İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 04.11.2013 tarihli ve 3179 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“Kanal D adlı medya hizmet sağlayıcı tarafından hafta içi her gün saat 10.00'da Nagehan Alçı'nın sunumuyla canlı olarak gerçekleştirilen 'Bırakın Konuşalım' adlı bir program yayınlanmaktadır. 22.10.2013 tarihinde yayınlanan programın 11.12-12.20 saat diliminin, anne-baba ve çocuk arasındaki ilişki, anne babalar çocuklarının özgürlüklerine ne kadar karışmalı, onları ne kadar kısıtlamalı konusuna ayrılmış olduğu ve bu noktadan hareket edilerek Hülya Avşar'ın 15 yaşındaki kızı Zehra hakkında basına yapmış olduğu açıklamalar ekseninde konunun uzman konuklar, ilahiyatçı yazar Dr.Arif Aslan, Psikiyatrist doktor Sabri Yurdakul, Uzman Pedagog Belgin Temur Yağlıtaş ile birlikte değerlendirildiği izlenmiştir.
Programın bu bölümü saat 11.12'de Nagehan Alçı:'nın "…, Hülya Avşar’ın bir açıklaması var, çok önemli bir konumuz var sırada, anne babalar çocuklarının özgürlüklerine ne kadar karışmalı, onları ne kadar kısıtlamalı? 15 yaşındaki kızının yetiştirilmesi ile ilgili Hülya Avşar bir çıkış yaptı, arkadaşlar önce onu bir hatırlatsınlar, o videoya bir gidelim, ondan sonra çok önemli konuklarımız olacak stüdyoda, anne baba ve çocuk ilişkisini, çocuk nasıl yetiştirilmeli bu konuyu tartışacağız.” sözleriyle başlamış ve aşağıda deşifresi verilen vtr'nin yayınıyla devam etmiştir.
"Alt Ses: Hülya Avşar’ın henüz 15 yaşındaki kızı Zehra hakkında yaptığı açıklamalar ortalığı karıştırdı. Hülya Avşar kızı için böyle konuştu.
-Hepimiz çocuk olduk, sigara içtik, içki içtik, dans ettik, öpüştük. Bu çocuklar bunları yaşayacak ama sen görmeyeceksin. Karışmayacaklar benim kızıma! Benim hiçbir yasağım yok bunu herkes bilsin.
Alt Ses: Hülya Avşar’ın bu açıklamasına kızının babası Kaya Çilingiroğlu’ndan anında cevap geldi -Amerika’da olsa velayet elinden alınır.”
Alt Ses: Kaya Çilingiroğlu Hülya Avşar’a karşı. Hülya Avşar özel hayatıyla sık sık gündeme gelen 15 yaşındaki kızı Zehra hakkında yapılan haberlere ateş püskürdü.
-Benim kızımı sokakta görebilirler, içki içmiş veya belki elinde sigara ile görüntülenmiş olabilir, Ben bunlara izin veriyorum kardeşim, hangimiz o yaşlarda gizli gizli sigara içmedik, alkol almadık ki? Hatta benim kontrolümde arada bir içsin istiyorum ki; içince neler oluyor görsün. İyi bir şey mi kötü bir şey mi anlasın istiyorum.
Alt Ses: Hülya Avşar’ın bu şaşırtan açıklamalarına kızının babası Kaya Çilingiroğlu’ndan anında karşılık geldi.
-Baba olarak kızımın bunları yaşamasını asla istemem. 15 yaşındaki çocuğun içki sigara içip öpüşmesi örf ve adetlerimize aykırı.
Alt Ses: Hülya Avşar çarpıcı açıklamalarına devam ediyor
-Buradan ilan ediyorum; karışmayacaklar benim kızıma! Benim hiçbir yasağım yok, bunu herkes bilsin.
Alt Ses: Show dünyası birbirinin tam zıddı olan bu açıklamalarını konuşuyor. Nagehan Alçı anne baba çocuk ilişkisini uzmanlarıyla birlikte ‘Bırakın Konuşalım’da masaya yatırıyor."
