İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 12.08.2020 tarih ve 1523 sayılı yazısına konu TLC logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 24.07.2020 tarihinde saat 23:52’de yayınlanan “Sıra Dışı Hamilelikler” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere, TLC logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 24.07.2020 tarihinde saat 23:52’de yayınlanan olağanüstü şartlarda hamileliklerini sürdüren, anne adaylarının hamilelik süreçlerinin ve yaşadıkları zorlukların doğuma kadar takip edildiği, üçüzlere hamile olan lezbiyen bir çift, görme engelli bir çift ile annenin fiziksel engelli olduğu bir çiftin yaşadığı hamilelik sürecinin işlendiği "Sıra Dışı Hamilelikler" adlı programda, “(…) Bu sefer iki anne üç bebek ne zorlu bir süreç....- 33 yaşındaki Deborah üçüzlere hamile. Bugün Christian'la ultrason randevularına gidiyorlar.- Bebeklerimize kavuşup onlara sarılmayı iple çekiyorum.- Daha zamanımız var.- Biliyorum çok heyecanlı olmasam da heyecanlıyım. - Deborah hamileliğinin 25. haftasında ama hem Christian hem de kendisi bebeklerinin sağlığından endişeliler.- Tekme atıyorlar mı?- Son iki gündür çok hareketli sayılmazlar.- Deborah hamile olduğunu öğrendiği andan itibaren iştahı ile ilgili sorunlar yaşıyor. - Annene örnek ol ona kardeşlerimi besle de. - Kardeşlerimi besle.- Zaten besliyorum.- Deborah üç sene önce ilk oğlu Damien'e doğum yaptıktan sonra tam 158 kiloydu...- Normalde üçüz doğumları 34. haftada gerçekleşir. Ama Deborah ve Christian bunun erken olduğunu düşünüyor.- Deborah bebeklerinin sağlığı için endişeleniyor. - Kızınız tam olarak bir kilogram... Diğerlerine göre kilolu. Oğlunuz 0.8 gram. Harika tam olması gerektiği gibi...- Artık rahatladın mı?- Evet ama şu an doğum yaparsan hiç iyi olmaz.- Haklısın, kesinlikle katılıyorum.- Yani sen 35. haftada doğum yapana kadar rahatlayamayacağım.- Deborah ne kadar geç doğurursa Christian'ın bir o kadar zamanı olur. 11 haftadır aldığı vitaminler ve salgıladığı hormonlar sayesinde kendini ancak hamile gibi hissedebilir. Vitaminler bittikten sonra bebekleri o da emzirebilmeyi umuyor.- Üçüzleri ben de emzirmek istiyorum. Bu onlar açısından sağlıklı olacaktır. İki kişi tarafından daha çok beslenebilirler. Deb ilk oğlumuzu emzirirken sorunlar yaşamıştı bu yüzden ben de ona yardım etmek istedim.- Aslında Christian hanım hanımcık bir kadın sayılmaz. Emzirmek onun için çok yeni ve farklı bir deneyim olacak.- Christian'ın aldığı hormon vitaminleri bu hafta bitiyor. Christian her iki saatte bir süt sağmak istiyor. Ama Deborah onun henüz hazır olmadığından endişeleniyor.- Bundan sonra yaptığımız her şey ve çocukların bakımı, sadece bunun bazı şeyleri engelleyeceğini bilmeni istiyorum. Yani şey gibi. - Evet, ne yapalım.- Bununla ilgili bir problemin yok değil mi?- Örtü getireyim mi?- Sadece ruhsal açıdan hazır olduğundan emin olmak istiyorum hepsi bu.- Başladığımda haber veririm.- Bana kalırsa emzirme konusunda (Christian) sana yardımcı olması çok güzel. Böylelikle Christian'ın sütünden aldığın fazladan yağı bebeklere aktarabilirsiniz. En kötü ihtimalle böyle yapacağız.- Christian'ın bebeklerimizi tek başına emzireceği olanağını pek düşünmek istemiyorum. Bence bir yere kadar ben de bebeklerimizi emziririm. Ama gerçekçi olmak gerekirse yüzde doksan onunla yüzde on benimle ilgili bir süreç olacak bu.- Benim önerim hanginizin sütü daha çabuk gelirse hemen emzirmeye başlayın. O gün kim evdeyse emzirme görevini o kişi üstlensin. - İkinizin de sürekli olarak bebeklerinize bakacağını düşünürsek en azından işe geri dönene kadar bu süreç içerisinde elinizden geldiğince bebeklerinizi emzirmeye, doyurmaya çalışın.- (Christian kendi sütünü sağarken ona bakarak) Bebeklerimiz için her şeyi yapar. Yapacak bir şey yok.…” şeklinde ifade ile ekranda Christian’ın süt sağdığı görüntülerin ekrana getirildiği, program sonlanırken programa konu diğer iki hamilelikte karı-koca çiftlerin ismi ifade edilirken üçüzlerin ebeveynleri olarak Beborah ve Christian isimlerinin ifade edildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere aile; çocuk, genç, yetişkin, yaşlı, erkek veya kadın herkes için en doğal ve temel sığınaktır. Fertler, toplumsal hayata ilk olarak ailede hazırlanırlar, dinini, inancını, ahlak, edep, saygı, sevgiyi önce ailede öğrenirler. Aile kurumunun toplumun en doğal ve temel birimi olup toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahip olduğu hususu, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 16. maddesi başta olmak üzere, evrensel düzeyde kabul gören birçok insan hakları metninde yer almaktadır. Anayasamızın 41. maddesine göre de "Aile, Türk toplumunun temelidir." Sadece mevzuat bağlamında değil değerler hiyerarşimizde de ailenin korunması ve aile bağlarına ihtimam gösterilmesi en üst sıralarda yer almaktadır.
