İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 29.03.2021 tarih ve 686 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda "HALK TV" logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 16,23.02.2021 ve 02.03.2021 tarihlerinde saat 20:00’de yayınlanan ve sunuculuğunu Özlem Gürses’in yaptığı “Özlem Gürses İle Kayda Geçsin” isimli programda;
16.02.2021 tarihinde; ekranda yer alan "Ağırel'den 'Parsel Parsel Ankara'/ Melih Gökçek'in bilinmeyen ilişkileri neler?" bant yazısı bağlamında gerçekleşen yayında Murat Ağırel kitabında kaleme aldığı Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemi kapsayan iddialarını programda dile getirmiş, iddialar sunucu ve konuklarla beraber tartışılmıştır. Bahsi geçen yayında Ağırel, Melih Gökçek'in siyasi hayatının nasıl başladığına ve ne şekilde devam ettiğine yönelik çeşitli iddialarda bulunmuştur. Ardından Melih Gökçek'in kurduğu vakıflardan, vakıflarda müteahhitlerin de bulunduğu iş adamlarıyla çeşitli işler yürüttüğünden bahsedilmiştir. İçişleri Bakanlığı'nın oluşturduğu bir soruşturmada firmaların ihaleden men edildiği ve devreye Muradiye Vakfı'nın girdiğini, bu vakfın yöneticilerinin ve iş adamlarının şirketleriyle bir ağ kurulduğunu, aldıkları ihaleleri hiçbir kâr yapmadan direkt vakıflara aktarıldığını iddia etmiştir. Programda ekrana Murat Ağırel'in "Melih Gökçek'in çevresinde oluşturduğu ağın tamamı" olarak belirttiği bir şema getirilmektedir. Söz konusu şemada; merkezde Melih Gökçek olmak üzere oklarla birbiriyle bağlantılanmış kurum, kuruluş, vakıf gibi yerlerin ve kişilerin isimleri yer almaktadır. Ağırel ardından Gökçek’in spor kulüpleriyle olan bağlantısı üzerinden konuşmaya başlamış, “Bir spor kulübünün kasasından, Osmanlıspor'un kasasından 500.000 Dolar nakit çekip Adana'ya niye gönderirsin?" "Melih Gökçek'in buradaki rolü ne acaba?" gibi iddialar ortaya atmıştır.
23.02.2021 tarihli yayınında; Murat Ağırel'in kitabı "Parsel Parsel" üzerine konuşulmaya kaldığı yerden devam edilmiş, Murat Ağırel ağırlıklı olarak FETÖ bağlantısı olan, FETÖ firarisi olan ekibin tepesinde durduğu, çeşitli ihalelerle FETÖ'nün kasasının zenginleştiğini ve bununla ilgili usulsüzlüklerin üstünün örtüldüğünü iddia etmiştir. Programın devamında Özlem Gürses, Murat Ağırel'in oluşturduğu şema üzerinden BELPLAS, PORTAŞ, Belka A.Ş., Seğmenler Su, Halk Ekmek, ASKİ gibi kuruluşların birinci sac ayağı olduğunu, ikinci sac ayağının da Beyaz TV ve Ses TV gibi medya yapıları olduğunu, üçüncüsünün ise futbol kulüpleri olduğunu söylemiştir. Murat Ağırel de bunun üzerine Gökçek ailesinin siyasetle ticareti aynı şekilde yönettiğini iddia etmiştir. Murat Ağırel, oluşturduğu bir başka şema üzerine konuşurken Beyaz TV kurucularının ve çalışanlarının, Ankara'da yer alan diğer kuruluşlarda da yer aldığını, FETÖ'nün basından sorumlu kişisi Alaaddin Kaya'nın mülk sahibi olduğu yerin Beyaz TV'nin adresi olduğunu söylemiş ve neden hâlâ orada devam ettiklerini sormuştur. Ağırel, kendisine Melih Gökçek ile ilgili iddiaları neticesinde Gökçek’lerle ilgili “FETÖ'cü olduğuma yönelik iddialar ortaya atacak, itibarsızlaştırmaya çalışacak, iddiaları kadük hale getirmek için FETÖ'cü iftirası yapacak çünkü kendi geçmişini unutturacak insanlara, yediği naneleri insanlara göstermeyecek” diyerek kendisine kumpas kuracaklarını iddia etmiştir.