11.12.27-11.12.44 arası ekrana getirilen bu vtr'nin yayını süresince Hülya Avşar'ın kızı Zehra'nın tam ekran fotoğraflarının ve anne-baba-arkadaş gruplarıyla çekilmiş fotoğraflarının ekrana getirildiği izlenmiştir. Uzman konuklarla değerlendirilen konu programa canlı telefon bağlantılarıyla katılan ve çocuklarıyla; hiperaktivite, yalan söylemek, içki, sigara içmek, istemedikleri arkadaşlıklar kurmak gibi çeşitli sebepler nedeniyle sorunlar yaşayan ebeveynlerin “ne yapılabilir” noktasında sıkıntılarını dile getirdikleri ve stüdyodaki uzman konuklara yöneltilen sorulara cevap aradıkları görülmüştür.
12.02.00-12.04.37 saatleri arasında "Hülya Avşar’ın Sözleri Sokakta Nasıl Yankı Buldu?" sorusuna sokağa çıkılarak cevap arandığı sokak röportajlarının ekrana getirildiği görülmüştür. Bu röportajlardaki ifadeler aşağıdaki şekilde ekrana yansımıştır:
(Raporun bu bölümünde söz konusu röportajdaki ifadelerin deşifresine yer verilmiştir.)
"Nagehan Alçı: …Hülya Hanım sizin sözlerinizi konuşuyoruz, iyi ki yayına bağlandınız, Hülya Hanım öyle bir çıkış yaptınız ki biz işin içinden çıkamıyoruz.
(Raporun bu bölümünde Nagehan Alçı ile Hülya Avşar’ın telefon konuşmasının deşifresine yer verilmiştir.)
Hülya Avşar telefonu kapatıp yayından çıktıktan sonra, program sunucusunun öfkelendiği ve aşağıdaki ifadeleri kullandığıizlenmiştir:
"Nagehan Alçı: ..şimdi ben çok bir şey anlamadım Hülya Hanım’ın söylediklerinden, yani biz değil yaptığı açıklama üzerine anne- baba-çocuk ilişkisini konuşuyoruz, doğru dürüst yarısı anlaşılmadı, burada kimse de bizi azarlama hakkına sahip değil efendim, Başbakanından, paşasından, Avrupa'nın liderinden, isterse A.B.D başkanı olsun hiç kimse bizi burada azarlama hakkına sahip değil biz burada son derece önemli bir konuya parmak bastık v e basmaya devam edeceğiz o zaman Hülya Hanım kendi sözlerine devam etsin. ...Efendim biz hepimiz buradan, bırakın Hülya Avşar’ı Obama’da gelse bu programda siz ne diyor dese biz Obama’yı da tanımayız, Hülya Avşar’ı hiç tanımayız efendim o zaman kendi düşünecek ne söylediğini. Ağzından çıkanı kulağı duyacak, ben Kaya Çilingiroğlu’nun sözlerine sonuna kadar katılıyorum. Sizlerden de Hülya Avşar’ın bu hakikaten yanlış sözleri için bu yanlış kelimesini bu kadar katı kullanmayı hiç sevmem ama yanlış sözleri için çok özür diliyorum, programımıza katıldığınız için de çok teşekkür ediyorum."(12.24.20)
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
KANAL D logolu yayın kuruluşunun söz konusu yayını ile 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendini ihlal ettiğikanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
'Çocuk ebeveyn ilişkisi sağlıklı olarak nasıl oluşturulur, nasıl yürütülür' sorusunun cevaplarının arandığı söz konusu programda ele alınan konu, aile bireyleri ve ebeveynlere ışık tutması açısından büyük önem arz etmektedir.Yayın boyunca konu çeşitli yönleriyle uzmanlar tarafından ele alınmış, kendisi de bir anne olan sunucunun sorduğu sorularla birlikte aydınlatıcı bilgiler izleyicilere aktarılmıştır. Ancak yaptığı işler kadar özel hayatındaki davranışlarıyla da kamuoyunda ilgi odağı olmayı başaran Hülya Avşar'ın nerede, ne zaman ve ne amaçla yaptığı belirtilmeyen bir açıklaması içinde geçen birkaç sansasyonel cümleden yola çıkılarak konunun bu bağlamdaele alınmasının yayına bir katkıda bulunmadığı, sosyal içerikli bu program türünün ciddiyetiyle bağdaşmadığı ve yapımın reyting kaygısı içinde olduğu izlenimi verdiği düşünülmüştür.
