İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 15.08.2022 tarih ve 1115 sayılı yazısına konu Radyo Lider İzmir çağrı işaretiyle yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun 15,16.03.2022 tarihlerinde saat 21:00’da yayınladığı “Gönülden Gönüle” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile ses kayıtlarının incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; Radyo Lider İzmir çağrı işaretiyle yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 15,16.03.2022 tarihlerinde saat 21:00’da sunuculuğunu Murat Altunhan’ın yaptığı, “Gönülden Gönüle” isimli programda, sunucu tarafından; “Normal mesaj bölümüne gireceksiniz, LİDER yazıp bir boşluk bırakıp mesajınızı yazıp 3969'a göndereceksiniz. Bu kadar... Bunun haricinde başka bir şey yok. Oradan zaten size onay raporu geliyor. Operatörünüz sizden para kesiyor. Bilginiz olsun.”, "Bugün radyoya aboneliğim bitiyor, son mesajlarım abim. En kısa sürede yenileyeceğim.", "Burak Gözükara abim, ben Ensar seni çok özledim. Seni çok seviyorum. Sana kavuşmak için sabırsızlanıyorum. Abim sana çok dua ediyorum. İnşallah çıkacaksın, gelip babamın yanında çalışacaksın ama orada tavuk yeme, yersen parasını ver.", "Atacan abi, Doğan abi koğuşu boşaltmış bugün, görüşüne gittim. Sen de dilekçe yaz, geç o koğuşa, seni bekliyor.", "Selamün aleyküm ben Menemen T Tipinde Doğan ... Atacan, koğuştan iki üç kişiyi gönderdim, seni buraya bekliyorum. Dilekçe yaz, ben de çıkacağım isteyeceğim seni, olmadı karantinaya çık, orada denk geliriz. (...)” vb. şeklinde ifadelere yer verildiği tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasa'nın 'Haberleşme hürriyeti' kenar başlıklı 22’nci maddesinde yer alan; "Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi ... sebeplerinden biri ... olmadıkça ... haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz", 'Kişi hürriyeti ve güvenliği' kenar başlıklı 19’uncu maddesinde; "Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Şekil ve şartları kanunda gösterilen: mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı cezaların ve güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmesi ... halleri dışında kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz." ve "Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti" kenar başlıklı 26’ncı maddesinde; "Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. ... Bu hürriyetlerin kullanılması ... suçluların cezalandırılması ... amaçlarıyla sınırlanabilir." hükümlerine amirdir.
Hükümlülük ve tutukluluk halleri de mahkemelerce verilmiş hürriyeti kısıtlayıcı ceza ve güvenlik tedbirlerinden olup hükümlülere ve tutuklulara Anayasa'nın verdiği cevaz ile haberleşme hürriyetine de kısıtlama getirilmektedir. Hükümlü ve tutukluların düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetleri de suçluların cezalandırılması amacıyla kısıtlanabilmektedir. Bütün bu kısıtlamaların temelini ise yine Anayasa'nın 13’üncü maddesi "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir." hükmü oluşturmaktadır.
Ayrıca, hükümlünün veya tutuklunun dış dünya ile iletişim kurabilmesi insan hakları gereği olmakla birlikte bu hakkı kullanmaları belirli bazı sınırlamalara tabi olmak durumundadır. Haberleşme hakkı, yazılı ve sözlü haberleşmeyi kapsamakta, mektup, faks, telgraf, telefon, internet ve ziyaretçi kabulü bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hükümlü ve tutukluların düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetleri de kanunla kısıtlanabilmekte ve kitle iletişim araçlarını kullanmalarına sınırlamalar getirilebilmektedir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 66 ncı maddesi birinci fıkrasına göre; "Kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlüler, ... idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar ile görüşme yapabilirler.", 67 nci maddesi birinci fıkrasına göre; "Hükümlü, ceza infaz kurumlarında merkezi yayın sistemi bulunduğu takdirde bu sisteme bağlı olarak radyo ve televizyon yayınlarını izleme hakkına sahiptir.", 68 inci maddesi birinci fıkrasında "hükümlü, bu maddede belirlenen kısıtlamalar dışında, kendisine gönderilen mektup, faks ve telgrafları alma ve ... gönderme hakkına sahiptir." hükümleri ile infaz hükümleri kapsamında bireysel ve kitle iletişim araçlarını kullanım haklarının kapsamı belirlenmiştir. Yine mezkûr kanun ve kanuna dayalı yönetmeliklerde de bu sınırlamalar açıklanmıştır. Bu minvalde, hükümlünün veya tutuklunun telefon ile görüşme hakkını kullanabilmesi "idarenin kontrolündeki ücretli telefonlar" ile mümkün olmakta, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in 74 üncü maddesi birinci fıkrasına göre ise telefon ile görüşmeler eş, dördüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile vasileri biçiminde sınırlandırılmıştır. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre ise; "kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerin, bu maddede belirtilen yakınları ile yaptığı telefon görüşmeleri, idare tarafından dinlenir ve elektronik aletler ile kayda alınır." Hükümlünün aldığı veya gönderdiği mektup, faks ve telgrafların ise Kanun'un 68 inci maddesi ikinci fıkrası gereğince "mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyon, olmayanlarda kurumun en üst amirince denetleneceği" hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, bu hak üçüncü fıkra kapsamında; "Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez." hükmü ile sınırlanmış durumdadır.