Toplumun önemli bir parçası olarak aile, üstlendiği rol gereği ve yerine getirdiği işlevleriyle geçmişten günümüze hemen her toplumun karakteristiğini yansıtmaktadır. Milletin ayırıcı vasıflarını, değer yargılarını, inanç ve düşünce kalıplarını bünyesinde barındıran, bu değer ve düşünce kalıplarının aktarılmasını ve kuşaklar arası bağın sürdürülmesini sağlayan aile, kendinde içkin olan bir değere sahiptir.
Hız, erişim kolaylığı ve kitleleri etkileme gücü nedeniyle medya, modern dünyanın en önemli araçlarından birisidir. Ancak hem ülkemizde hem de dünyada ailenin korunması ve güçlendirilmesi konusunda medyanın yoğun olarak olumsuz algı ve değerler yaydığı görülmektedir. Bu nedenle medyada aileyi kötüleyen, değersizleştiren, sapkın ilişkileri reklam eden, çocukları kimlik bunalımlarına sokan, aile bireylerinin kişilik haklarını ihlal eden; genel ahlaka, milli ve manevi değerlere uymayan yayınlara ilişkin proaktif tedbirlerin geliştirilmesi gerekmektedir.
Toplumların devamını sağlayan ortak ahlaki, kültürel değerleri vardır. Bir toplumda yaşamanın gerektirdiği ortak değerlere sahip çıkmak, sağlıklı nesillerin yetişmesi, toplumun devamı için elzem gözükmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, ihlale konu programda; iki kadının ebeveyn olarak sunulduğu ve çocuk sahibi olduğu bu ve benzeri ilişkilerin aile kavramını zayıflattığı ve aileye dair bakış açısını olumsuz yönde değiştirecek veya dönüştürecek nitelikte yayın içerikleri incelendiğinde aile kurumunun itibarsızlaştırıldığı ve toplumun yozlaştırıldığı, yetişkin bireylerin özel hayatlarındaki farklı cinsel yönelim ve tercihleri kişiyi ilgilendirmekte ve özel alan kabul edilmekle birlikte bu durumun ekranlar aracılığı ile toplum nezdinde yaygınlaştırılması, meşrulaştırılması ve normalleştirilmesinin kamusal sorumluluk anlayışından uzak olduğu, bu ve buna benzer yayınlar aracılığıyla aile kavramını güçlendirmekten ziyade onun içerdiği değer ve normları zayıflattığı değerlendirilmektedir. Söz konusu programda ilişki modeli olarak gösterilen eş cinsel ilişkinin değerlerimize aykırılık içerdiği, televizyon ekranlarında eş cinsel ilişkilerin görülme sıklığı arttıkça; toplumun bu ilişkileri normalleştirmesine, duyarsızlaşmasına ve dolayısıyla toplumsal değerlerinin yozlaşmasına neden olacağı kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle söz konusu yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Anılan yayın kuruluşu hakkında;
6112 sayılı Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlali nedeniyle; Kanun’un 32’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca, ihlalin ağırlığı, ihlalin mahiyeti, anılan madde ile korunmak istenen kamusal menfaat göz önünde bulundurularak, %2 oranında idari para cezası uygulanmasına karar verilmesi takdir edilmiştir.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; “Toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.” ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Haziran 2020 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 2.109.798,39. Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde iki oranı (%2) 42.196,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir...” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Üst Kurul Üyesi Okan KONURALP ve İlhan TAŞÇI’nın karşı oyları ve oyçokluğu ile karar verildi.
Toplantıya Ait Şerhler
Üst Kurulun 19.08.2020 tarih, 2020/34 sayılı toplantısında alınan 11 no.lu karara karşı oy yazısı.
İlhan TAŞCI Şerhidir.