Nitekim ekrana getirilen ve Hülya Avşar'ın 15 yaşındaki kızı Zehra hakkında yapmış olduğu açıklama üzerinden yola çıkılarak, hazırlanan vtr'nin yayını süresince Zehra'nın fotoğraflarının kullanılması ve ekrana getirilen sokak röportajlarında yine sadece bu birkaç cümleye vurgu yapılarak vatandaşların görüşlerinin alınması, konunun uzmanlarla değerlendirilmesi esnasında Hülya Avşar'ın ve kızı Zehra'nın fotoğraflarının ekrana getirilmesi, programda ele alınan konunun zaman zaman Hülya Avşar ve kızı özeline çekilerek, bu durumun odağında kalan 15 yaşındaki bir çocuğun zarar göreceği hususunun tamamen göz ardı edildiği dikkati çekmiştir. Yayıncı sorumluluğunun gerektirdiği hususlara özen gösterilmediği izlenimi edinilen yayında ergenlik çağındaki bir çocuğun kendi çevresinde zor durumda kalabileceği ve kişilik haklarının bu manada ihlal edildiği düşünülmüştür. Söz konusu yayının bir sanatçı olan Hülya Avşar'ın sanat faaliyetleriyle ilgili olmadığı, tamamen aile ilişkilerini konu aldığı, dolayısıyla bunun korunması gereken özel hayatın sınırları içerisinde kaldığı değerlendirilmekle mezkûr yayında, 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ilkesinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Söz konusu kuruluşa 16.06.2011 tarihli yayını nedeniyle evvelce Üst Kurulun 06.07.2011 tarih ve 2011/42 sayılı toplantısında alınan 18 nolu kararıyla 6112 Sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi uyarınca uyarı yaptırımı uygulandığı Üst Kurul kayıtlarından anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin tekraren ihlali nedeniyle; Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre “İdari Para Cezası” yaptırımının uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere, KANAL D logosuyla yayın yapan “DTV HABER VE GÖRSEL YAYINCILIK A.Ş.” unvanlı kuruluş hakkında;
6112 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan; “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” ilkesini tekraren ihlali nedeniyle, 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca;
1- İhlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Eylül 2013 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının beyanının 33.273.620,15 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde bir oranı 332.736,00 TL (üçyüzotuzikibinyediyüzotuzaltı TürkLirası) İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
2- İdari para cezasının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde Üst Kurulun T.C. Ziraat Bankası Bilkent Şubesi, Ankara TR 84000 100 1762 00 999999-5001 no’lu hesabına “6112 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre ödenen para cezasıdır” şerhiyle ödenmesi gerektiği veya 6112 sayılı kanunun 32 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca en geç onbeş gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava açılabileceğinin,kanun yoluna başvurmadan önce peşin ödeme yapılması halinde, 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca cezanın dörtte üçünün tahsil edileceğinin ve taksitlendirme talebinde bulunabileceğinin, peşin ödemenin kanun yoluna müracaat hakkını engellemeyeceğinin, belirtilen süre içerisinde ödenmeyen ve kesinleşen idari para cezasının 21/7/1953 tarihli ve 6183 Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilmek üzere Maliye Bakanlığınca belirlenecek tahsil dairesine gönderileceğinin bildirilmesine,
Üst Kurul Başkanı Davut DURSUN ve Üst Kurul Üyesi Nurullah ÖZTÜRK’ün karşı oyları, oy çokluğu ile karar verildi.