İnceleme ve Değerlendirme : İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nın 04.12.2013 tarihli ve 3592 sayılı yazısı ve eklerinin incelenmesi sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin Uzman Raporunda;
“VİVA TV logosu ile gün boyunca müzik yayını yapmakta olan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 25.11.2013 tarihinde saat 19.54.23-19.58.53 dakikaları arasında Demir Demirkan adlı sanatçının "Aşktan Öte" isimli klibi ekranlara getirilmiştir. Söz konusu klibe ilişkin elde edilen bulgular ve oluşturulan argümantasyon aşağıda sunulmuştur.
Demir Demirkan adlı sanatçının "Aşktan Öte" adlı klibi, iç çamaşırlı bir kadının loş ışıkta yaptığı erotik dans gösterisiyle başlamaktadır. İlerleyen sahnelerde ise iç çamaşırlı iki kadının, gerek birbirleriyle ayakta yaptıkları dansları, gerekse birlikte yarı çıplak yatarken verdikleri pozları kadraja alan ve iki kadının seviştiği izlenimi uyandıran görüntüler ekrana getirilmiştir. Diğer sahnelerde söz konusu iki kadının ayrıca Demir Demirkan'ın üzerine yattığı da görülmektedir.Aşktan Öte adlı pop müzik parçasının görsel sunumunu ve olayın teatral olarak aktarılmasını sağlayan kısmında yer alan öğelerle birlikte müzik parçasının asli unsuru olan sözlerine bakıldığında ise;
"Düşelim cennetten yeryüzü oyununa,
Kanalım sarhoşken şu aşkın yalanına,
Gireceksek girelim gel kız günaha,
Öleceksek ölelim şimdi şuracıkta.
Yağmura, buluta, yıldıza, aya,
Kara toprağa, düşen yaprağa,
Sor... Var mı aşktan öte?
Nemli saçlarına, nefes nefesine,
Şu çırılçıplak kıvrılan beline,
Sor... Var mı aşktan öte?
Varsa sen söyle..."
şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür. Müzik parçasının sözleri irdelendiğinde ise aşk temasının bir tür cinsellik formuna sokularak işlendiği,"Gireceksek girelim gel kız günaha... Şu çırılçıplak kıvrılan beline"gibi ifadeler ile söz konusu durumun pekiştirildiği tespit edilmiştir. Söz, müzik ve bunların oluşturduğu kompozisyonun görsel sahne tasarımları ile sunulması, yapılan sunumun çıplaklık, kadın bedeni üzerinden çekici hale getirilmesi ve çarpık ilişki modelinin bu unsurlarla maskelenerek verilmesi elde edilen bulguların genel bir karmasını oluşturmaktadır.
Bahsi geçen klipte toplum tarafından kabul görmeyen ve çarpık olarak nitelenen ilişki biçimlerini ve erotik çıplaklık içeren görüntülerin, çocukların ve gençlerin ekran karşında olabileceği gündüz kuşağında ve farklı saatlerde tekrar tekrar ekrana getirildiği görülmüştür. Gün içinde çeşitli zamanlarda tekrarlanan bu abartılmış ve pornografi sınırlarına dayanmış cinsellik sunumlarının, şarkı görüntüden bağımsız dinlendiğinde dahi klip görüntülerinin beyinde tekrar canlanmasıyla devamlılık sağlandığını ve kanıksatıcı bir hal aldığını ifade etmek mümkündür. Araştırmalara göre, çocuklukta pornografik gösterimlere maruz kalma çocukların seksüel davranışlarının zarar görmesine, psikolojik travma yaşamalarına, erken yaşlarda seksüel uyarılmalarına ve bu bağlamda cinsel tutkunluğa nedenolabilmekte ve ileri yaşlarda da cinsel sapkınlıklara yol açabilmektedir. Öte yandan, söz konusu klipte kadın yalnızca çıplak bedeniyle ve bir seks objesi olarak sunulmakta olup, kadın cinsel anlamda alınıp satılabilir bir tür metaya indirgenmektedir. Aşktan bahsedilirken kadının kalbi, ruhu, insanlığı, birey olarak varlığı hiçbir şekilde sahnelenmemiş, erkeklerin cinsel ihtiyaçlarını karşılayan bir tür kaba tatmin nesneleri olarak tasvir edilmiştir. Son derece kutsal olarak kabul gören aşk kavramı iki kadının sevişme görüntüleri üzerinden pazarlanabilir ve erkeğin cinsel tatmini için bir araç olarak kurgulanabilir bir niteleme ve alt mesajla ekrana getirilmiştir. Cinsellik, bireyin fiziksel, ruhsal ve akıl olarak bir tür olgunluk seviyesine erişmesiyle anlamlı hale gelebilen ve kimi karmaşık evrelerden geçerek kavranabilen bir durumdur. Bu gelişimi göstermemiş ve söz konusu evreleri geçirmemiş çocuk bir bireyin, kavrayamayacağı düzeyde cinsellik çağrıştıran, kabul görmeyen ilişki formlarını bir kurgu içinde tasvir eden anlatılarla medya üzerinden karşılaşması, bu konudaki sağlıklı gelişimi tamir edilemez ve geri döndürülemez bir biçimde etkileyebilir. Bireyde meydana gelecek bu sağlıksız gelişim ise toplumu etkiliyebilecektir. Bu nedenle başta uluslararası mevzuatta ve ulusal mevzuatımızda çocukların televizyon izledikleri saatlerde gösterilen, cinselliğin ve çarpık ilişkilerin açık biçimde sergilendiği, özendiriciliği yüksek ve eyleme geçmeyi cesaretlendiren filmler korumalı saatler içinde yasaklanmıştır. Özetle, cinsellik-çıplaklık olgusunun bahsi geçen yaş grubundaki çocuk ve gençlere pornografiye varır nitelikteki öğeler ve çekici bir ikonografik sunum şeklinde aktarılması çocuk ve gençler tarafından cinselliğin yanlış biçimde algılanmasına ve anlaşılmasına, cinsellik yaşının aşağıya düşmesine, bu durum ise cinselliğin mahremiyet olgusu içinde ve bir çerçeve dahilinde sağlıklı biçimde yaşanmasına engel teşkil etmekte, son derece kaba ve pazarlanan bir meta haline dönüşerek aile olgusunu ve yapısını zedeleyecek boyutlara ulaşmasına neden olabilmektedir. Bu gerekçelerle çağdaş tüm ülkelerde yaşından önce çocuk bireylerin bahsi geçen mesajlara maruz kalmamaları için medya hizmet sağlayıcıların önlem almaları zorunlu kılınmıştır.