Sonuç olarak, hükümlülerin ve tutukluların bireysel iletişim araçlarını kullanabilmeleri idarenin gözetiminde ve dinlemesi altında mevzuatta sayılan sınırlı sayıda kişi ile gerçekleştirilebilmekte, diğer iletişim araçlarında ise denetim yapılmakta ve bazı hallerde ise doğrudan engellenmektedir. Kitle iletişim araçlarında ise doğası gereği bireysel iletişim olmayacağı düşünülerek hükümlülerin kitle iletişim araçlarından faydalanmalarına yönelik televizyon ve radyo imkânı verilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, İhlale konu yayında, program sunucusu tarafından; “Whatsapp abonelerimizin whatsapp üzerinden göndermiş olduğu mesajları, abi, kardeşlerimize ileteceğiz. Whatsapp'ı bitirdikten sonra 3969'a geçiş yapacağız. Normal mesaj bölümüne gireceksiniz, LİDER yazıp bir boşluk bırakıp mesajınızı yazıp 3969'a göndereceksiniz. Bu kadar... Bunun haricinde başka bir şey yok. Oradan zaten size onay raporu geliyor. Operatörünüz sizden para kesiyor. Bilginiz olsun.”, "Başım üstüne, cezaevi istekleri her zaman başım üstünedir." şeklinde ifadelerle, hükümlülerin ve tutukluların ilgili programa mesaj gönderdikleri, birbirleri ile haberleştikleri, üçüncü kişilerin radyo aracılığıyla hükümlü ve tutuklulara mesaj iletebildikleri, kişilere şifreli mesaj gönderilebileceği, bunun istek şarkı çalınmasını istemek suretiyle de gerçekleştirilebileceği, mezkur radyo programında, bir hükümlünün yahut tutuklunun ilettiği mesajın okutulabilmesi yahut program sunucusu ile doğrudan iletişim kurabilmesi Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre mümkün olmamasına rağmen, Whatsapp'ı bitirdikten sonra 3969'a geçiş yapacağız. Normal mesaj bölümüne gireceksiniz, LİDER yazıp bir boşluk bırakıp mesajınızı yazıp 3969'a göndereceksiniz şeklinde çağrı yapılmasının hukukun üstünlüğünü yok sayarak, haksız çıkarlara hizmet eden, sömürüye açık bir durum oluşturulduğu, kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (j) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
-6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri; hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz." ve,
-6112 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri ... haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez." ilkelerinin ihlali nedeniyle,
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “8’inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanun’un diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan ve/veya bu Kanun hükümleri kapsamında Üst Kurul tarafından belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeyen medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden yüzde üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” hükmü uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
Bu itibarla; aynı yayınla, birden fazla yayın ilkesi ihlali olduğundan ve her iki ihlalin de idari para cezası yaptırımını gerektirdiğinden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü gereğince, bahse konu ihlallerden en ağır (tek) cezanın verilmesi öngörüldüğünden,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, kuruluşa %3 oranında idari para cezası uygulanmasına,
Ancak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Şubat 2022 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının bulunmadığı değerlendirilerek, radyo kuruluşları için idari para cezasının 1.000 (bin) Türk Lirasından az olamayacağından, 2022 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranına göre 3.831,00 (üçbinsekizyüzotuzbir) Türk Lirası İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “(…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.


