İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığının 26.11.2018 tarih ve 914 sayılı yazısına konu BEYAZ TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 18.10.2018, 01.11.2018 tarihlerinde saat 11:14’de yayınlanan “Nur Viral'le Hayatta Her Şey Var” adlı program yayınına ilişkin uzman raporu ile video görüntülerinin incelenmesi ve değerlendirilmesiyle yapılan görüşmeler sonucunda;
Bahse konu yayına ilişkin uzman raporunda ayrıntıları belirtildiği üzere; BEYAZ TV logosuyla yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluş tarafından 18.10.2018, 01.11.2018 tarihlerinde saat 11:14’de canlı olarak yayınlanan, sunuculuğunu Nur Viral'in yaptığı astroloji, sağlık, magazin vb. konuların uzman kişilerle ele alındığı “Nur Viral'le Hayatta Her Şey Var” adlı programın 18.10.2018 tarihli bölümünde geçen diyaloglarda; "Benim en yakın arkadaşım komşum bana bir şeyler anlattı...Bu arada ben 13 yıllık evliyim. 3 tane çocuğum var. Ben 6 aylık hamileyken eşimle tartıştık yani kavga ettik. Bu sevdiğim arkadaşım hem komşum hem arkadaşım, karı-koca birbirimize gidip gelen bir insanız. Kavga ettiğimiz sırada, baya bir kavga ettik. Eşim dışarı çıktı yalnız başına. Orada baya bir içki içmiş...Sonra eve gelirken o dediğim komşum, zaten hemen yanımızda oturuyor. Arabasını oraya park ederken bunlar fark etmiş hani sarhoştur diye, düşecekmiştir diye. Bunlar evine alıyorlar....Evde de kahve yokmuş. Kocası da kahve almak için bakkala gitmiş. Bakkalın mesafesi de 5 dakika...O arada eşimle birlikte olmuşlar. İstemeden olmuş diyor, yani arkadaşım…Yav gözünü seveyim, benim dediğimi dinle. İstediğin doktora sor. Öyle bir güzel hatırlar ki. Belki kendine sahip olamadı, belki normal zamanda yapmayacağı bir şeyi yaptı ama yüzde yüz hatırlar. Ondan dolayı, ay yazık sarhoşmuş ta, kadın kendisi mi töbe töbe yaptı her şeyi. Hayır.-Yok, o mu bırakacaktı. Buna hem kel hem fodul denir. Sana mı sordum. Eğer o çocuk olmayaydı görürdü gününü. Sana başka türlü konuşurdum.- Ben, çocuklar dolayısıyla boşa demiyorum. Ama bil ki senin kocan her an yapabilir başka şeyler de. Oh ne güzel iki tane içki iç, vallahi farkında değildim....-..Ama bundan sonra böyle aç gözlü bir kocan varsa, aç dediğim yani manevi olarak, onu elde tutmak için çok acıklı ama vücuden, görünüş olarak, giyim olarak, bakım olarak ona sevgi, yakınlık olarak her yerde karılık yap ki, benim tabirimle adamı manevi olarak doyur. Mecbur muyum deme.- Çocuk evliliği kurtarmaz. İyi bir evliliğe taç olur sadece. Ve hazır olması lazım herkesin. Her hamilelikte insanların huyu değişiyor, vücudu değişiyor yüzü gözü değişiyor. O sıralarda bazı adamlar senin kocan gibi...o sırada zaten aç olan duygularını başkalarında arıyor. Bir tanesi de isabet alıyor.. Bir sürü ne olursa olsun, evlilik olsun da diyen kadın dolu etraf. Birine rast gelmiş. Sen dua et birine aşık olmasın. Seni, üç çocuğuna bakmaz kapıya koyar. Tabirimi maruz gör. Bu gibi adamlara üç çocuk değil bir tane bile yapılmaz...