Gerek konuya ilişkin bilimsel literatürdeki bulgular, gerekse binlerce ruh sağlığı çalışanını temsil eden meslek örgütlerinin görüşleri televizyonda yer verilen ölçüsüz müstehcenlik ve mahremiyet ihlallerinin, başta topluma uyumlu bir kişilik geliştirme sürecindeki çocuk ve gençlerin olmak üzere tüm toplumun ruh sağlığını son derece olumsuz bir biçimde etkilediğini açıkça göstermektedir. Bireylerin sağlıklı bir kişilik yapısına sahip olmaları ve ruh sağlıklarının yerinde olması toplumsal rol modellerinin uyumsal davranış örnekleri sunmasına bağlıdır. Görsel medya bu toplumsal koşulların oluşturulmasında ise oldukça önemli bir role sahiptir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu da görsdel işitsel medya sahasını denetleyen ve düzenleyen bir kurum olarak özellikle çocukların zararlı içerikten korunması noktasında sorumluluk yüklenmiştir. Bu çerçevede31.10.2011 tarihinde farklı bir medya hizmet sağlayıcı kuruluşta yayınlanan yukarıda adı geçen müzik klibinin,6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." ilkesine aykırı olduğu yönünde27.12.2011 tarihli 2011/70 sayılı toplantının 18'nolu kararı ile Üst Kurulca oy birliği ile müeyyide uygulanmasına karar verilmiştir.”
Şeklindeki değerlendirmelere yer verilmiş olduğu,
“Yukarıda ortaya konulan argümanlar ve mevzuat çerçevesinde VİVA TV logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun bu yayınının 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un;
a) 8'inci maddesinin birinci fıkrası (f) bendinde belirtilen "Yayın hizmetleri; ... genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ve,
b) 8'inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde,çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz." hükümlerini ihlal ettiği kanaatinin Daire Başkanlığınca belirtildiği,
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, Üst Kurul’un 17.12.2013 tarihli toplantısında yapılan görüşmeler sonucunda;6112 sayılı Kanun'un 8 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmünün ihlali yönünden değerlendirilmesinde karar yeter sayısı sağlanamadığı konunun bir sonraki gündeme taşındığı, anlaşılmaktadır.
Konu hakkında karar alınmasını teminen yazının Üst Kurula havale edildiği, anlaşılmaktadır.
Gerekçe :Konunun; İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı’nınyazısı, eki belgeler ve ilgili mevzuat kapsamında Üst Kurulumuzca değerlendirilmesi neticesinde;
Her ne kadar Daire Başkanlığınca 6112 Sayılı Kanunun 8 nci maddesinin ikinci fıkrasının yanı sıra 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin de ihlal edildiği kanaati belirtilmişse de, söz konusu yayına ait deşifre kayıtlarının tetkikinde ve ilgili video görüntülerinin izlenmesi neticesinde Demir Demirkan adlı sanatçının Aştan Öte isimli müzik klibi görüntülerinde, toplum tarafından kabul görmeyen ve çarpık olarak nitelenen ilişki biçimlerini ve erotik çıplaklık içeren görüntülerin, çocukların ve gençlerin ekran karşında olabileceği gündüz kuşağında ve farklı saatlerde tekrar tekrar ekrana getirildiği görülmüştür.Gerek konuya ilişkin bilimsel literatürdeki bulgular, gerekse binlerce ruh sağlığı çalışanını temsil eden meslek örgütlerinin görüşleri televizyonda yer verilen ölçüsüz müstehcenlik ve mahremiyet ihlallerinin, başta topluma uyumlu bir kişilik geliştirme sürecindeki çocuk ve gençlerin olmak üzere tüm toplumun ruh sağlığını son derece olumsuz bir biçimde etkilediğini açıkça göstermektedir.
Bu itibarla VİVA yayın kuruluşu hakkında; Kanunun 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının ilk defa ihlali nedeniyle; Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca “Uyarı” yaptırımı uygulanması gerektiği, kanaatine varılmıştır.
Karar : Yapılan görüşmeler sonucunda, ayrıntıları ve gerekçeleri yukarıda izah olunduğu üzere; VİVA logosuyla yayın yapan ARTI TELEVİZYON YAYINCILIĞI SAN. VE TİC. A.Ş. unvanlı kuruluş hakkında;
6112 sayılı Kanunun 8 inci maddenin ikinci fıkrasında, "Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz. " hükmünün ihlali nedeniyle, aynı Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasına göre UYARILMASINA, aynı yayın ilkesinin tekraren ihlali halinde, Kanunun 32 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; “Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir.” hükmü uyarınca idari para cezası yaptırımı uygulanacağının yapılacak tebligatta bildirilmesine Üst Kurul Üyeleri Esat ÇIPLAK, Süleyman DEMİRKAN, Ali ÖZTUNÇ ve Ahmet YILDIRIM’ın karşı oyları ve oy çokluğu ile karar verildi.