremez, niye, yetki bizde. Ya bu muteber bir şeyse yani bedava elektrik vermek, yani rakibini eleştirebileceğin bir şeyse ve yetki sendeyse ve bunu ifade ediyorsan, Cumhurbaşkanı Erdoğan hükûmetin başında o zaman bedava elektriği ülke genelinde sen vereceksin, o zaman bunu yap. … Fakat bütün bu tartışmalar nereden çıkıyor biliyor musunuz? GAP bitmedi. GAP, arkada görüyorsunuz fotoğrafı. GAP bitmedi. Yani bu memleketin aşağı yukarı 40 yıllık projesi, 30 yıllık projesi. Sulama kanalları bitmedi, insanlar orada artezyen kuyuları kazıyorlar, su çıkarıyorlar elektrik kullanıyorlar. GAP sözü verdin mi verdin, sulama sözü verdin mi verdin, yerine getirdin mi getirmedin. Peki 20 yıldır ne yapıyorsun kardeşim? ... Buradan bir şey söylemek istiyorum. Bana kalırsa ben iyi bir gazeteci sayılmam hatta gazeteci bile değilim ama bu gazetecilik denen ve bunun yapıldığı yerlerde önemli bir cevher vardır, önemli bir maden vardır o da arşivdir. Bakın burada bu ülkeyi yönetenleri uyarıyorum. 10 yıllık arşivler 5 yıllık arşivler neyse. Verilen sözlerin kaydedildiği yerler bunları yarın öbür gün çıkaracağız. Kim ne zaman nerede ne türden sulama sözü vermiş. ... Memlekette bir kanaat var GAP ya da neyse Türkiye'nin güney güneydoğusunda bazı yerler İsrail'e satıldı falan diye, bunlara da cevap verin satıldı mı gerçekten, hani paraya sıkışıldı ya.
Saat 19:14:11’de "İmamoğlu: İstanbul'a İhanet Edenleri Deşifre Ederiz, Akıllarını Başlarından Alırım" başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Devam edelim İstanbul'da bir tartışma var biliyorsunuz, metro hattı polemiği yeni projeler var. O projelerin harekete geçmesi, yapılabilmesi, gerçekleştirilebilmesi için bir imzaya ihtiyaç var. Bu ülkede hakem tayini için bile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir şey söylemesi lazım onu anlıyoruz yani. Şu günkü sistemde Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, ya da sizde yiyip içelim bizde gülüp geçelim sistemi ya da sen ben bizim oğlan sistemi neyse.
Saat 19:21:40’da "2022 En Parlak Yılımız Olacak" başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Geçen hafta dedik şimdi Merkez Bankası rezervi yükseliyor filan diyorlar. Rezervin nasıl yükseldiğinin önemi yokmuş gibi konuşuyorlar aynı hikâye. E şimdi ortaya çıkıyor beş Merkez Bankası'nın açıklaması 17 milyar dolar satılması. Memleket insanının parasından bahsediyorum. Bu ülkenin insanının dişinden tırnağından artırarak, on yıllardır çalışarak bu ülkeye değer katarak biriktirdiği paradan bahsediyorum. Bunun başına bunu idare edebilecek insanlar koyacak mısınız koymayacak mısınız kardeşim? Ya bu ülke ufak tefek bir ülke değil. Bu ülke dünya tarihini etkilemiş değiştirmiş bir ülke. Türk milleti gidecek tırı vırı körfez ülkelerinden para mı isteyecek yani, swapmış bilmem neymiş! Yerim o körfez ülkelerini ya! Bu nedir ya bu nasıl bir kepazeliktir ya! Şimdi yeni modeller işte yeni birtakım projeler varmış Türk lirasına ilgiyi artırmak için. Bakar mısınız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı diyor ki Türk lirasına ilgiyi artırmak için yeni birtakım projelerimiz var. Nedir mesela şu andan sonra bir Türk lirası alana bir Türk lirası bedava mı vereceksiniz ne yapacaksınız yani, nedir yani? Zaten Türk lirası bağlandı dolara endekslendi. Memlekette efendim konut üretiyorsun alan yabancı, bu ülkenin milleti yokmuş gibi. Memlekette iş veriyorsun ucuza çalışıyor diye kontrolsüz, yasa dışı içeri kabul ettiğin göçmen çalışan. Efendim memlekette işletme, şirket, bilmem ne bu cumhuriyet yüz yılda üretmiş, özel şirketler kamu şirketleri satmışsın yabancılara üç kuruşa beş kuruşa. ... Para nerede o da belli değil, arkadaş sattıysan parayı bir yere koydun, nerede o para? O patronlar paraları nerelere götürdü kardeşim? ... Bu ülkenin zenginleri patronları şirketleri avantaj sağladığın vergi avantajı kredi avantajı kredi alıp Ziraat Bankası'ndan şuradan buradan medya sahibi başka şey sahibi olanlar var. Gitti İtalyana sattı şuna sattı buna sattı. Para nerede para, nerede para? Yok, aynı hikâye.