- Vallahi sizde kabahat. Ağzının payını, kusura bakma kaynanayım ben de, böyle konuşsam ağzımın payını verirler. Ben zaten konuşmam.-Evvela kocana söylettireceksin. Olmadı, böyle geldi çocuğunu emzirirken, senin yanında falanca bekar derse Allah şeyini açık etsin. O da inşallah benim kocam gibi iyi bir koca bulur. Onun tarafında gibi. Ama bunu yapabilmek için sinir sahibi olmak lazım. Bunları söylemek hakkından kibarca gelmek, bir, bunu hesaba katmıyorum demek iki. Gelelim şeye annenin bu kadar patavatsız olmasına. Ona mutlaka cevap, kibarca anne olduğu hatırlatılır. Karışmaması gerektiği hatırlatılır.. elmalarla armutları karıştırma sen bir annesin, ben karısıyım, bu da bizim kızımız denir. Ne demek yani herkesin yeri ayrı...Bu arada senin kocanın neden ve niçin bu lafları dinlediğini de merak ettim. Şahsiyetsiz mi, yahut onlardan bir beklentisi var da ağzını mı açamıyor. Yahut anneye hayır dememeyi mi öğretilmiş, anneci mi? Her şey aklıma gelir. Benim sana demeye çalıştığım buna bir çare bulacaksınız. Burun buruna yaşamayacaksınız bir. Gerekiyorsa başka şehre gideceksiniz iki. Yerinizi ayıracaksınız. Telefonlarda da oğlan gündüz işteyken anasıyla konuşur..anneyi bayramdan bayrama böyle bir anneyi bilhassa görürsünüz...
- Selin abla ne diyecek ama iki çift sözüm var, o afedersiniz kayınpeder bozuntusuna, tamam mı. Ona destek olan sözde kayınvalide bozuntusuna. Hiç mi ahlakınız yok, hiç mi vicdanınız yok....- Üç sene önce ben bunları söyledim, ben terkettim onu. Dedim ben bunları kabul etmem. Madem ki sen ya boşayacaksın ya da hatandan döneceksin...Ben çocuklarım için, benim üç tane çocuğum var. Eğer ki vazgeçersen ben kabul ediyorum...Ben geldikten sonra o kadını getirdi..İki buçuk sene falan onun yanında kaldı. İşte bir kız çocuğu oldu. Bir de hamile. Ondan sonra hamileyken kadın başkasına kaçıyor.... Eski sevgilisi varmış, eski sevgilisine kaçıyor....Onun ailesi zaten o pisliği tutuyordu. Yani diyordu, bu pislikleri yap..Sonra ben geldim. Ben kendime çalıştım. Çocuklarıma baktım. iki buçuk, üç sene falan. Ondan sonra kadın gitti başkasına kaçtı ya, bir iki hafta geldi aileme yalvardı. Ben yaptım siz etmeyin. Ben çocuklarıma dönmek istiyorum, ben eşime dönmek istiyorum....Ondan sonra ben barıştım. Kendim belki büyük bir hata da yaptım. Onu da Selin hanım söylesin. Ben onunla barıştım. Bir buçuk senedir barışmışım.- Ne yapıyor şimdi. Hangi kuzen sırada....Hala aldatıyor mu seni?