Programda ayrıca Osman Gökçek'in Murat Ağırel'le ilgili iddialarının üzerine Murat Ağırel'in kendi adına açıklamalar yaptığı görülmüştür. Daha sonra kendisine destek tweeti atan insanların gönderilerine bazı hesapların Murat Ağırel'i suçlayan yorumlar attıklarını ve bu hesapların profillerinin sahte olduklarını ve bunun ise bir algı oluşturmak amacıyla yapılandırıldığını iddia ettiği görülmüştür.
02.03.2021 tarihli yayında ise Osman Gökçek ve Melih Gökçek'in katıldıkları TV programlarında Ağırel'in ortaya attığı iddiaları yalanladıkları ifadelerinin gerçeği yansıtmadığı konuşulmuştur. Programa emekli astsubay Erdem Kılıç katılmış ve sonra "Gökçekler'in FETÖ Bağlantısı Var Mı?" başlığı ele alınmıştır. Murat Ağırel; FETÖ için Erdem Kılıç'ın ofisine baskın yapıldığında ofiste Osman Gökçek'in kimlik fotokopisi ve vesikalık fotoğrafının çıktığını, Savcı Hikmet Usta'yla mahkeme başkanı Celal Kara'nın davaya bu durumu dahil etmediğini ve bu kişilerin de FETÖ firarisi olduğunu söylemiştir. Murat Ağırel; “Beyaz TV’nin mal sahibi FETÖ’cü Alaaddin Kaya’dır neden el konulmadı?” “Gökçek’in çocukları bir gazeteciyi dövdüğü zaman yanlarında bulunan Murat Genç isimli kişiye, kasasında 15 milyon TL sermayesi varken 12,5 milyon dolara özelleştirip, özelleştirmeden 7 ay sonra da 200 küsur milyon TL'lik ihale verip yıllarca da milyarlarca ihale verilmesi nedir?”, “Murat Genç’in uçağıyla kaç defa seyahat etmiştir?”, “Osman Gökçek Samanyolu Koleji’ndeki 5.kattaki toplantılara katılmış mıdır ve Enes Kanter’le abilik bağı nedir?” gibi birçok soru sorup bunların cevabını merak ettiğini belirtmiştir. Devamında yine bir şema ekrana getirilmiş ve Murat Ağırel; BELKO, Erkan A.Ş., Minerkom A.Ş. gibi kuruluşların isimleri üzerinden kömür hakkındaki iddiaları yer almıştır.
Söz konusu yayın nedeniyle, 6112 sayılı Yasanın 8. Maddesinin birinci paragrafı (ı) bendinde yer alan "Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz;..." hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle idari yaptırım uygulanmasına “oy çokluğuyla” karar verildi.
Söz konusu yayın, Murat Ağırel’in yazdığı kitapta dile getirdiği konular üzerinde yapılan tartışmalardan ibaret olup program sunucusu ve katılımcıların herhangi bir küfür, hakaret ve aşağılamada bulunmadığı görülmektedir. Öte yandan söz konusu kitap halen raflarda yer almakta ve satışı serbestçe yapılmaktadır.
Kitapta dile getirilen konuların doğruluğunun, Üst Kurulun buna benzer konularda verdiği kararlarda da görüleceği üzere Üst Kurul tarafından tespitinin yapılmasına olanak yoktur. Söz konusu kitapta yer alan iddialar konusu mahkemelerin görev alanına girmekte olup, iddiaların muhataplarının ancak “Cevap ve Düzeltme” haklarını kullanabileceği açıkken yayıncı kuruluşa yaptırım uygulanması kararının hukuki olmadığı, muhalif basının susturulması gibi demokratik toplumlarda kabul edilemez bir amaca yönelik karar olduğu görüşünde olduğum için katılmadım.