Saat 19:28:33’te ise "Maaş Zammı Emekliye İlaç Olmadı" başlıklı haberin ardından yapılan yorumlarda, Emekli insanların, bu ülkenin yapı taşlarının sıkıntılarıyla ilgilenmeyen iktidar nasıl bir siyasi zekaya sahip olabilir bak ben net söylüyorum emekliyi üzeni üzerim net söylüyorum yani.
19.01.2022 tarihinde yayınlanan haber bülteninde; “BAE ile 5 Milyar Dolarlık Swap Anlaşması” başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Eğer mecburiyetten, şartlarımız zorlaştığı için, başka çare kalmadığından gidip yeni yeni birtakım diplomatik ilişkiler kuruyorsak orada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Diplomatik ilişki kurulur, ülkeler makas değiştirir şunu yapar bunu yapar fakat bunu mecburiyetten, artık bir zorunluluk haline geldiğinde bir şeye ihtiyaç olduğunda ve herkes bunu biliyorken yaparsanız hiç kimse kimseye, siz biliyor musunuz yani bu yayını izleyen bu ülkede yaşayan herkes şunu bilir ki hiç kimse kimseye bedavadan bir şey vermez. Verir mi, kim vermiş? Peki karşılığında ne alıp ne istiyorlar ki ifade de ediyor bu ülkeler diyorlar ki Türkiye’de fiyatlar cazip fırsatlar sunuyor.
Saat 19:26:35’te “O 'Parlak Yıl' Bir Türlü Gelmedi” başlıklı haberle ilgili yapılan yorumlarda, Şimdi öyle bir acayip bir durumdayız ki böyle bir sahte lâle devri, acayip bir rant pompalaması. ... Şimdi mesela faizi düşürüyomuş gibi görünüyorsunuz ki düşmüyor, ama mesela olağanüstü rant veriyorsanız imtiyaz veriyorsanız mesela nasıl yapıyorsanız hazine garantili kur veriyorsanız. Bankada parası olmayanın bankada parası olana vaat edilen imtiyazı çalışarak ödemek zorunda kalacağı adaletsiz bir sistem yaratıyorsanız o imtiyazlarla.
Saat 19:37:10’da "Tarikat Yurtları Tartışmaları" başlıklı haberin ardından yapılan yorumlarda, Bu ülkenin kaynakları, ki sandığınızdan çok zengindir, bir türlü olmuyor doğru kullanılmıyor işte. Kaynaklar doğru kullanılmıyor, vergiler doğru kullanılmıyor, sözde işte girişimciyi, üreteni, çiftçiyi desteklemek lazım bu zamanlarda.
20.01.2022 tarihinde yayınlanan haber bülteninde; saat 19:04:25’de "Bakanlıktan 'Bilime Gerek Yok' Kararları" başlıklı haberin ardından yapılan yorumlarda ise; Şimdi bir bakanımız, kıymetli bir bakanımız diyor ki biz hızlı test kitlerini üretiyoruz, Almanya'nın en çok kullandıkları onlar. Peki neden vatandaşımız faydalanmıyor, Türk milleti bu ülkenin insanı neden faydalanmıyor onu düşünmemiş belli ki belli ki düşünmemiş. ... Türkiye'de son bir hafta içinde 10 gün içinde can kaybı %7 arttı, geçen senenin aynı dönemine göre %7. Bu %7'yi açıklayacak birilerine ihtiyacımız var. ... Bakanlığa sormuyorum, zaten anlaşıldığı kadarıyla onlar bir muhakeme ve bir önlem dolayısıyla bu işi organize etmektense saklamayı tercih ediyor gibi görünüyorlar adetâ.” şeklindeki ifadeleri nedeniyle 6112 sayılı Yasanın 8. Maddesinin birinci paragrafı (ı) bendinde yer alan "Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; ..." hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle idari yaptırım uygulanmasına “oy çokluğuyla” karar verildi.