- Koca pankart açmış, ahlak şu bu üzerine.. O gittiği için, o varken de gelmiyor. O gittiği için sana geri geliyor. Sen de çocuklarının aşkına kabul ettin... Oradan affettin. Şimdi sana başka bir şey söyleyeceğim...Hiç aşk bekleme, meşk bekleme. Ahbaplık, arkadaşlık, kardeşlik, sevgililik, şunların hiç biri yok. En küçük çocuğun kaç yaşında bilmiyorum... Böyle bir adamın çocuğu iyi ki değilim. Allah korumuş beni..Böyle bir adam sevilmez. Böyle bir adamdan ne köy olur ne şehir....Bu evin içinde bir erkek sesi. Ne diyorum ben sinek olsun, erkek olsun....Bir şey bekleme ayrı odada yat...Kadınlık yapma...Nerede yaşıyorsun bilmiyorum ama bir ana okuluna küçük çocuğu veriyorsun..Ötekiler okula, sen işe gideceksin. Hiç laf istemiyorsun. Bir gözünün üstünde kaşın var demek yasak. Ne ona, ne onun ailesine. Söyleyeceksin yok böyle bir şey.. En küçük 18'ine geldi mi fırlat tekmeyi gitsin.- Tamam şekerim anladım, ayrı yaşa. Onun evinde yaşasın. Bu adam senin ne kocan, ne kardeşin, ne baban artık hiçbir şeyin...(Kocasının kendisine de iyi davrandığını söyleyen kadına sinirlenerek) Bir kere ne dedim sana? Saydım bütün o, yakın erkek olarak ne olabilir? Hiç birine layık değil. Aynı evi paylaştığın, çocuklarının babası olduğu için onlara babalık etsin, senin de koruyucun olarak evde bir adam olsun diye ama sen yarım gün olsun, çok özür dilerim hiçbir şeyi küçümsemiyorum. Ya bir eve git, yarım gün çalış ya bir yerde çaycılık yap...bir iş bul...Yanına da almayacaksın, ayrı yatacak. Çocuklarına babalık etsin, sizi geçindirsin. En küçük 18 yaşına geldiği zaman da nedir benim lafım? Salla gitsin.- Vallahi seni arkadan bıçaklayan adama ne yapılırsa onu yapacaksın. Kalkıyor hem bir halt ediyor, hem kadının tarafını tutuyor, ona arka çıkıyor. Yani buna söylenecek laf gayet net. Sen de mi Brütüs derler...Ben şahsım itibariyle çocuklar faktörünü bir tarafa bırakarak, insan olarak söylüyorum. Böyle adama güvenilmez...- Kocam sabah akşam bana küfür ediyor demiş sevgili seyircimiz. Küfür ettiğinde de beni dövüyor. Ben de onu döveyim mi, dövmeli miyim, ne yapmam lazım diyor.- Şekerim küçük köpek büyük köpeğe hev hev derse ne olur. Büyük köpek ona hav deyiverir, elinde kalır. Bence dövmeleri falan bırakın. Her zaman şunu söylerim. Bir adam eğer, manyak, kontak, akıl hastası, ruh hastası değilse durduğu yerde bağırmaz evladım. Mutsuz bile olsa bağırmaz. Bir kere mümkünse kocanı, eğer dediğim gibi rahatsız değilse avucunun içi gibi tanı. Ne söylersem kızar. Ne zaman bana küfrediyor. Ne hazır değilse, etraf şöyle mi, ben mi böyle kendime mi bakmamışım, şunu mu yapmışım. Bak bunlarla kocayı affetmiyorsun. Sadece durup dururken bağırmasının şeyini arıyorsun, sebebini. eğer bu sebeplerden bir kısmı da senden kaynaklanıyorsa mümkünse düzelteceksin kendini. Hayır kaynaklanmıyor, adam durduğu yerde bağırıyor en son çağrı, etrafa bakacaksın. Etrafına da bağırıyor mu, senin haricinde...hasta olduğu halde doktora gitmiyor mu, ya doktora gönderirsin ya da benden bu kadar dersin gooobye dersin.- Neden aç mı, yoksa sen geceleyin hayır mı dedin. yani bir üçüncü şeyi diyeceğim. Yorgun mu, hayır. sabah kalktığına göre yorgun değil. Ama seni sabah sabah azarlıyorsa, sana karşı hırlıyorsa, o zaman sen de kendine en cici şekilde ondan 10 dakika evvel kalk, yüzünü gözünü düzenle. Üzerine güzel bir sabahlık giy. Ondan sonra da günaydın kocacığım de. O sana hırlıyorsa tamam peki kahvaltıyı hazırlıyorum de. İçinden de ne küfrediyorsan onu et. Ama adamda bir bozukluk var..-Bunları seyrediyorsa, evde bir takım eksikliği var demektir. Nasıl insanlar tuz eksikliği duyarsa tuzlu ayran içer, bilmem ne içer, evet bunun da bir takım eksikleri var. Otur konuş vazgeçirerek olmaz. Doyurarak, ruhsal doygunluğa eriştir. Senden kaynaklanan bir şey varsa, yapmamaya çalış ve lütfen, lütfen kitabımı okuyun. Bunların üzerine binlerce yazı yazmışım o kitaplarda. Onun için bu kitapları da benden satın alıyorsunuz telefon ederek, ismimi yazarak vs. Bunlarla size yol gösteriyorum..-Yahu yasak aşkı devam ediyorsa, çocuk sevmek ne oluyor anlamadım? Neyse, diyelim ki oldu. Çocuk biraz ele avuca geldiği zaman babası onu, şayet sen de istiyorsan, kabul ediyorsan eve geldiği zaman ona iyi annelik yaparsın. "Canım, şekerim" dersin. Büyüdükçe arkadaş olursun, çocuğun gönlünü alırsın ama şimdi, "evet hayırlı olsun, bir tane daha yapın, bir tane az mı?" diyorsun yani. ", 01.11.2018 tarihli bölümünde geçen diyaloglarda ise; “Yıllardır çatlama var ama ben düzelir dedim doktora gidelim dedim. Bunu istemedi. Çok kez viagra yakaladım evde, cebinde yakaladım. ...Tek öğrenmek istediğim banyoda bunu yapma şeyi neden bu kadar bu safhaya geldi. Nur hanım kadınlık gururum gitti. İnanır mısınız gerçekten kalbim çok acıyor.... Şu an sizinle konuşurken titriyorum, vücudum tutmuyor. ..- Banyoda yapıyorsa eğer şahıs inşallah telefona da bakarak kendisini heyecanlandırmıyordur şahıs. Farzet ki öyle olsa ki çok çok yapıyorlar. Bu demektir ki prensip olarak seninle beraber olmak istemediğini gösteriyor. İstemediği için bu tarzda kendisini rahatlatıyorsa o zaman dışarıda pek bir şey yapmıyor demektir. Bir de bunu söyleyeyim. Yani bir iyi tarafı var bir kötü tarafı var. Çünkü yapanlar maşallah hiç bir şeye gerek kalmıyor. Sadece dışarıda yapıyor. Ama içeride olanlar açlık bastırıyor sadece. ...- ...sadece nafakayı geri çek diyor bana. - Katiyyen hayır, affetmek yok. Hayır.- Olmuyorsa da insafsızca iste....Bu adamı hazır sana bakarken güzel bir böyle eğitimini yükseltebilirdin, para biriktirebilirdin, iş bulabilirdin.... lisan öğren ne bileyim bunun parasıyla bir güzel sömürseydin iyi olurdu bana göre....Ne derler dinsizin hakkından kim geliyormuş imansız. -Valla kusuruma bakma kızacağım sana. Allah sana akılla karışık fikir de versin. Nasıl yaparsın ya...Nasıl yardım edeyim. Kafanın içine mantık mı koyayım..Oğlum şöyle düşüneceksin. Bir kere şundan yüzde yüz emin ol ki o çocuklara Allah için bakıyorsun. Ona karışmam. Ama böyle bir kadına artık tabirimi mazur gör kati kesin yardım etmeyeceksin, git sana belediye baksın diyeceksin. Kadın evli kocası nerede. O koca şayet bunu bilinçli olarak yapmıyorsa ne olayım. Karısını çalıştırıyor sana, çocuklarını evini geçindiriyor. Bilmem kaç sene geçmiş. Afedersin bulmuşlar senin gibi iyi yavrucak bir adama. Yani yavrucak diyeceğim sana kusura bakma. Yapmayacaksın. Oruç tutar gibi tutacaksın kendini. diyecek ki evladım anneniz vefat ettikten sonra bir erkek olarak benim bir takım ihtiyaçlarım var. Bak evlenmedim de...Ben kendime doğrusu başkaları tarafından ay ne biçim adam dedirtmem..Seni kırmamak için tabirlere dikkatli kullanıyorum. Yani akılsız derler sana en basitinden. Eğer böyle devam etmek istiyorsan devam et. Evlenmeyeceksin, bu kadın evlenilmez. İki bilesin ki o kocasıyla beraber 5 tane sorumsuzca yaptıkları o yavrucaklara bakıyorlar. Sen şöyle düşünebilirsin.Yani ben fakir çocuklara, işte 5 çocuğa bakıyorum diye düşün. Bu arada karşılığında da bu kadıncağızın, kadıncağız diyorum ama küçümseyerek söylüyorum, acıdığımdan değil, işte ben de tatmin oluyorum. vs...