Söz konusu programdaki ifadeler ve yorumlar eleştiri sınırları içinde olup her hangi bir hakaret, tehdit, aşağılama içermemektedir. Yapılan haber ve yorumlar ifade özgürlüğü kapsamında gazetecilik mesleğinin gerektirdiği şekilde ve ölçüde yapılmıştır.
İfade özgürlüğü; çoğulcu ve anayasal demokrasilerin temel taşlarındandır. Farklı tanımlara yer verilmekle birlikte genel kabule göre, ifade özgürlüğü; insanın serbestçe haber, bilgi ve başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği fikir ve kanaatlerden dolayı kınanmaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte meşru yöntemlerle dışa vurabilme imkan ve serbestisidir. İfade özgürlüğü, sadece “düşünce ve kanaat sahibi olmayı” değil, “düşünce ve kanaatlere ulaşma” ve “düşünce ve kanaatleri açıklama, yayma” özgürlüklerini de kapsamaktadır. Ayrıca ifade tarzları, biçimleri ve araçları da bu özgürlük kapsamındadır.
İfade özgürlüğü; insan hakları hukuku belgelerinde ve anayasalarda, temel haklar ve ödevler kategorisinde, birinci kuşak haklar arasında yer almaktadır. Bu nedenle çoğulcu demokrasilerde ifade özgürlüğü; herkes için geçerli, özüne dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez bir hak ve yaşamsal önemde bir özgürlük niteliğindedir.
İfade özgürlüğü demokratik toplumların vazgeçilmez ana unsurlarından en önemlisidir. İfade özgürlüğü, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası hukuk, Anayasamız, çeşitli yasalar, Yargıtay içtihatları ve AİHM kararları ile güvence altına alınmıştır.
Şöyle ki; Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrası; usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde olduğu, bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı, temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı hükmünü içermektedir. Bu nedenle iç hukukumuz açısından, Türkiye'nin taraf olduğu 4 Kasım 1950 tarihli İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’de (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi-AİHS) ifade özgürlüğünün nasıl düzenlendiği ve AİHS'nin esas uygulayıcısı ve içtihat mercii olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ifade özgürlüğüne yaklaşımı önem kazanmaktadır.
AİHS'nin “İfade özgürlüğü” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir”.
AİHM’ye göre ifade özgürlüğü, demokratik bir toplumun en önemli temellerinden olup, toplumsal ilerlemenin ve her kişinin gelişiminin başlıca koşullarından birini teşkil etmektedir. AİHS'nin 10. maddesinin 2. fıkrası saklı kalmak koşuluyla, ifade özgürlüğü, yalnızca iyi karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olduğu düşünülen değil, aynı zamanda kırıcı, hoş karşılanmayan ya da kaygı uyandıran “bilgiler” ya da “düşünceler” için de geçerlidir. Çoğulculuk, hoşgörü ve açık fikirlilik bunu gerektirir ve bunlar olmaksızın “demokratik bir toplum” olamaz. (Handyside/Birleşik Krallık, 5493/72, 07.12.1976).
Yine AİHM’ne göre hükümete karşı eleştirinin sınırları, bir vatandaşa hatta bir politikacıya göre daha geniştir. Demokratik bir sistemde, Hükümetin eylemleri ve ihmalleri sadece yasama ve yargı makamlarının değil aynı zamanda basın ve kamuoyunun da yakın incelemesine tabi tutulmalıdır.(AİHM Castells/İspanya, Başvuru No: 11798/85, Para. 46)
Bir başka AİHM kararına göre; ifade özgürlüğünün, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için AİHM’nin de ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında sıkça belirttiği gibi yalnızca toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü haber ve düşüncelerin değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir. İfade özgürlüğü, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin temeli olup bu özgürlük olmaksızın demokratik toplumdan bahsedilemez (AİHM Handyside/Birleşik Krallık, Başvuru No: 5493/72, Para. 49).
Demokratik toplumların olmazsa olmazı düşünce ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma özgürlüğünün, gerek uluslararası hukukta gerekse iç hukukta güvence altına alınması göz önüne alındığında FOX logolu yayın kuruluşunda yer alan ve ifade özgürlüğünün sınırlandığı hakaret, aşağılama, tehdit ve küfrün yer almadığı programa yaptırım uygulanmasının hukuki olmadığı, muhalif basının susturulması gibi demokratik toplumlarda kabul edilemez bir karar olduğu görüşünde olduğum için katılmadım.