- Evet üç eşimle beraber yaşıyorum. İmam nikahlıyım tabi. /Yok yanlış değil, üç eşimle beraber yaşıyorum, imam nikahlıyım. Adana'dan arıyorum ben. - Güzel şeyler yapmamışsınız....Hiçbir şeye acıma iki çocuğa acı. ...Valla ben ben hiç sevmedim bu durumu. Buna bir çare bul....Burası muz cumhuriyeti mi? Şimdi aşık olduğum dediğinden de iki tane gelecek. Doğru yapmıyorsun. Kanunlar karşısında da suçlusun. - Evcilik oynuyor evcilik..Senelerdir yapamamış, şimdi giderayak birazcık evcilik oynayım. Bırak Allah aşkına. Yani istiyorsan görme. Gözünü kulağını kapat ama ben olsam biraz iğrenti gelir bana kusura bakma” şeklinde ifadelere yer verildiği görülmüştür.
İhlale konu programda, evlilik sorunlarını nasıl çözeceğini, sorunun üstesinden nasıl geleceği konusunda izleyicilerin programa yardım talebiyle bağlandığı, aile terapistinin de genellikle aldatma üzerine olan sorunlar için bir takım önerilerde bulunduğu, ancak yapılan önerilerin, problemlerin ve sıra dışı ilişkilerin çözümü noktasında yetersiz kaldığı, aile içinde sorunların oluşmasında ve çözümünde ekonomik, sosyo-kültürel, psikolojik vb çeşitli etkenlerin gözardı edilerek, evliliklerde yaşanan önemli sorunların çözümünün bir kaç dakikalık sürelerle anlatılmaya çalışıldığı, aile terapisti olarak sorunlara çözüm önerilerinde bulunulurken sorunlarını anlatan izleyicilere "ya doktora gönderirsin ya da benden bu kadar dersin goodbye dersin.", "Böyle adama güvenilmez...", "Bir şey bekleme ayrı odada yat...Kadınlık yapma...En küçük 18'ine geldi mi fırlat tekmeyi gitsin....", "...Üzerine güzel bir sabahlık giy. Ondan sonra da günaydın kocacığım de. O sana hırlıyorsa tamam peki kahvaltıyı hazırlıyorum de. İçinden de ne küfrediyorsan onu et", "..lisan öğren ne bileyim bunun parasıyla bir güzel sömürseydin iyi olurdu bana göre....Ne derler dinsizin hakkından kim geliyormuş imansız...", "Burası muz cumhuriyeti mi?", "Gözünü kulağını kapat ama ben olsam biraz iğrenti gelir bana kusura bakma" şeklinde ifadelerle, konunun ciddiyetiyle bağdaşmayan, dil ve üslup bakımından da bilimsellikten ve yapıcı olmaktan uzak çözümlerin dile getirildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere, toplumların birlikteliğini, devamını sağlayan değerleri vardır. Ahlaki değerler de bunlardan olmakla birlikte insanlara iyiyi, doğru olanı, güzel olanı göstermekte ve toplumun devamını sağlamaktadır. Yine toplumun temelini oluşturan aile her toplum için önemli görülmekte, ailenin korunması ve sağlıklı ailelerin kurulması gelecek nesiller için önem arzetmektedir. Eşlerin birbirine sadakati, güveni ailenin devamı için gerekli olup, toplumsal ahlaki değerlerdendir. Dolayısıyla geniş kitlelere hitap eden yayıncı kuruluşun bu yayını ile aile birliğini korumaktan uzak bir tutum içinde, daha çok izlenilirliği artıran tavırlarla sürdürüldüğü ve kamusal sorumluluk anlayışıyla hareket etmediği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle mezkur yayında, 6112 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin ihlal edildiği sabit görülmüştür.
Bu itibarla;
6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan; "Yayın hizmetleri;..Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz." ilkesinin ihlali nedeniyle;
6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Bu Kanun’un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (f), (g), (ğ), (h), (n), (ö), (s), (ş) ve (t) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine ve aynı maddenin dördüncü fıkrasına aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.” hükmü uyarınca, idari para cezası ve program yayını durdurma idari tedbirinin uygulanması gerektiği,
a) İhlalin ağırlığı, yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği tarihi itibariyle kuruluşun Ekim 2018 ayına ait ticari iletişim gelir beyanının 3.671.861,82 Türk Lirası olduğu değerlendirilerek, yüzde üç oranı (%3) 110.156,00 TL İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASINA,
b) İdarî tedbir olarak, ihlale konu PROGRAM YAYINININ TAKDİREN 3 (ÜÇ) KEZ DURDURULMASINA, bu idari tedbirin uygulanma zamanın kuruluşa yapılacak tebligatta bildirilmesine,
c) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan; “… Yükümlülük veya yasağa aykırılık dolayısıyla idarî tedbir olarak programın yayınının durdurulması kararının verilmesi halinde, yaptırım uygulanmasına sebebiyet veren fiilin işlenmesinden dolayı sorumluluğu olan programın yapımcısı veya varsa sunucusu, yayının durdurulduğu süre zarfında, aynı veya farklı medya hizmet sağlayıcı kuruluşta hiçbir ad altında başka bir program yapamaz veya sunamaz.” hükmü uyarınca, işlem yapılması hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
d) İdari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan programın yerine, Üst Kurulca gönderilen programların, programın başında; “Bu program, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun 05.12.2018 tarih ve 2018/49 sayılı toplantısında alınan 12 No’lu kararı uyarınca, kuruluşumuzun 18.10.2018, 01.11.2018 tarihlerinde saat 11:14’de yayınladığı "Nur Viral'le Hayatta Her Şey Var" adlı programda, 6112 sayılı Kanun'un 8’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan, yayın hizmetleri ‘Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.’ ilkesinin ihlali nedeniyle idari tedbir uygulanması sonucu yayını durdurulan program yerine yayınlanmaktadır.” metninin anlaşılır şekilde okunarak DVD/CD’de yer aldığı şekliyle ticari iletişim yayını içermeksizin yayınlanmasına, ayrıca anılan metnin program yayını süresince ekranın altında akar yazı ile verilmesine,
e) 6112 sayılı Kanun'un 32’nci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “ (…) 8’inci maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (d) bentleri dışındaki bentlerini, aynı maddenin ikinci fıkrasını ve bu Kanunun yayın hizmetlerinde ticari iletişimi düzenleyen hükümlerinden herhangi birini yaptırım kararının tebliğinden itibaren bir yıl içinde yirmiden fazla ihlal eden medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayını beş güne kadar durdurulur. Bir yıl içinde aynı ihlalin tekrarı halinde, medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yayınının beş günden on güne kadar durdurulmasına; ihlalin ikinci tekrarı halinde ise yayın lisansının iptaline karar verilir. Programlarının yayını veya yayınları süreli durdurulan medya hizmet sağlayıcı kuruluşun yaptırım kararının tebliğine rağmen kararın gereklerine aykırı olarak yayınlarına devam etmesi halinde yayın lisansının iptaline karar verilir.” hükmü uyarınca işlem tesis edileceği hususunun yapılacak tebligatta bildirilmesine,
Oy birliği ile karar verildi.